RTE ile Asırlar Öncesine Dönüş

20 Aralık 2012 Perşembe

Bir yargıçadalet.orga 1791de ilan edilen Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisinden şu alıntıya yer vermiş: Hakları güven altına alan kuvvetler ayrılığının yapılmadığı bir toplumda anayasa yoktur!

\n

Ya ne vardır?

\n

14. Louis gibi Devlet benim/Letat cest moi!diyenler

\n

Devlet benim! diyen despotların bulunduğu yerde, hükümranın karşısına tabii doğru hiçbir güç dikilmez. Tartışmaya hiçbir şekilde açık olmayan kararlar şak tak yerine getirilir. Ancak böyle bir ortamda özgürlüklerden de söz edilemez. Temel hak ve özgürlüklerin teminatı sayılan anayasalarve anayasacılıkanlamlarını yitirir.

\n

Helal olsun adalet.orgda bu veciz cümleyi hatırlatan yargıca!

\n

İki yüz küsur yıllık hukuk devleti ve anayasacılık mücadelesinin anafikri çünkü, bu bir tek cümlede gizli

\n

Güçler ayrımı uygarlıktır

\n

Anayasacılığın kuvvetler ayrılığıile birebir koşut olduğunu, Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisinden bu yana ifade eden çok sayıda hukukçu ve siyaset bilimcisi oldu. Bunlar arasında yakın dönemde sıklıkla anılanlardan biri, II. Dünya Savaşı sonrası dönemin en ünlü siyaset bilimcilerinden olan ve Alman totalitarizmini iyi bilen Alman kökenli Carl J. Friedrichtir

\n

Referans sayılan Anayasal Hükümet ve Demokrasi/Constitutional Government and Democracy isimli eserinde Friedrich; Mutlakiyetçiliğin her çeşidi, güçler birliğini öngörür!der; Anayasacılık ise tersine, güçler ayrımını gözetmek demektir.

\n

Güçler birliğinin despotluk, güçler ayrılığının isemodern anayasal devletle eşanlama geldiğini siyasal bilim literatüründe ifade eden böyle pek çok yazar var. Hepsine burada değinemeyiz. Ancak şahsen de tanıdığım, İtalyanın ünlü (Temiz Eller) yargıçlarından Piercamillo Davigodan duyduğum bir tanım var ki onu burada zikretmeden geçmek istemiyorum

\n

Bir televizyon röportajında duymuştum. Güçler ayrımıile hukuk devletiilkesini bir TV röportajında iki dakika içinde anlatan Davigo, hiç unutmam; Modern devlet, güçler ayrılığı ilkesidirdemişti:

\n

Modern devlet, Batı uygarlığının en büyük icadıdır. Öyle olduğu için tüm dünyaya ihraç edilmiştir. Modern devlet, güçler ayrılığına dayanır. Güçler ayrılığı; güçlerin her zaman aynı fikirde/doğrultuda olmaması demektir. Güçlerin sürekli aynı çizgide hareket etmesi beklenseydi; güç ayrılığı diye bir olguya gereksinim olmazdı. Güçler ayrılığı gereksinimi, aynı ifade özgürlüklerine benzer. İfade özgürlüğüne, diğer deyişle özgürlük haklarına da gücü elinde tutanları yerebilmek adına gereksinim duyulur. Güçlüler hakkında sadece iyi konuşmak için, saray soytarıları/dalkavukları yetiyordu…”

\n

Halen İtalyan temyiz mahkemesi yargıçlarından olan Davigo, bu girizgâhın ardından gene iki dakika içinde yalın bir dille modern devlet ile neyi kastettiğini de anlatmıştı:

\n

Modern devlet, birkaç ilkenin kabulü demektir. Bunlardan ilki, yasa önünde herkesin eşit olmasıdır. İkincisi, yasayı yapanın da yasaya tabi olmasıdır. Eskiden hükümranın iradesi yasaydı ve hükümran, yasanın üstündeydi. Yasayı, dilediğince değiştirebiliyordu. Hükümranın da yasalarla sınırlandığı noktaya gelmek için asırlar geçmesi gerekti. Buna işte hukuk devletidiyoruz. Anglosaksonlar bunun yerine rule of lawifadesini tercih ediyor. Yasalar hükümetianlamına gelen rule of lawsöz konusu olduğunda, kişi iradesi değil; kural öne geçiyor. Toplumu kişi değil kuralyönetiyor. Kural, kişiden önemlidir. Çünkü davranışlarımıza yalnız kurallaryardımıyla yön verebiliriz!

\n

Bu da Erdoğan uygarlığı

\n

Davigonun bu kestirme modern devlet=hukuk devleti”, “güçler ayrımıtanımlarına baktığımızda; özgürlüğünbelirleyici tek kıstas olduğunu görüyoruz:

\n

Özgürlük haklarına, gücü elinde tutanları yerebilmek için ihtiyaç vardır! diyor yargıç. Argümanlarını bu temel üzerine inşa ediyor

\n

Bizde özgürlüğünhak olduğu hiçbir şekilde teslim edilmiyor ki gerisi gelsin

\n

Başbakanın Konyada, güçler ayrımına savaş açan konuşmasına baktığımızda, sadece millet menfaatıve devlet menfaatıkavramlarına itibar ettiğini görüyoruz.

\n

Erdoğan, Davigo tanımının 180 derece aksine, güçlerin sürekli aynı çizgi/doğrultuda hareket etmesinibekliyor.

\n

Nedir o doğrultu?

\n

Milletvedevlet menfaatı”…

\n

Yasama, yürütme, yargı bu ülkede öncelikle milletin... devletin menfaatını düşünmesi lazım!diyor Başbakan.

\n

RTEnin zihin haritasında, yön verilecek salt kitle(millet) var.

\n

RTE, 1791 İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisinin asırlar gerisinde.

\n

Referans değerleri arasında birey”, “yurttaşve -heyhat!- özgürlüklerbulunmuyor. Buradan devam ederiz.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kılıçdaroğlu vakası 14 Nisan 2024
31 Mart’ın bahsi 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları