CHP nerede yanılıyor?
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

CHP nerede yanılıyor?

30.01.2016 03:13
Güncellenme:
Takip Et:

Pazarlama kuramında ve pratiğinde hedef kitlenin ihtiyacını anlayıp ona göre mal, hizmet ve fikir üretilir. Yani kendinize hedef aldığınız kitlenin hem bugünkü hem de gelecekteki olası gereksinimleri saptanır, bu gereksinimlere yanıt verecek mal, hizmet ve fikir üretimine geçilir. Bu mal, hizmet ve fikrin üretilmiş olması da yetmez, bunların hedef kitleye değişik iletişim kanalları kullanılarak duyurulması ve dağıtım kanalları ile de ulaştırılması gerekir. Tabii bu arada makul bir fiyat da konularak. Bu kavrama “Müşteri Odaklılık” denir.

Rekabet koşulları

Birden fazla üretici olan rekabet koşullarında mal, hizmet ve fikir üretenlerin başarı için çok az stratejik alternatif vardır. O da ya mal, hizmet ve fikri en ucuza verir ya da mal, hizmet ve fikrini rakiplerinden farklılaştırarak, değişiklik yaratarak, hedef kitlenin beynindeki algıyı ve konumunu değiştirerek belirli bir kitlenin kalbini kazanmaya çalışır. Buna biz bu eski algıyı değiştirip hedef kitlenin beynindeki yerini değiştirme olgusuna- repositioning- yeniden konuşlanma adını veriyoruz.

Ülkede seçmen çoğunluğu kendini muhafazakâr kavramı ile özdeşleştirdiği için bunların oyunu almak amacıyla CHP de bir tür yeniden konuşlanma stratejisi yapıldığı izlenimi veren üstyapı değişiklikleri bilimsel anlamda büyük yanılgılar içeriyor. Bu yanılgıları ortaya çıkaran uygulamalar ise parti üst yönetimine, parti tabanına danışmadan Atatürk karşıtı dincileri, laik olmayanları, CHP tarihini inkâr edenleri, AKP’nin teslimiyetçi sözde açılım süreçlerini destekleyen kişilerin getirilmesidir.

CHP’nin arayışı

Partinin esas misyonu olan laiklik, halkçılık, devletçilik, cumhuriyetçilik, milliyetçilik kavramları unutturulup akıllarınca sözde kendilerini muhafazakâr sayan ama muhafazakârlığın ne olduğunu bile bilmeyen AKP seçmenlerinden oy alma stratejisi büyük bir yanlışlık idi. Muhafazakârlığı dincilik sayan yoksul halk aslında muhafazakârlığın zenginlere hizmet eden bir sistem olduğunun farkında bile değildir. Uzun vadeli çıkarını değil, günlük çıkarını düşünür.

Bu konuda yapılan araştırmalar- Time Inconsistency Theory- Zamanın Tutarsızlığı kuramına dahi ters gelen, dincilere yakınlık duyan seçmen kitlelerinin hatalarından öğrenmediğini ve öğrenmek istemediğini ortaya koymuştur. Tekrar tekrar aynı hataları yapanların rasyonel düşünmek niteliğinden uzak olduğu bir gerçektir.

Hedef kitle yanılgısı

CHP yönetimine ve Sayın Kılıçdaroğlu’na partiyi yeniden konuşlandırma fikri verenlerin bazı konularda daha sağlıklı bilgi sahibi olmaları gerekir. Pazarlama stratejisi rasyonel, akılcı hedef kitleyi varsayar. Yani hislerinin, dedikoduların etkisinde kalmayan, araştıran, alternatifleri görebilen hedef kitle içindir. Değişik pazarlama stratejileri ve yeniden konuşlanma çabalarının temelinde rasyonel hedef kitleye odaklanmak yatar. CHP’nin hedef kitle haline getirdiği AKP sempatizanı seçmeninin çoğunluğu duygusaldır, çoğu kez dedikoduya ve hurafeye inanır, günlük küçük çıkarını uzun vadeli büyük çıkarından önemli tutar. CHP’nin kendi tarafına çekmek istediği seçmenler kulaktan dolma algılarla 70 yıldır CHP karşıtı dinbazların yarattığı algıyı korumaktadırlar.

Demokrasiye geçtiğimizden bu yana CHP’nin toplam iktidarı 10 yılı geçmez, geriye kalan 55 yılını siyasetlerinin temeline dini koyan, çoğu kere dindarlıkla ilgisi bulunmayan ama dindar geçinen dincilerin tek hedefi CHP olmuştur. Yalanla, iftira ile tarihi bugünün koşulları ile değerlendirme çabası içinde olan kendilerine sağcı dedikleri halde liberal ekonomi bile bilmeyenler dahi CHP’ye saldırmayı bir gelenek haline getirmişlerdir. Seçmenin kafası yıkanmış, beyninde CHP’ ye karşı cehaletinden dolayı bir olumsuz algı yaratılmıştır.

Bu koşullarda CHP ne yaparsa yapsın, kendini ne kadar dindar göstermeye kalkarsa kalksın, başarılı olamayacak, buna karşılık kendisinin ana seçmen kitlesini yabancılaştıracaktır. Müftü diyerek partiye getirilen kişinin son örneği de bu konudaki yanılgı ve zafiyetin sadece ideolojik değil, kişileri seçmede de var olduğunu ortaya çıkarmıştır. CHP istese de istemese de ülkedeki laik ve demokrat kişilerin, aydınlanmacılığın ve akılcılığın partisidir, çağdaş milliyetçiliğe inanmışların partisidir.

CHP ne yapmalı?

O halde CHP, gerçek milliyetçilik, laiklik ve halkçılığa inanmış kitlelerle daha yakın bağlar kurmalı, yurtsever Atatürkçüleri kendi saflarında toparlamalıdır. Hedefindeki kitleye de bu ilkeler olmadığı zaman başına neler geleceğini anlatacak iletişim stratejisi gerekir. Yani soyut ilkeleri somutlaştırmak ve bunu anlatacak iletişim ve algı stratejileri geliştirmelidir.

Yazarın Son Yazıları

Cumhuriyetimizin vazgeçilmez değeri - Azmi Kişnişci

“Eşitlik”, Cumhuriyetin yalnızca hukuki bir ilkesi değil; toplumsal yaşamımızın adalet duygusunu ayakta tutan temel dayanaklarından biridir.

Devamını Oku
22.12.2025
Büyüyen eşitsizlik, yaygınlaşan yoksulluk - Sıtkı Ergüney

Ekonomide; fiyatlar genel düzeyindeki; artış “enflasyon”, gerileme “deflasyon”, duraklama ile birlikte yaşanan artış da “stagflasyon” olarak tanımlanır.

Devamını Oku
20.12.2025
Yenilmezlikler ve dokunulmazlıklar - Cengiz Kuday

Tarih, bazen büyük savaşlarla değil; küçük, sessiz ve ilk bakışta sıradan görünen olaylarla yön değiştirir.

Devamını Oku
20.12.2025
Hayvancılıktaki yol ayrımı - Gülay Ertürk

Türkiye bugün hayvancılıkta çok kritik bir eşiğe geldi.

Devamını Oku
19.12.2025
Devlet ve kalkınma - Prof. Dr. Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025