Yerel özerklik nereden geliyor?

19 Eylül 2015 Cumartesi

Güneydoğu’da kimi belediyelerce ilan edildiği duyurulan “yerel özerklik” tanımı ilk kez o bölgeye özgü nerede söz edilmiştir?
Örneğin, sanıldığı ve çoğunlukla ileri sürüldüğü gibi “Avrupa Yerel Özerklik Şartı”nda mı?
Hayır.
Tanım, AKP’nin ve yandaşlarının her fırsatta övündükleri Osmanlı’nın imza attığı Sevr Antlaşması’nda geçiyor.
Anadolu’yu parça parça bir sömürge haline gelmesini öngören Sevr Antlaşması’nın “Kürdistan” başlıklı 62. maddesinin ilk tümcesi şöyle:
“Fırat’ın doğusunda, ileride saptanacak Ermenistan’ın güney sınırının güneyinde ve 27. maddenin II-2 ve 3. fıkralarındaki (Antlaşmanın Türkiye’nin Suriye ve Irak sınırlarını belirleyen fıkralar) tanıma uygun olarak saptanan Türkiye’yi Suriye ve Irak’tan ayıracak sınırın kuzeyinde, Kürt unsurunun sayıca fazla olduğu yerlerin yerel özerkliği (mahalli muhtariyet) planı, antlaşmanın yürürlüğe konulmasından başlayarak altı ay içinde, İstanbul’da toplanacak ve İngiliz, Fransız ve İtalyan hükümetlerinden her birinin atadığı üç üyeden oluşan komisyon tarafından hazırlanacaktır.”
Lozan ile yırttığımız Sevr, bugün o günkü tanımlarıyla gündemdedir.
Sevr’de “yerel özerklik” için kurulacak komisyonda görev alması öngörülen İngiltere, bugün saraydakinin özel istihbaratçısı aracılığıyla PKK ile Oslo’da yürütülen pazarlıklarda “hakem” ya da “gözlemci” devlet olarak yer almıştır.
O günün sömürgecisi, bugünün hakem ve gözlemcisi İngiltere ile ilgili bir küçük not daha:
Lozan’da Türk delegasyonunun Başkanı İsmet İnönü, Musul sorununun orada yaşayanların oylarıyla belirlenmesini önerir. Buna karşılık, çıkarları için bölgedeki halkları birbirine karşı kışkırtan İngiltere’nin temsilcisi Lord Curzon, Kürtler konusundaki düşüncelerini şöyle dile getirir:
“Ahali göçebedir. Kim rey verecek? Reyiâm (oylama) için sükûn ve asayiş lazımdır. Orada ahali birbirini keser. Sükûn ve asayişi kim temin edecek? Hangi ordu? Türk ordusu mu, İngiliz ordusu mu?
Kürt ve Araplar cahildir. Seçim sandığı nedir, ömürlerinde görmemişlerdir. Bunlar, sandığı, getirenin başına atarlar.”
Emperyalizm, işine geldiği zaman “yerel özerklik” diye sözde özgürlük masalını dile getirir, işine geldiği zaman da aşağılar!

Barış yarışması
ADD Batıkent Şubesi, savaş yıkıcılığına karşı “Yurtta Barış ve Dünyada Barış” konulu bir kompozisyon yarışması açtı.
Ankara’daki liselerde okuyan öğrencilerin 13 Aralık 2015’e kadar katılabileceği yarışmanın koşulları “ADD Batıkent Şubesi- Ahmet Taner Kışlalı Kültür Merkezi, Yeni Batı Mahallesi Erciyes Caddesi Murat Dağı Sokak No: 2 Batıkent ANKARA” adresinden ya da “256 66 65” numaralı telefondan öğrenilebilir.

Goygoycu akıldane
Turgut Özal da, tek adamlık yolunda başına buyruktu.
Şair Cemal Süreya, Ekim 1989’da, “Ülkemiz sizden kurtulsun/Biz de bir işe yaramış olalım” diye yazmış ve arkadaşı, yazar Muzaffer Buyrukçu ile birlikte Turgut Özal’a Kadıköy vapur iskelesinden intihar etmeyi önermişti.
Süreya ve Buyrukçu önerdikleri gün iskelede beklemişler, ama Özal gelmemişti.
O aydınlar, güneşten yeleli atlara binip gittiler...
Saraydakine akıldanelik yapıp her önüne gelen metne “Biz aydınlar” diye başlayarak imza atan akiller ise, büyük yazardan sayılıyor şimdilerde.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

IMF Defteri 27 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları