Hadiseye puan tablosu açısından bakıldığında iki takımın da tahammülü yok bırakın üç puanı yarım puan kaybına bile. Biri koltuğunu diğeri ise Süper Lig’deki yerini kaptırmamak derdinde. Bu tahammülsüzlük, çok sıkıcı ya da sert yapabilir sahayı…
Ancak ne gerilim ne de çirkin bir futbol var. Tam aksine… Karşılaşmanın ilk 30 dakikası amaçsız geçse de sonrasında iki takım da futbol oynamaya konsantre oluyor. İlk gol tam da ‘Acaba nasıl gol olacak bu karşılaşmada?’ diye düşünmeye başlayacakken, Icardi’nin topu ceza sahası dışından sert bir şutla ağlara göndemesiyle geliyor… Oyunun havası bir anda değişiyor. 35. dakikada gelen bu golün ardından, 40’ta bu kez bir korner atışını Abdülkerim uçan bir kafa vuruşuyla tamamlıyor. İkinci yarıya Pendikspor, vitesi artırarak gol bulmayı hedefleyerek başlıyor. Amaç tempoyla Galatasaray’ı kendi sahasına haspetmek ve hataya zorlamak. Buldukları iki net pozisyonun ardından Galatasaray da aynı reaksiyonu verince oyun tekrar Pendikspor sahasına yığılıyor. 77’de Mertens’in attığı gol skoru 3’e taşıyor. Pendikspor yine vazgeçmiyor. 85’te bir serbest vuruş sonrası Alpaslan’la buldukları golden sonra, süre çok az olmasına rağmen golü kovalıyorlar. Son dakikalarda Galatasaray’ın kazandığı penaltı vuruşu Kerem ile ağlara kavuşunca G.Saray yarattığı temponun karşılığını dört gol ve üç puanlık bir galibiyetle alıp haftanın kalan maçlarını rahatça seyretmek için koltuğunda arkasına yaslanıyor…
