Basın İlan Kurumu, DHKP-C tarafından şehit edilen savcının fotoğraflarını yayımladılar diye 39 gazeteye ilan kesme cezası verdi.
Suçlama, “gazeteciler terörist” ve “gazeteler terör propagandası yapıyor.”
Basın İlan Kurumu değil mahkeme sanki. Oturmuşlar, yönetim kurulu olarak gazetelere bu ağır suçlamaları yüklemişler, sonra da cezayı kesmişler.
Mahkeme, hâkim, savcı hak getire.
“Biz yaptık” oldu.
Açıklama da öyle zaten: “Yönetim kurulu olarak bu kararı aldık, uyguladık.”
Tebrik ederiz, elinize sağlık!
Zaten bir kısım medya da yarın muhtemelen “Bravo Basın İlan Kurumu”na, ne güzel karar almış diyecek.
Basın Konseyi hemen bir açıklama yaptı ve “ilan vermeme cezası”nı, özgür basının önüne çıkarılan dev bir engel olarak yorumladı. Konsey, “Basın İlan Kurumu yönetiminin verdiği bu talihsiz karar aslında; gazetecileri terörist ilan eden ve gazeteleri terör propagandası yapmakla suçlayan zorlama bir karardır” dedi.
Bir gazete sahibi
Aslında Basın İlan Kurumu, bu cezalandırma yöntemini yıllardır Anadolu’daki küçük gazeteleri “dövmek” için kullanıyordu.
Dün, bir ilimizde gazete sahibi olan tecrübeli bir gazeteciyi arayıp cezaları hatırlattım, şunları anlattı:
“Basın İlan Kurumu, son yıllarda beğenmediği her haber için bize ceza uyguluyor. Bizi suç işlemekle suçluyorlar. Ben de suç dedikleri haberi savcılığa şikâyet ediyorum. Savcılık, ‘suç yoktur’ diye kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veriyor. Ancak işe yaramıyor. Basın İlan Kurumu’na gidip, ‘Savcılık suç yok dedi, memlekette adalet varsa bir tane var, yargı varsa bir tane var. O kararınızı değiştirin’ diyorum, ‘O iş başka, bu iş başka diyorlar’ ve cezayı sürdürüyorlar. Bu konuda sadece İstanbul’da tek bir mahkemeye itiraz hakkımız var ve itiraz için de 3 günümüz var. Tabii ki buradan kalkıp İstanbul’a gidip itiraz filan etmiyoruz, cezayı kabullenip duruyoruz.”
Üstelik bu gazete sahibi, “Lütfen adımı yazma, daha yeni cezalardan kurtuldum, yine bana ceza kesmesinler” diye tembih etmeyi de ihmal etmedi.
Yani korkuyor hâlâ.
Basın İlan Kurumu, Anadolu basınını yıllardır bu yöntemle “terbiye” ediyor.
Tek farkı, şimdi bunu ulusal düzeyde, 39 gazeteye birden ceza kesmeye başlamaları.
USA Today bastı
Peki savcının şehit edilmesinden önce çekilen görüntüleri yayımlayan Amerikan gazeteleri ne olacak?
Mesela USA Today gazetesi o fotoğrafı birinci sayfasından yayımladı, başka bazı gazeteler de verdiler görüntüleri.
Televizyonlar yayınlar yaptı; hat ta görüntüler, bu yabancı gazetelerin internet sitelerinde hâlâ duruyor.
Onlar ne olacak?
Basın İlan Kurumu, onlara da ceza uygulayacak mı?
Tabii ki böyle bir şey olmayacak.
Gördüğünüz gibi dünya, basın özgürlüğüne, bizim Basın İlan Kurumu’ndan çok farklı bakıyor.
Yapılan hem ayıptır hem de yazık.
Anadolu’da yüzlerce yerel gazete var, buralarda binlerce gazeteci çalışıyor.
AKP dönemi ve eğitim
Anadolu liseleri ve yabancı özel okullara kayıtlar haftaya başlayacak.
Öğrencilerin TEOG puanları da haftaya açıklanacak.
Ama büyük bir karmaşa var.
Özel okullar, öğrenciler için farklı puanlar açıkladılar, kimi bin puan üzerinden, kimi 800, kimi 500, kimi de 400 puan üzerinden değerlendirme yapacak.
Ayrıca, özel bir okula kayıt yaptıran, Anadolu lisesine kayıt yaptıramayacak.
Ortaokulu bu yıl bitirip liseye geçmeye hazırlanan 1 milyon çocuğun velisi çıldırmış durumda.
Çocuklar okullara yerleştikten sonra, geçen yıl olduğu gibi “150 km uzakta” okullara kayıt edildiklerini de okuyacağız herhalde.
Hatırlayın geçen yıl, gazeteci Fatih Altaylı’nın kızını 180 km uzakta bir imam hatip lisesine kaydetmişlerdi.
Türkiye’de eğitim hiç bu kadar büyük bir kaos yaşamamıştı.
Durumu bugünlere getirenleri tebrik etmekten başka çare yok.
13 yıllık AKP iktidarı, sandıkta niye bu hale geldiğine sebep ararken milli eğitim politikalarını da unutmasın.
Tüm uyarıları dinlemeyip “En iyi biz biliriz” derken, durumu bu hale getirdiler.
