Cenaze

12 Haziran 2016 Pazar

Erdoğan’ın “haber” olmadan artık ulusararası ortamlarda var olması mümkün değil. Muhammed Ali’nin cenazesi de istisna olmadı. Sayıları yüz binle ifade edilen bir insan selinin katıldığı cenazeden RTE’nin, talepleri yerine getirilmediği için ayrılması uluslararası medyada törenin en dikkat çekici unsurlarından biri olarak yer aldı.
Washington Post’tan Daily Mail’e, Repubblica’dan, Giornale ve La Stampa’ya dek haber köşe bucak yankılandı.
WP, RTE’nin koşa koşa katıldığı bir cenazeden açıklama vermeksizin ayrılmasını “ayarsız/awkward” bir durum olarak değerlendirdi. Daily Mail, haberi, Erdoğan’ın “Türk tipi” uygulamalarının ayrıntılı dökümüyle birlikte verdi. Repubblica “Erdoğan küstü” dedi.
Cenaze haberini baştan sona “demir bıyık” diye tanımladığı Erdoğan’a ayıran Berlusconi’nin gazetesi Il Giornale ise, yaşananlar için “rezalet/brutta figura” ifadesini kullandı. La Stampa da şu yorumu yaptı: “Evinde hiçbir muhalefetle karşılaşmaksızın emir yağdırmaya alışmışsan, misafir olduğun yerde haliyle sıraya girmek güç olur. Ali’nin cenazesinde istediği gibi ağırlanmayınca Louisville’den ayrılan Erdoğan, bu yüzden diplomatik bir vaka haline geldi.”
Türk Cumhurbaşkanı bundan böyle artan sıklıkla bir “diplomatik vaka” olarak nitelendiriliyor. Korumalar Ekvador’da kadın dövüyor, dünyanın öbür ucundaki ülkeyle “diplomatik vaka” çıkıyor. Washington’a gidiliyor. Gürültü patırtı ardından ABD Başkanı bir basın toplantısında bizzat çıkıp “Erdoğan rahatsızlığını” dile getiriyor...
Velhasıl arbede çıkmadan dönülen sefer yok.
Bu neyi söylüyor?
Erdoğan’ın kafasındaki dünya ve o dünyada kendine biçtiği yer ile gerçek dünya artık çakışmıyor. Bu başlı başına çok vahim.

Hayal ve gerçek
Son, Muhammed Ali cenazesinde de Cumhurbaşkanı besbelli tamamen başka bir ortam tahayyül etmiş.
Louisville’e giden bir gazeteci “hayalleri” şöyle anlatıyor: “Muhammed Ali, bayrağı Erdoğan’a devretti. (Ali) İslamın vicdanı olmayı başarmış, hangi ırk ve inançtan olursa olsun bütün mazlumların umudu olmuştur. O duruşu şimdi Erdoğan sürdürüyor... (Bu) buluşma, farklı coğrafyalarda zulme karşı sergilenen iki ayrı başkaldırının bayrak teslimiydi. Erdoğan, Muhammed Ali’yi ve mücadelesini en iyi anlayan kişidir ve dünyadaki mazlumların hamisi ve lideri artık Erdoğan’dır.”
Hal böyle olunca, üç günlük törenin en önemli ve biricik konuğu Erdoğan olmuş oluyor...
Tüm mazlumlar nezdinde Ali’nin mücadelesini devralan “biricik lider” sıfatıyla oraya giden Cumhurbaşkanı’nın bu durumda özel taleplerde bulunmasından doğal ne olabilir?
Tabutu başında tabii dua da okutacak, Kâbe’den örtü de koyacak, konuşma da yapacak...

Niye ‘hayır’ dendi?
Ama o ne?
ABD’de bu çıkarımları kimseler yapmamış!
RTE’nin kafasındaki cenaze Ortadoğu’da belki hayata geçirilebilirdi. Ama orası ABD...
Muhammed Ali, Hıristiyan kökenlerden geliyor. Ailesinde farklı inançlardan gelen insanlar var. Bu nedenle cenazesi “ümmet propagandası” şeklinde değil, bütün dinleri ve inançları kucaklayan bir multi-külti seromoni olarak gerçekleştirildi. Hahamından papazına farklı inançlardan din adamları konuştu. RTE’nin isteklerini geri çeviren son eş Lonnie çıkıp; “Tüm dinlerden temsilcilerin olması Ali’nin son isteğiydi!” dedi. Aile fertleri bu isteği, “ABD’nin ortak paydalara ve köprülere” ihtiyacı olduğunu söylerek ısrarla vurguladılar. Muhammed Ali’nin giderken bir “uygarlık çatışması” değil; bir “uygarlık buluşması” mesajı vermek istediğini belirttiler.
RTE ve çevresi nereye gittiklerini önceden araştırmış olsalardı, dünyanın gözleri önünde bu ağır golü yemezlerdi.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kılıçdaroğlu vakası 14 Nisan 2024
31 Mart’ın bahsi 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları