‘Tehlikenin Farkında mısınız?’ Demiştik...

22 Şubat 2014 Cumartesi

21 Şubat 2014 tarihli gazetelerin manşetlerini yan yana koyun; hangi “dönenceye” girdiğimizi anlayın...
Dün ben böyle yaptım ve üstüme koca bir yük bindi...
Önce bizim manşetle başladım. Fotoğrafı her zamanki gibi en geniş açı çeken Cumhuriyet olmuş:
“Farkında mısınız?” diye çıkan Cumhuriyet’in başlığı, sekiz yıl öncesinin tarihi “Tehlikenin Farkında mısınız?” başlığına gönderme yapıyor.
“Demokrasi ve özgürlükleri askıya alan yasalarla kararlar arka arkaya dizildi” diyor Cumhuriyet; hukuk devletinin sonunu ilan eden “Diktatörlük yasaları” ile birlikte, “Herkes kontrol edilecek başlıklarını kullanıyor.
B u n l a r ı n a l t ı n d a “ F i i l i OHA L ” v e Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan Goebbels yöntemi izliyor” haberleri var...
Hemen yanda da Obama-Erdoğan görüşmesi” ile “Beyaz Saray’a kaygı mektubu gösterilmiş.
İlaveten Cihaner’in “MİT anayasanın da üzerine çıkıyor” tespiti öne çıkarılmış ve göbeğe “Sümeyye’nin ‘troll’leri” yerleştirilmiş...

TC ‘büyük birader
Radikal’e geçiyorum.
Büyük “göz” altında “TC 1984” yazısı dikkat çekiyor.
“MİT yasa tasarısı, Türkiye’yi George Orwell’ın romanında anlattığı ülke haline getirecek düzenlemeler içeriyor. Tasarı yasalaşırsa kamu kurumları ve bankalar her türlü bilgi, belge ve veriyi MİT’e vermek zorunda... Müşteri sırrı, kişisel veriler, özel yaşamın gizliliği diye bir şey kalmayacak. Tıbbi sorunlarınız, kredi kartı harcamalarınız, hangi otelde kaldığınız, kısacası size ait ne varsa ‘büyük birader’in gözetiminde olacak.
Taraf’a bakıyorum:
“Üniversiteye de konuşma yasağı. Yeni disiplin yönetmeliği 12 Eylül’ü geri bıraktı” diyor Taraf’ın manşeti, yürek yakan şu sözleri ilave ediyor:
“Taraf’ın aradığı ünlü profesör; ‘Konuşmamız imkânsız hale geldi. Lütfen görüş almak için bizi artık aramayın’ dedi. Amaç tam sessizlik.”
Zaman’a da gözüm kayıyor...
Sürmanşette “Türkiye, otoriter bir rejime dönüşüyor” başlığı okunuyor.

Derin sırlar ülkesi
En son, en yeni gazetemiz... Karşı’nın baş sayfasını inceliyorum.
“Sır toplantı” diye tarif edilen Haliç zirvesi için, “Başbakan Erdoğan, Yasin el Kadı, Hakan Fidan’la ne konuştu?” sorusu soruluyor. Altta durumun vehametine dikkat çeken bir Kılıçdaroğlu demeci var: “Başbakan Erdoğan kendi devletini kuruyor. Kendi sermayesini, medyasını, STK’larını oluşturuyor. Bu paralel devletin en önemli ayaklarından biri TÜRGEV. Başbakan sadece kendisini değil, çevresini de zengin ediyor...
Yurt’a dönüyorum.
Hilmioğlu için “Ölümüne özgürlük” diyor: “Beş yıldır Silivri’de tutulan ağır hasta Fatih Hilmioğlu için AYM nihayet tahliye kararı verdi.” Yanda bir kutu içinde “Ergenekon’da ölenlerin” trajik biçimde resimleri dizili: “Türkan Saylan, İlhan Selçuk, Kuddusi Okkır, Kaşif Kozanoğlu, Erhan Göksel, Uçkun Geray, Ali Tatar...
Aşağıda “MİT rejimi geliyor”, “MİT bankalara giriyor” deniyor...
Sol gazetesi, Sümeyye’nin troll’lerini sürmanşete çekmiş...
Ana başlık olarak “Paçayı kurtarma yasaları tercih edilmiş: “Soruşturmalar sonsuza dek kapatılacak”, “İhbar eden vatandaş deşifre olacak”, “Haber yapanlara hapis cezası”, “Ankara’da polise OHAL yetkisi” diyor...

Hitler benzetmesi
BirGün, “Seni Birine Benzettik” diye çıkmış: “Yolsuzluk operasyonu sonrası sürekli iç düşman-dış düşman yaratan, olmayacak yalanlar ortaya atan, halkına yaftalar bulan Başbakan’ın söylemleri bakın kime benziyor ifadelerinin kullanıldığı manşet altında Hitler ekibinin resmi bulunuyor.
Akabinde, “Polis devletinden istihbarat devletine haberi veriliyor...
Sözcü Hitler benzetmesini nerdeyse sayfanın tamamını kaplayan bir başlıkla ayrıntılandırmış:
“Hitler dönemi-Tayyip dönemi arasında şaşırtıcı benzerlikler var” diyor gazete; “Halka baskı ve zulümden, kendi polis ve istihbarat teşkilatını kurmaya hatta sanat düşmanlığına kadar her özellik aynı!
Kasvet veren Hitler-Tayyip dönemi karşıtlaştırmasında, kadının sırf aileye endeksli tanınan konumundan üç çocuk dayatmasına; düşünce ve ifade özgürlüğü düşmanlığına; totaliter, tektip yaşam zorlamasına; lidere bağlı sermaye sınıfı çıkarmaya; lidere bağlı polis, istihbarat teşkilatı kurmaya dek uzanan ortak tüm noktalar vurgulanmış.
Gazete manşetleri ardından bir de üstüne AKP’nin son seçim şarkısını, pardon marşını dinledim mi size?
“Cengiz Han Marşı” iktidar partisinin seçim marşı olmuş!
Aslında iktidar partisi marşı demek de yanlış. Yekten Recep Tayyip Erdoğan Marşı yapılmış...
“Görüldüğü gibi olan/ Gücünü milletten alan/ Recep Tayyip Erdoğan.../ Mazlumlara sırdaş olan/ Gariplere yoldaş olan/ Recep Tayyip Erdoğan” şeklindeki nakarat faslında döne döne bu vurgulanıyor.
“Sağlam İrade” afişlerindeki “tekadam dönüşümü seçim marşına bire bir yansımış.
Göz önünde bir eşik atlanıyor.
Günden güne sıkıştırılan mengeneyi, yüreğimizde hissetmenin ötesinde... Bunu önlemek adına hiçbir şey yapamıyoruz!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yurttaşlara mektup 28 Nisan 2024
Kılıçdaroğlu vakası 14 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları