Hikmet Çetinkaya

Yargıyı Çökerten Kimler?

19 Şubat 2014 Çarşamba

Bir devlet bu denli acımasız olur mu? Bir devlet gencecik insanların üzerinden silindir gibi geçip, yine gözünü kırpmadan öldürebilir mi?
Yoksul evler, işsiz insanlar, onların kız, erkek çocukları, hayatın içinde yitip giden bir toplum!
Bir bakıyorsunuz barış sürecinin üzerine titriyor, özgürlük, demokrasi ve insan hakları diyor...
Peki, bu ölümler, acılar, gözyaşları niçin?
Ali İsmail Korkmaz’ın annesinin Bağdat Caddesi’nde “demokrasi, adalet, hukuk, özgürlük” isteyen Fenerbahçeli avukatlarla yürüyüşü...
Tüm renkler Ali İsmail’in acısı oldu, sesi, soluğu...
Çünkü tüm renkler, Beşiktaş’ı, Galatasaray’ı oradaydı...
Ayakta duramayacak kadar yaşlı insanları gördüm pazar günü Göztepe’de...
İçimi bir sevinç, masmavi bir umut atlası kuşattı...
Ali İsmail’in annesi Emel Korkmaz acılarını çoğaltıyordu, hüzünlerini...
Gözlerimin içine bakıp soruyordu:
“Neden Alişim burada değil de ben burdayım, isyan ediyorum...”
Tam o sırada Ali İsmail Korkmaz için Fenerbahçeli taraftarların bestelediği marş söyleniyordu...
Ağlıyordu Emel Hanım!
Hıçkırıklara boğuluyordu!

***

Bu acılar bitmez!
Benim ülkemde analar, babalar, kadınlar, çocuklar ölümlere alıştı artık...
İçim sızlayarak yazıyorum...
15 yaşındaki B.E. hâlâ hastanede...
Nice insanımız zindanlarda ölümcül hastalıklarla boğuşuyor...
Yargı, polis çökertilmiş!
Kim yapmış bunu; “iktidar ve cemaat”!..
İlhan Cihaner’i gözaltına alan özel yetkili savcıların o dokunulmazlıklarını kaldırmak isteyen kim?
Kim verdiyse o...
Şimdi itiraf ediyorlar!
Yargıda ve poliste çeteleşme var!
Başbakan çete, paralel devlet falan derken İstanbul’da yaptığı konuşmada bakın ne dedi:
“Unutmayın sizin çok eski ve şanlı bir tarihiniz var. ... Sizler Gazi Mustafa Kemalin ülkeyi emanet ettiği istikbalimiz olan evlatlarımızsınız. Sizler kendinize inanacak, kendinize güveneceksiniz.”
Erdoğan’ın karşısında çocuklar vardı ve alkış aldı...
Ya böyle işte!
En büyük Atatürkçü(!) Başbakanımız var artık.
Hepimize hayırlı uğurlu olsun!

***

“Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyen yurtsever gençleri darbecilikle suçlayan, Ergenekoncu, Balyozcu diye yaftalayanlar, Atatürk’ün “Gençliğe Hitabesi” için “böyle bir şey yok” diyebilenler, Aydınlanma Devrimi’ni yerden yere vuran kafalar Erdoğan’ın konuşmasını dinleyince ne düşündüler acaba?
Hiçbir şey!
Göreceksiniz tümü Atatürkçü olacak!
Biliyorsunuz, darbeciler darbeyi “Atatürkçülük” adına yaparlar, gerici-faşist takımı “Atatürkçülük” maskesiyle sosyalist, komünist, devrimci, yurtsever avına çıkarlardı.
Bir devlet gözünü kırpmadan, vicdanı sızlamadan, kolayca öldürüyor...
Hep yazarım küçük Ceylan’ın öyküsünü...
Bir karakoldan atılan bomba ya da başka bir silah, tarlada koyun güden küçük Ceylan’ı vurur, bedeni paramparça olur...
Uludere’nin ardından, Afyon’daki patlamadan birkaç yazar söz eder o kadar!
Hukuk çökmüştür!
Sonu belli, Eşref Bitlis, Bahtiyar Aydın...
Uçak kazası sözde...
Hangi keskin nişancı öldürdü Aydın’ı?
Bilinmez!
Öldürülen canların hesabını kim verecek!

***

Utku Çakırözer ve Barkın Şık, Cumhuriyet’te tarihe ışık tutuyor, yargının nasıl çöktüğünü anlatıyor.
Balyoz tutsakları ne diyor?
Mutlaka okuyun, kaçırmayın!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018
Hoşça kal hüzün... 6 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları