Laikliği tartışmak…

30 Nisan 2016 Cumartesi

“Üniversite kıyamı” grubunun bir şehir hatları otobüsünde hayata geçirdiği “Yeni Türkiye” lansmanını izlediniz mi? Taliban görünümlü “kıyam”cı bir genç elinde Kuran’la daldığı otobüste, tartışmayı “medeniyet çatışması”yla açıyor.
“Açıklık medeniyet midir” diye, şaşkın bakışlarla kendisini dinlemeye maruz kalan kalabalığa soruyor: “Medeniyet dediğin bedenini açmaksa, hayvanlar senden medeni!” buyuruyor. Sonra “medeniyet ne kıyafetle olur, ne kullandığın araç gereçle” diye üsteliyor ve konuyu seri bir şekilde, “Medeniyet Kuranıkerim’i yaşamak, Allah’ın hâkimiyetini haykırmaktır”a bağlıyor:
“Yoksa herkes bir şey söyler kardeşim. Laik olan da bir şey söylüyor. Olmayan da. Demokratik Müslümanlık olmaz. Biz ezik değiliz. Ezikler Batı’yı taklit edenler” diyor.
O noktada kendisini tutamayan bir yolcu kara sakallı “kıyam”cıyı “Camide değiliz!” diye uyarınca kıyamet kopuyor. “Camiye gerek yok!” diyor yerli Taliban… Muhatabı meramını mümkün mertebe alttan alarak anlatmaya çalışıyor: “Güzel kardeşim! Bak, biraz daha sessiz konuş!”
Karşı tarafın “güzel kardeşim” diyerek alttan aldığını görünce “Taliban” küstahlaşıyor. Şapkadan “zul” addedilen “kahkaha argümanını” çıkartıyor.
Gülmekten çok herkesin “ağlamaklı” göründüğü bir ortamda, “gözünün üzerinde kaşın var!” dercesine “sessizlik” talep eden gence; “Kahkahanı sen sesli atarsan, ben de Allah’ın kelamını sesli bir şekilde anlatırım!” diye girişiyor. İki dakikada hızla “kahkaha”nın karşısına “Allah’ın kelamı”nın çıkarıldığını görüyoruz. Kahkaha atmak yasak mı, diye kimse soramıyor.

‘İtirazın mı var?’
Karşısında bir IŞİD-Taliban karması bulan talihsiz yolcu, “Ben kahkaha mı atıyorum” demekle yetiniyor. Maddi gerçeklerle ilgisi olmayan dinci “üst perdeden” ezbere devam ediyor: “Haramlar sesli konuşurken, hellaller neden sesli konuşamasın?”
Bunun üzerine karşı tarafın nihayet “Bunca insan seni dinlemek zorunda mı” diye patlaması sonunda; “kıyam”cı el kol hareketi yapmaya başlıyor. “Toplumun ahlakını bozan insanlar dururken sen beni mi uyarıyorsun” tehdidi savuruyor. Şapkasından sonunda bir de “öpüşen çift” tavşanını çıkarıyor.
- Sen yatak odasındaki hareketi burada yapabiliyorsun...
- Kim, ne… yatak odası?
- Öpüşmek mesela.
- Kim öpüşüyor burada?
- Kör müsün? Terbiyesiz! Deh! İlerle o zaman ilerle!
Ve en vurucu söz de arkadan geliyor: “Allah’ın kitabından rahatsız oluyorsan, Allah’ın dünyasında yaşamayacaksın. Siz bir defa toplumun ahlakını bozan unsurları yok edin önce!”

Türkiye alegorisi
Gerilimin tehlikeli biçimde yükseldiğini gören başka yolcular, Talibana “Seni dinlemek zorunda mıyız” sorusunu sormak cüretini gösteren genci derdest oradan uzaklaştırıyorlar. Kendilerini dışarı atabilenler de ilk durakta iniyor.
Otobüsteki bu sahne, büyük bir Türkiye alegorisi gibi. Bir yanda meramını akıl, mantıkla anlatmaya, söz geçirmeye çalışan bir “birey” bulunuyor. Diğer yanda karnından konuşan, ezber ve dogmalara yaslanan; “medeniyet çatışması” davasının kin, nefret dolu neferi…
Laiklik hani hep yukarıdan dayatıldı, şimdiye dek bu tartışma hiç yapılmadı, fırsat bu fırsat şimdi yapalım… diyenler var ya…
Bu ortamda kiminle, neyi tartışacaksınız?
Meryem Koray’ın dün “Birgün”de “Neyi konuşacağız” diyen bir yazısı vardı. “Bunca yıl ve deneyim bir yana, onların laikliğin ne anlama geldiğini çok iyi bildiklerini de, nasıl anlamak istediklerini de bilmiyor muyuz” diyordu Koray.
Neyin peşinde olduklarını da gayet net biliyoruz. Yirmi yıl önceki bir söyleşimizde Abdullah Gül; “İslama aykırı kanun kalkacak!” demişti. “Düzen Türkiye’de İslamı caminin içine hapsetti. Biz İslamı hayat tarzı olarak görmek istiyoruz” diyerek eklemişti.
Bu üç cümle aslında bugün “yeni Türkiye” diye ifade edilen düzen değişikliğinin özetidir. Son 14 yıldır adım adım bu hedefe yürüdüler. Nesini tartışacaksınız?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kılıçdaroğlu vakası 14 Nisan 2024
31 Mart’ın bahsi 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları