Suriye İzlenimlerim (2)

28 Aralık 2008 Pazar

Geçen haftaki yazımın sonunda Suriye yolculuğu izlenimlerimi sürdüreceğimi bildirmesem bu hafta belki de bir başka konuda, örneğin Türkiyede farklı olmak başlıklı araştırma ya da özür bildirisi konularından birinde yazardım

Ülkemiz Türkiye gerçekten de köşe yazarı bakımından bir konu cenneti. Baş döndürücü, değişken, ama öte yandan da ne yazık ki hiç değişmeyen gündemiyle

***

Bir Ortadoğu ülkesine bu ilk yolculuğumun izlenimlerini anlatmayı, şu anda bulduğum bir deyimi kullanarak, spotlama yöntemiyle sürdürmeye çalışayım

Bu yolculukta bende iz bırakan kişiler ve olaylar arasında Şam Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı öğrencisi Rita Sarkisin görüntüsü ve öyküsü ön sırada yer alıyor

Suriyeli bir Ermeni aileden, Türkçeyi akıcılıkla konuşan bu güzel ve şirin genç kızın Türkçe öğrenme öyküsü bana çok ilginç göründü

Aile Türkiye sınırına yakın bir yerleşim yerinde oturuyor.

Baba Türkçeyi Türk TV kanallarını izlerken öğrenmiş ve sevdiği bu dili öğrenmeye kızını o yönlendirmiş

Rita bu konuda ilk öğretmeni olarak babasını görüyor ve kendisinde Türkçe sevgisi uyandıran bu Ermeni babadan sevgiyle söz ediyor

Görüldüğü gibi yaşam dediğimiz şey her türlü biçimsel özürden, soğuk diasporadan, şu ya da bu soydandır gibi saçma sapan suçlamalar ya da soyum şudur budur gibi ahmakça övüngenliklerden çok daha zengin ve anlamlı

***

İkinci spotu, bizi Suriyeye davet eden Mas Ekonomik Grubu başkanı Firas Tlassla zarif eşi bayan Tlassa ve çoğunluğunu türbanlı hanımefendilerin oluşturduğu davetli Türk topluluğuna yöneltiyorum

Bayan Tlass, İngiliz edebiyatı uzmanı bir Müslüman Suriyeli.

İngilizcenin yanı sıra mükemmel Fransızcası, cesur bile sayılabilecek modern ve zarif giyim kuşamıyla tam anlamıyla bir Batılı hanımefendi.

Onu, grubumuzdaki (çoğunluğu davetli gazetecilerin yakını) türbanlı hanımlarla birlikte bakışlarımın çerçevesine aldığımda şöyle düşünüyordum:

Sanki mesela 1930ların Türkiyesine Afganistandan bir kadınlar topluluğu, Cumhuriyetin ve Cumhuriyet kadınının nasıl bir şey olduğunu görüp öğrenmeye gelmiş

Cumhuriyet kadını onlara görüntüsüyle de örnek oluyor

O yılların Afgan kadınları Türkiye Cumhuriyeti kadınından mutlaka bir şeyler öğrenirlerdi

Bizim bugünküler, Suriye yolculuğumuzun ikinci gününde, Şam Sanat Evindeki davette, davetin ev sahibesi Müslüman ve Arap bayan Tlassla karşılaştıklarında azıcık da olsa şaşırıp burkulmuşlar mıdır dersiniz?

Sanırım bu satırları okuyan birçok kişi de bu soruyu benim gibi hiç sanmıyorum diye yanıtlayacaktır

Ya aralarında en çok on iki-on üç yaşında, başı sımsıkı türbanlı bir çocuğun da bulunduğu bu Türkiye Cumhuriyeti kadınlar topluluğunun görüntüsü karşısında bayan Tlassın aklından geçmiş olabilecekler?

Tahmin etmek güç olmasa gerek

***

Suriye yolculuğu izlenimlerimin ikinci ve son bölümünü de bu gözlemler oluştursun

Görüldüğü gibi ülke gündeminden yine de pek uzaklaşamadım

Bir Ortadoğu ülkesine bu ilk yolculuğumda, hayallerimizi süsleyen masalsı Arap kültürünün izleri pek yoktu

Buna karşılık Şamdaki Ulusal Müzenin düzenlenişinden ve zenginliğinden çok etkilendim.

Emevi Camisi de görülmeye değer bir sanat başyapıtı.

Bir başka gözlemim, ülkemizle Suriye arasında gelişmeye hazır kültürel (ve kuşkusuz başka birçok alandaki) ilişki potansiyeli

Suriye yolculuğumuzun mimarı sayılabilecek, Şam Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölüm başkanı, tarihçi ve edebiyatçı Doç. Mehmet Yuva, Hatay Samandağdan

Şam Üniversitesinin çeşitli bölümlerinde yine genellikle Hatay ve çevresinden pek çok genç öğrenim görüyor

En uzun ortak sınıra sahip olduğumuz, derin tarihsel ve kültürel bağlarımız olan Suriye, hızla değişip geliştiği gözle görülebilen bu kardeş ülke, Türkiyenin Ortadoğuya ve bütün Arap dünyasına açılan en yakın ve en önemli kapısı olabilir

[email protected]

Faks: (0212) 343 72 64



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Ülkem için korkuyorum 24 Nisan 2024
Devlet suç işliyor 17 Nisan 2024
Bir bayram kutlaması 10 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları