Değişim çorbası

09 Kasım 2015 Pazartesi

Genel başkan seçildiğinden bu yana CHP seçmenine MHP’liden cemaatçiye değin her türlü adayı dayatan Kemal Kılıçdaroğlu, son seçim sonuçlarından “partideki değişimin devam etmesi” sonucunu çıkardı.
CHP’de olup biteni Kılıçdaroğlu’nun en yakın kadrosuna bakarak algılayabiliriz:
Partiyi, Fikirtepe kıraathanesi, örgütsüz DSP şubesi, Harvard neoliberal ekonomi kürsüsü, HDP’nin kültür kolu, İslamcı düşünce dergisi, ABD lobi şirketi temsilciliği, popüler gazete yazıhanesi, Dersimli köy derneği sanan bir üst yönetim değiştiriyor. İddia edildiği gibi CHP’ye “kitle partisi olma” özelliğini kazandırmaktan çok, değişim denen şey, bir ideolojik çorba olarak seçmenin sofrasına sunuluyor.
Seçmen işte bu bulamacı içmiyor. Çünkü, görüntüsünden ve kokusundan ne mercimek, ne düğün, ne de yayla çorbasına benziyor.

Çöplük
Daha önce bu köşeden, ekmeği ile ünlü Giresun’un Çavuşlu beldesindeki yurttaşların, yaşadıkları yöreye “katı atık düzenli depo bertaraf tesisi” yapılmasına karşı çıktıklarını duyurmuştuk.
O uzun tanımlamaya bakmayın siz. Açıkçası Çavuşlu çöplük yapılmak isteniyordu.
Yargı iki kez durdurma kararı aldı. Hukukun guguktan da öte düdük sayıldığı günümüzde, doğal olarak o kararlara uyulmadı.
Ve adına türküler yakılan Sis Dağı’nın eteklerinden doğan, Çavuşlu’da denize dökülen Küçük Dere’nin böğrüne 26 Ekim’den bu yana çöpler dökülmeye başlandı.
Ekmekleri bozmakla kalmadılar, ekmeğin memleketini de bozdular.

CHP’ye yeni adaylar
CHP’de adı gündeme taşınan lider adaylarına önümüzdeki günlerde, hem parti üyelerinin hem de kamuoyunun baskısıyla yeni isimler katılabilir. Örneğin, CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel.
Örneğin, İstanbul Baro Başkanı Ümit Kocasakal.
Her ikisi için de parti kulislerinde “genç, çalışkan, birikimli, örgütle bağları olan, CHP’nin tarihsel önemini kavramış, partinin kökleşmiş ilkelerini savunan, geleceğe açık, toplumda sevilen ve tanınan” diye söz edildiğini duyuyoruz.

Ölen sendika
Bir sendika düşünün, birilerinin beline bomba takıp hiç tanımadığı insanların üstlerine gönderenlerin yarattığı Ankara cehenneminde 14 yönetici ve üyesini yitirmiş. 19 yönetici ve üyesi de hastanede. Küçücük sendikanın 4 eski genel başkanı yaralı. 5 denetleme kurulu üyesinden 4’ü yaralı.
Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası’na başsağlığı ve geçmiş olsuna gittik.
Kapıda, Genel Sekreter İshak Kocabıyık karşıladı bizi. Kulakları duymuyordu. Bombalardan biri, az arkasında patlamış. Kulakları sağırlaşmış, düzelmeyecekmiş.
Üzgündü, “Sendikadan arkadaşım Ali Kitapçı kurtardı beni. Tam arkamdaydı. Kaybettik onu” dedi.
“Oysa” diye devam etti, “O sabah, arkadaşlar trenden indiler. Sarıldık, kucaklaştık. Sendikamızın Ankara Garı’ndaki şubesinde çay içtik, börek yedik, hoşbeş ettik.
Sonrası? Ölüm. Bildik ölüm.
Öldürülmek; sanki Cumhuriyetçilerin, demokratların, devrimcilerin üstlendikleri bir ömür boyu mahkûmiyet gibi yükümlülük haline geldi.
Her türlü güç savaşında, kirli hesaplaşmada hedef tahtasındalar.

Gülten Akın
Gülten Akın’a “Dünyaya öfkeli misiniz” diye sormuştuk, 1992 yılının Ağustos ayında. “Saldırgan bir köpektir öfke, aklın denetimi dışındaysa” demiş, eklemişti:
“Akıllı öfkeyse, gereğince kullanılır, yararlıdır. Sorumsuzluğumuzla, daha doğrusu aptallığımızla yok olma noktasına yaklaştırdığımız dünyaya niye öfkeleneyim?”
Gülten Akın, bize aklını bıraktı, gitti.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

IMF Defteri 27 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları