Aptalca Yasaklar

22 Mart 2014 Cumartesi

Baskıcı iktidarların toplumları üzerinde uyguladıkları yasakların en aptalcalarından biri tarihin gördüğü en baskıcı rejim olan nasyonal-sosyalist rejimin 1933 yılında iktidara gelir gelmez uyguladığı bir caz müziği türü olan “swing” yasağıdır.
Ne var ki bu yasağın Almanya’nın çeşitli bölge radyolarında yer yer delinmesi üzerine 1935 Ekim ayında merkezileştirilen devlet radyolarının genel yayın yönetmeni Eugen Hadamovsky “bu zenci müziğinin tüm radyolarda hangi kisve altında çalınmasının yasaklandığını” ilan etmişti.
Oysa aynı zamanda bir dans müziği olan swing’i çalan büyük orkestraların çoğunluğunun şefleri Benny Goodman, Glenn Miller, Stan Kenton, Red Nichols gibi beyazdı.

***

Yasaklama dans salonlarında çalınan müzik için de geçerliydi. Kimi yürekli salon sahipleri bu aptalca yasağı delmek için çözümler üretiyorlardı. Çalınan müziğin nota başlıkları değiştiriliyor, İngilizce parçalara Almanca adlar veriliyordu. Örneğin, Original Dixieland Jass Band’e ait olan ve 1917 yılından beri çalınan ünlü “Tiger Rag” (Kaplan Rag) adlı parça Bremen’deki bir dans salonunda Almanca “Tigerjagd im Bürgerpark” (Belediye Parkında Kaplan Avı) adıyla çalınıyordu.
Özellikle gençlerin kulakları Almanya’nın her yerinden dinlenen İngilizlerin BBC radyosuna çevrilmişti. Gençler, Alman dinleyiciler için özel swing yayını yapan bu radyoyu Naziler tarafından konan “yabancı radyo dinleme yasağına” rağmen dinlemekten vazgeçmiyorlardı. Evler dans pistlerine dönüşmüştü.

***

Nazi yönetimi ne yapacağını bilemez durumdaydı. Baskılar şiddetlendikçe ülkedeki swing severlerin sayısı artıyordu. Bir çare bulunmalıydı. Bulundu.
Almanlara özgü “yerli” bir caz icat edilecek, bu müzik dans edilebilir olacaktı. Nazi yandaşı besteciler kollarını sıvayıp işe koyuldular. Goebbels’in komutasındaki Propaganda Bakanlığı yarışmalar düzenliyordu. Bu yol da tutmadı, çünkü üretilen parçalar ya klasik swing’i andırıyor ya kulağa askeri marş tınısıyla yansıyor ya da bir türlü dans edilebilir olmuyordu.
En iyisi gençleri de yaşlıları da yoldan çıkaran, insanı yozlaştıran “dans”ı yasaklamaktı.
1939 yılında Almanya’nın Polonya’ya saldırarak II. Dünya Savaşı’nı başlattığı dönemde toplumun “keyfini kaçırmamak” için dokunmadığı dans 1943 yılında Alman ordularının Sovyet ordusu tarafından kesin yenilgiye uğratılmasından sonra yasaklandı.

***

Başbakan’ın perşembe günü Bursa’da yaptığı “Twitter’ın miwitterın kökünü kazıyacağız!” konuşmasının ardından günü cumaya bağlayan gece sosyal paylaşım/ iletişim sitesi “Twitter”ın yasaklanması üzerine aklıma gelen aptalca yasaklardan biri de yukarıdaki örnekti.
Köşeme aldım.
Bilindiği gibi resmi verilere göre, Twitter’ın dünyadaki aylık aktif kullanıcı sayısı 241 milyonun üzerinde; Türkiye’deki kullanıcı sayısı ise 2014 başı verilerine göre 11.337.505 kişi. Bunca insanın birbiriyle iletişim olanağını kesmek herhalde akıllıca bir davranış değil.
Şu sıralar Bursa’da Kitap Fuarı’ndayım. Bugünkü (cuma) güncel konu Twitter yasağı; insanlar birbirlerine yasağı delme yollarını sorarken düne kadar sosyal iletişim ağlarına ilgi göstermemiş birçok insan da Twitter’a nasıl katılacağını sorup öğreniyor.
Bir yasak ne kadar aptalca olursa o oranda ters tepkilere yol açıyor. Ne var ki otoriter rejim yolcusu iktidarlar bu tür aptallıklardan bir türlü vazgeçemiyorlar. Sonlarını da bu tür aptallıklar getiriyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları