Ebru Kılıçoğlu

Temenni, teselli, istikrar

05 Haziran 2016 Pazar

Hep sıcak yazlara denk gelirdi Avrupa Şampiyonası. “Türkiye, Avrupa ve Asya kıtalarında yer alır” derslerinin verildiği öğretim yılı tamamlanır tamamlanmaz gidilen yazlıklarda takip edilirdi. Balkona kurulan küçük, anteni en kritik anlarda rüzgâra kapılan tüplü televizyondan, yarısı toplanmış sofranın yanında örgüsüne başlamış annelerle, içeceği daha bitmemiş babaların hemen önüne yere oturularak izlenirdi maçlar. “Biz de Avrupa’dayız neden bizi oynatmıyorlar?” sorusuna, babaların boynu bükük ama sabırla “Elemeleri geçemedik” cevabı verdiği yıllardı.

Aklımda kalanlar

Herkes, maçla en ilgisiz annelere bile sorulurdu soru: “Sen kimsin?”… Onlar da cevap verirdi: “Ben Fransız”, “Danimarka”, “İsveç” vs… Bense renklerinden sebep İspanya’yı tutardım hep. Kırmızısı Türkiye, sarısı Galatasaray aşkına. Maçlar çok net değil. Ama saçma kesitler kalmış aklımda… İnsanı Fransız sevdalısı yapan Platini’nin 1984’deki müthiş performansı. “Deli At” dedikleri Danimarkalı Larsen’in yırtık şortla dağlara taşlara gönderdiği penaltı. Ve nedense Karl Heinz Rumenigee’nin kaleciyi paspas yaparak Çekoslavakya’ya attığı çok da önemli olmayan gol kalmış en çok aklımda.

Eşikteyiz

Sonraları Türkiye’li Avrupa Şampiyonaları’nda bir başka oldu bu keyif. Her ne kadar meslek gazetecilik olup da o keyif, muhtelif “egolara” takılsa da... Şimdi yine bir eşikte daha duruyoruz cümleten. Temenni tabii ki, en yukarıya uzanmak. Olasılıklar temennileri gölgeliyor, kabul ama fark etmez! Her ne kadar, “istikrar” denilen kelimenin futbolumuzun her alanında DNA’mıza, iliklerimize işlemesini sonsuz kere dilesem de tesellim var: Sonuçta istatistikler söz konusu olduğunda, Türk Milli Takımı ne 2000’de çeyrek final oynayabilirdi ne de 2008’de yarı final! Değil mi ama?

 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Rahat 6 Mayıs 2024
Çizik 27 Nisan 2024
Koltukta rahat 22 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları