Yedi Yıl Olursa...

19 Aralık 2011 Pazartesi
\n

\n\n\n

Cumhurbaşkanının görev süresinin yedi yıldan beş yıla düşürülmesine yönelik anayasa değişikliğiyle birlikte Abdullah Gülün cumhurbaşkanlığının 2012de sona ereceğine ilişkin hukuksal yorumu eski CHP Genel Başkan Yardımcısı Hakkı Süha Okay yaptı:

\n

Kanun koyucu bir statüyü yeniden düzenlerken önceki statünün uygulanacağını ifade etmediği sürece kazanılmış haktan söz edilemez. Bu da doğrudan doğruya statü hukukunu ilgilendirir. O nedenle hukuk temelinde artık yedi yıllık sürenin konuşulması dahi söz konusu değildir. Bu yönde bir geçici madde ilgili anayasa değişikliğiyle konulsaydı bu konu o zaman değerlendirilebilirdi. Cumhurbaşkanlığı süresi beş yıldır.

\n

Olayın siyasi yanı da var kuşkusuz. Gülün görev süresi yedi yılda tamamlanırsa neler olabileceğini şöyle bir aklımızdan geçirelim:

\n

Anayasa değişikliği yapılmış, tam bağımlı, piyasasever ılımlı İslam federasyonu kurumsallaşmış, yenilenen genel seçimle AKP yine büyük çoğunlukla iktidarı bir kez daha ele geçirmiş, Recep Tayyip Erdoğan da Çankayaya tam yetkiyle taşınmış olacak!

\n

Gülün görev süresinin beş yıl olduğunu kesin bir dille kamuoyuna açıklayan CHP ve MHP, hem hukuken hem de siyaseten doğrusunu yapmış oldu.

\n\n\n

Malta yargılaması

\n\n\n

Fransa Meclisi, Ermeni soykırımı iddiasının reddedilmesini suç sayan yasa önerisini gündemine aldı.

\n

Uluç Gürkan, Ermeni Sorununu Anlamakadlı kitabında çok önemli bir tez geliştirmiş. 100’ü aşkın İttihat ve Terakki yöneticisinin Müttefikler tarafından Maltaya götürülmesinin sürgün değil, biryargılamaolduğunu savunuyor Gürkan:

\n

Burada Ermeni iddialarıyla ilgili soruşturmayı Londradaki İngiliz Kraliyet Başsavcılığı yürütmüştür. Milletler Cemiyetinin çeşitli oturumlarında Maltada İngiliz Kraliyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturmaya atıf yapılarak dava açılması halinde ilgili mahkemenin nasıl kurulacağı ayrıntılarıyla konuşulmuştur. İngiliz Kraliyet Başsavcılığı, Maltadaki Türk tutuklular hakkında kovuşturmakararı verip dava açmış olsaydı, Ermenilerin katledildikleriyolundaki iddialarının Milletler Cemiyeti tarafından yetkilendirilen bir uluslararası mahkeme tarafından ele alınması gündeme gelebilecekti.

\n

Oysa gelmemiş. Neden? Çünkü, Malta yargılaması, İngiliz Kraliyet Başsavcılığının İttihatçılar hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararıyla son bulmuş. Savcı, bir suçlamada bile bulunmamış yani. Uluç Gürkanın dediği gibi:

\n

Maltada, bugün soykırımolduğu iddia edilen olaylar soruşturulmuştur. Malta yargılaması, sonucu itibarıyla Ermeni soykırımıiddialarının geçersizliğini hem hukuksal hem de tarihsel açıdan açıkça ortaya koymaktadır.

\n

Fransa Meclisi, önündeki yasayı onaylarsa, bir anlamda Türklerden nefret ettiğini ilan etmiş olacak!

\n\n\n

Sarıhan’ın mektubu

\n\n\n

Zeki Sarıhan, uzun yıllardır yürüttüğü Ulusal Eğitim Derneği Başkanlığından ve Öğretmen Dünyası dergisindeki görevlerinden ayrılıp yerini arkadaşlarına bıraktı. Dostlarına gönderdiği veda mektubunda, üç \ttürlü insanın varlığından söz etmiş:

\n

Birinciler bu topluma bir şey vermeden ondan almak isteyenler. İkinciler topluma bir şeyler verenler ve bunun karşılığını para, unvan veya saygınlık olarak almak isteyenler, üçüncülerse topluma bir şeyler verenler, fakat hiçbir karşılık beklemeyenler. Bu üçüncüleri tatmin eden tek şey vicdanlarına karşı sorumluluktur.

\n

Henüz 67 yaşındayım. Sesim çıktığı, elim kalem tuttuğu sürece yurdumuza ve halkımıza yapılan haksızlıklara karşı çıkmanın ödenmesi gereken bir borç olduğunu biliyorum.

\n

Yurt işleri; çetin direnç ister, korkusuz bilinç ister. Zeki öğretmenin yüreği, işte tam da orada atıyor.

\n\n\n

Korkuyorum

\n

\n\n\n

ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden Türkiyeye geldiğinde, otel ve restoran sahibi Sahir Erozan, İstanbuldaki evinde bir gece düzenlemiş. Geceye katılan gazetecilerden Cengiz Çandar, Bidena Artık yazmaya korkuyorum, bir sabah alınıp götürülürüm diyedemiş.

\n

Çandar bile böyle diyorsa, halimizi anlayın artık...

\n\n\n

Dirsek teması

\n\n\n

Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykalın son İzmir gezisini değerlendirenler; belediye başkanları, milletvekilleri, il genel meclis üyeleri, il ve ilçe parti yöneticilerinin \torada olduklarından söz ederek Baykalın nicelikli değil, nitelikli bir kalabalıktarafından karşılandığını söylüyorlar.

\n

Geziye ilişkin yapılan \tbir saptama daha: Baykal ve Önder Sav ekipleri, \tilk kez İzmir gezisi dolayısıyla dirsek teması kurmuşlar...

\n\n\n

MUHABBETİN MEHABETİ

\n\n\n

TBMMnin AKPli Başkanvekili Sadık Yakutun, salondan gelen çüş sesi üzerine Bu söz, hiç Meclisin muhabbetine yakışıyor mudediğine tanık \t\tolan TİHAK kurucularından Ö. Faruk Yenigün, bir düzeltme yapma gereği duyuyor:

\n

Sözün aslıMeclisin mehabetidir. Mehabet; Osmanlıca bir kelimedir ve anlamı kısaca saygı duygusu olarak tanımlanabilir. \t\tYani Meclisin saygınlığı...

\n

Muhabbetse; sohbet, sevgi, aşk vb anlamları ifade eder.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

IMF Defteri 27 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları