İspanya’da ‘istikşafi görüşmeler’ başladı

24 Aralık 2015 Perşembe

MADRİD - İspanya’da dört yıldır iktidarda olan merkez-sağ “Halk Partisi” (PP) ile ana muhalefetteki sosyalistler (PSOE) arasında; 20 Aralık seçimleri ardından “büyük koalisyon” oluşturmak amacıyla “istikşafi görüşmeler” başladı.
Görüşmeleri, seçimden ilk parti çıkmakla beraber hükümet kuracak çoğunluğu olmayan PP lideri Başbakan Mariano Rajoy götürüyor.
Yazıya oturduğum saatlerde Rajoy hâlâ ikamet ettiği başbakanlık sarayı Moncloa’da, sosyalist lider Pedro Sanchez’i kabul ediyordu.
Görüşmelere girmeden önce saray kapısında gazetecilere poz veren iki liderin yüzü ne var ki sirke satıyordu.
Yolsuzluklar nedeniyle TV’de Başbakan Rajoy’a “Şimdiye dek çoktan istifa etmeliydiniz. Oturduğunuz koltuğu hâlâ işgal ettiğiniz için siz şerefsizsiniz!” mealinde sözler sarf eden sosyalist lider Sanchez’e “Eğer isterseniz beni yargıya götürürsünüz. Ama onuruma laf edemezsiniz. Siz aşağılık bir zavallısınız” ifadeleriyle karşılık veren Rajoy’un yarattığı şok hâlâ akıllarda.
Bir hafta öncesine dek böyle “şerefsiz!” ve “aşağılık bir zavallı!” sözleriyle atışan liderlerin, bir şey olmamış gibi, şimdi, yan yana oturması zor.

‘Déjà vu’ duygusu
Önce de yazdığım gibi İspanya’da sandıktan bir “7 Haziran tablosu” çıktı.
Türkiye’de ilk kez 80 milletvekili ile Demirtaş’ın TBMM’ye girmesi nasıl 7 Haziran’da iktidar partisinin tek başına hükümet kurmasını engelleyen sonuç çıkardıysa; 350 millletvekili olan İspanyol parlamentosuna ilk kez “anti-sistem partisi” Podemos’un 69 vekili ile dalış yapması aynı sonucu yarattı... Bölünen oylar hükümet kurmayı engelleyen parçalı bir yapı çıkardı.
Üçüncü parti olan ve seçimlerin tek galibi sayılan Podemos dışındaki tüm partileri kontrpiyede bırakan sonuçlar; İspanya’da benzeri görülmemiş bir belirsizlik başlattı.
“Ekonomik kriz”, “Katalan ayrılıkçılığı” gibi boş bırakmaya gelmeyen sorunları olan ülkede belirsizlik ortamı; muhalafete oy veren seçmenler dahil herkeste bizim 7 Haziran sonrasında görülen bir “Ay biz ne yaptık?” bunalımı yarattı. Bu, “Eyvah! Şimdi ne olacak?” kaygısı öyle tanıdık ki, 7 Haziran’ı yeniden yaşıyor gibiyim...
Güçlü bir “déjà vu/ben bunu daha önce görmüştüm” duygusuna kapılmama yol açan diğer neden, makul tek olasılık olan geniş koalisyon önündeki engeller...
Başta da söylediğim gibi “istikşafi görüşmelere” giren liderler birbirinden nefret ediyor. Bir iç savaş yaşamış olan İspanya’nın siyasi kültürü, “gölge ve güneş/sol y sombra” diye ikiye ayrılan boğa güreşi arenalarını andırıyor.
Arada “yarı güneş/yarı gölge” nüansları bulunmuyor... Ayrıca bizdeki gibi “uzlaşma geleneği” de sınırlı... “Geniş koalisyonu” malum nedenlerle bizde “sağ” sabote ederken; burada en çok sosyalistler işbirliğinden kaçıyor.

Koalisyonda tecrübesizler
PSOE liderleri sağla ittifak yapmaları halinde, tabanlarını, solun yeni gözdesi “Podemos”a kaptırmaktan korkuyorlar.
Statüko partilerine rakip yeni partilerin belirmesi, geniş koalisyonun önünde ilave bir engel oluyor.
PSOE; PP ile el sıkışması halinde seçmenlerini nasıl Podemos’a kaptırmaktan korkuyorsa, PP de sandıkta 40 parlamenter çıkararak 4. olan merkez sağın yeni oluşumu “Ciudadanos”a seçmen yitirmekten çekiniyor.
İspanya, koalisyonlar konusunda Türkiye’den tecrübesiz. Demokrasiye geçişten beri dönüşümlü olarak hep güçlü merkez sağ ve sol hükümetlerle yönetilen ülkede, böyle ilk kez zıt kutupları koalisyona zorlayan tablo çıkıyor.
Önce bu sonuçların hazmedilmesi lazım. Ama mevcut liderlerle koalisyon hayal...
Bu liderler gidip yerlerine yenileri gelirse; merkez sağ - sol koalisyon olasılığı güçlenebilir. Aksi halde görünen tek yol, “tekrar seçim”!
Bizim “ileri demokrasi”mizin 7 Haziran dağınıklığını, nasıl topladığını gördük... İspanyol demokrasisi şimdi bakalım ne refleks verecek?
Farkı izlemek, Türkiye-İspanya demokrasisi mesafesini ölçmek açısından ilginç bir deney olacak.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yurttaşlara mektup 28 Nisan 2024
Kılıçdaroğlu vakası 14 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları