İsviçre'nin Davos'undan Brezilya'nın Belem'ine...

29 Ocak 2009 Perşembe

Ana tema Kriz Sonrası Dünyasının Biçimlendirilmesi”...

Yalnız, Davosta bugün başlayan 39. Dünya Ekonomi Forumu toplantısının değil, dünyanın hemen her noktasında krizle karşı karşıya kalıp çözüm arayanların gündemi bu.

Önce isterseniz, bir dönem zenginler kulübü olarak adlandırılan son yıllarda ise gelişmekte olan, hatta yoksul ülke liderlerinin de katıldığı bir foruma dönüşen, 96 ülkeden, 2 bin 500 katılımcının yer alacağı Davos zirvesinden bahsedelim. Zirveye bu yıl ilk kez rekor düzeyde olarak kabul edilen 41 devlet ve hükümet başkanı da katılıyormuş. Tabii bizim AKP hükümeti de Erdoğan başkanlığında tam kadro orada...

Zirvede, dünyanın en büyük ikinci ekonomik krizinin yaşandığı bu dönemde hem mevcut krizden nasıl çıkılacağı hem de yeni ekonomik düzenin ne olması gerektiği tartışılacak. Bu kapsamda küresel mali sistemin yeniden istikrara kavuşturulması kriz sonrası dünyasının yeni değerleri ve liderlik biçimleri ile bilim, teknoloji ve yenilikçi gelecek dalga ekonomik büyüme modelleri de ele alınacak.

Yalnız hükümet liderleri değil, dünyanın önde gelen ekonomist, işadamı, medya temsilcisi ve sivil toplum kuruluşu yetkilisi, krizden çıkış ve kriz sonrası dünya konusunda ortak akıl arayışı gerçekleştirecek.

Aslında zirvede resmi olarak söze dökülmese de asıl arayış, kapitalizmin krizden sonra nasıl bir seyir izleyeceği olacak. Aynı soru 8 Ocakta Pariste Le Monde ve Financial Times gazetelerinin ortak düzenledikleri Yeni Dünya ve Yeni Kapitalizm adlı bir arama konferansında da tartışılmıştı. Dünya Ticaret Örgütü Başkanı Pascal Lamy, Günümüzün dünya düzeni kapitalizme alternatif arayışları kaldırmaz. Parantez açıyor, alternatif olamayacağı düşüncesini benimsediğimi kabul edip parantezi kapatıyorum sözlerine Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozyden destek gelmişti. Sarkozy, Kapitalizmi tahrip etmek tam bir felaket olur, onu yeniden kazanmalıyız derken Avrupa Parlamentosunun Sosyalist milletvekili Michel Rocard da Evet, kapitalizmi korumamız gerek diye bu sözlerin tamamen arkasında olduğunu vurgulamıştı. Bunları neden yazıyorum? Çünkü Fransada birkaç hafta önce yaşanan bu tartışma Avrupa ve ABDdeki siyasi ve ticari liderlerin sosyalist!! olsalar bile kapitalizmi sorgulama fikrine bile hazır olmadıklarını ortaya koyuyor.

Yazının başında da belirttiğim gibi kriz hepimizin krizi. Kapitalizmi enine boyuna masaya yatırmadan alınacak önlemler, geliştirilecek politikalar küresel krize yama yapmaktan öteye geçmeyecek. Ve ne yazık ki Davos ruhu, buna müsait değil.

Şimdi gelelim ikinci zirveye...

Başka bir dünya mümkün

Davostaki Dünya Ekonomik Forumuna alternatif olarak küreselleşme karşıtlarının düzenlendiği Dünya Sosyal Forumu, yine Başka bir dünya mümkün sloganıyla bu yıl Brezilyanın Belem kentinde başlıyor.

Bu yıl 9.su düzenlenecek olan Dünya Sosyal Forumuna 100den fazla ülkeden 100 binin üzerinde katılımcı bekleniyor. Tartışılacak konu ise aynıküresel ekonomik kriz”. Ancak bu zirvenin Davostan farkı krizin halklara ve çevreye verdiği zararlara dikkat çekilecek olması. Tabii bir de katılımcıların ağırlıklı olarak sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, akademisyenler, öğrenciler ve sendikacılardan oluşuyor olması. Ancak şunu da vurgulamalıyım ki, Belemdeki zirveye bu yıl Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inácio Lula da Silvanın yanı sıra Venezüella, Bolivya ve Peru devlet başkanlarının da katılıyor olması, artıkBaşka bir dünya mümkündüşüncesini sahiplenen devlet liderlerinin de olduğunu ortaya koyması açısından önemli.

Ve ne yazık ki, 3 gün boyunca bizim medyamız Davostaki konuşmaları satır satır yazıp tartışırken Belemin esamesi bile okunmayacak...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Biz modern insanlar... 12 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları