Öztin Akgüç

Doların Çöküşü

27 Aralık 2008 Cumartesi

Dünya ekonomisi son yarım yüzyılda dolar (USD) egemenliğinden doların çöküş aşamasına geldi. IInci Dünya Savaşı ertesinde USDnin egemenliğini amaçlayan, sağlayan Bretton-Woods sistemi olarak tanımlanan bir düzenek oluşturulmuştu. Ülkelerin ulusal paraları sabit bir kur üzerinden USDye, USD de yine sabit bir fiyat üzerinden (bir ons altın 35 USD olarak) altına bağlanmış ve USDnin belirlenen fiyat üzerinden altına çevrilmesi, konvertibilitesi kabul edilmişti. Böylece dolaylı bir biçimde de olsa ulusal paraların değeri altın karşılığına bağlanmış, dünyada bir tür altın kambiyo sistemi oluşturulmuştu. Belirlenen sabit kurlar, esaslı dengesizlik halinde, daha açık bir deyişle cari işlemler açıklarının ya da fazlasının büyük boyuta ulaşması ve uzun süreli olması koşuluyla, IMFnin onayı ile değiştirilebiliyor, devalüe ya da revalüe edilebiliyordu. Sistem rekabetçi fiyat ayarlamalarını, rekabetçi devalüasyonları, korumacılığı önleyerek, istikrar sağlamayı amaçlıyordu.

USD egemenliğinin kurulduğu dönemin ilk yıllarında sorun USD kıtlığı idi. USD kıtlığı dünya ticaretini sınırlayan bir etken olarak görülüyordu. 1960lı yılların başlarında ekonomik yazın şöyle bir tarandığında, dolar kıtlığına ilişkin çok sayıda makale ve kitap yazıldığı görülmektedir.

1970’li yıllara yaklaşıldıkça ABDnin cari işlemler açıkları, ABDnin ülke dışı yatırımları, Vietnam savaşının gerektirdiği harcamalar, USD kıtlığını, bir yerde USD bolluğuna dönüştürdü. ABD USDyi altına karşı devalüe etmek, USDnin değerini altına karşı düşürmek gereğini duydu. USDnin devalüe edilmesi, elinde USD birikmiş olan ülkelerin, USDyi altına çevirme taleplerini durduramadı. Bunun üzerine ABD Nixon döneminde 1971 yılının sonlarına doğru, altın penceresini kapattı. Böylece USDnin serbestçe altına çevrilmesi, konvertibilitesi ortadan kalkmış oluyordu. Bretton Woods sisteminin çökmesiyle USDnin mutlak egemenliği, sistem olarak da, fiilen de sona eriyor; dolar terim yerinde ise gerileme dönemine giriyordu.

Altın penceresinin kapanmasından ve USDnin altına konvertibilitesinin sona ermesinden sonra USDnin değeri uzun süreli olarak diğer güçlü paralara ve altına karşı düşme eğilimi içine girmiştir. Zaman zaman USDnin değerinde çıkışlar, yükselmeler gözlenmiş ise de, kısa süreli çıkışlar, uzun süreli düşme, gerileme eğilimini değiştirmemiştir. Siyasal nedenler, beklentiler, spekülasyon, dönem dönem genel eğilime ters gelişmeler yaratsa da, kısa dönemli gelişmelere bakarak yanlış yorumlara kapılınmamalı, yanlış kararlar alınmamalıdır.

USD, 2000li yılların başlarında Irak ve Afganistan savaşlarının etkisiyle de çöküş dönemine girmiştir. Yaşanan kriz, bu çöküşü bir yerde tescil etmiştir. Bir paranın hem faizinin düşük olması hem de sürekli değer yitirmesi, finans mantığına aykırı bir gelişmedir. Ancak ABDnin para basmak ve faizi düşürmek dışında başka bir alternatifi kalmadığı anlaşılmaktadır. ABDnin bütçe ve cari işlemler açıklarının boyutları, alternatif politikalar izleme olanağını kısıtlamış, hatta ortadan kaldırmıştır.

Günümüzde ABDnin ekonomik durumunu, 1970li yıllardaki koşullara benzetenler vardır. 1970li yıllarda da bu denli olmasa da ABD ekonomisinde bir durağanlık, bir gerileme yaşanmıştı. Günümüzde ise durağanlıktan, gerilemeden çöküş aşamasına girilmiştir. Yine de zaman zaman bazı yorumcuların gayreti, siyasal nedenler, spekülatif hareketler sonucu kısa süreli olarak USDnin değerinde geçici kıpırdamalar, yükselmeler görülebilir. Ancak kısa süreli zik-zaklar uzun süreli düşme eğilimini değiştirmemektedir, değiştirmeyecektir. Dolardaki bu eğilim yıllarca önce gözlenmiş, yeni bir para sistemi oluşturulması önerilmişti. Ancak her olumlu öneri gibi dikkate alınmamıştır. Belki yaşanan krizin olumlu bir yönü, uluslararası yeni bir ödeme sisteminin kurulması yönünde itici bir güç oluşturması olabilir.


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları