Hayvanlar bize ne öğretir?

20 Haziran 2016 Pazartesi

Bu başlık altında hayvanları yazmıştım. Yazıyorum da.
Hayvanların bize çok şey öğrettiğini düşünüyorum.
Elbette -her şey gibi- öğrenmek isteyene.
Tam da bu sırada İlahiyat Profesörü Mustafa Aşkar’ın sözü denk geldi: ‘Namaz kılmayan hayvandır’ buyurmuş.
Tepkiler oldu, söz çevirmeler yaşandı.
Aslında sayın profesör belki de ‘Hayvan namaz kılmaz’ diye insana ilişkin bir fark yaratmak istemiştir.
Doğrudur, ‘hayvan namaz kılmaz’.
Talihsiz bir noktadan almış konuyu profesör.
Hayvan namaz kılmaz da insanların yaptığı birçok şeyi de yapmaz. Bunları da söylemesi, hiç değilse düşünmesi gerekiyor.
Örnek verelim mi? Eşekler yalan söylemez.
Yalan söyleyen eşek görülmemiştir. Ama yalan söyleyen insan mı? Yalan söylemeyen insan arayın ki bulasınız.
İnekler hırsızlık yapmaz değil mi İlahiyat hocası? Hayır, çünkü inekler hırsızlık yapmaz.
Hırsızlık yapan insanları tanıyor musunuz?
Şöyle büyük hırsızları? Çantalar dolusu, kutular, kasalar?
Bunu yapan bir hayvan yoktur.
Hırsızı savunan, ‘Yapsa da kimse inanmaz’ diyen bir tilki gördünüz mü?
Evet, tilki kümesten tavuk kaçırır. Ama karnını doyurmak için.
Bal yer misiniz sayın hocam. Arılar yapar. Hayvandırlar. Namaz da kılmazlar.
Siz, kaçak villa yapmak için ormanı yok eden hayvan gördünüz mü? Görmediniz, çünkü yoktur. Ama yandaş olduğunuz çok insan vardır bunu yapan.
Hayvan ormanın dostudur. O sizin insanlarınız ise ormanın düşmanıdır. Aç gözlerini hiçbir toprak doyurmaz.
Kaplan, evet yırtıcıdır profesör, beslenmek için avlarını yer. Ama katliam yapmaz. ‘Ben ormanın kralı olacağım’ diye orman hayvanlarını öldürmeye kalkmaz.
Keçiler hayvandır. Namaz kılmazlar. Yeni filizleri yemeyi de severler. Ama erkekleri olan tekeler küçük oğlaklara tecavüz etmeyi aklından bile geçirmez. Bu işe ‘badeleme’ diyenler de sizin tanıdığınız insanlardır.
Sülük, kan içen bir hayvandır. Yapıştığı canlının kanını emer. Ama doyunca bırakır arkadaş. İnsanların sülükleri ne doyar, ne bırakır, yakınları, yarenleri emer de emer.
Koçlar koyunlarla çiftleşir. Kuzular doğar. Koyunun sütüyle beslenip büyürler. Ama insaf edin hocam, siz hiç beş on koçun birleşip de bir kuzuyu sıraya dizdiğini duydunuz mu?
Duymadınız, çünkü yapmazlar. Bunu insanlar yapar. Acaba bunu yapan insanlar arasında namaz kılanlar da yok mudur? Namaz kılıyor diye bu tipleri hayvandan daha mı makbul sayalım?
Karıncalara ne diyorsunuz?
Çalışkanlığa örnek gösteririz. İşbirliğine hayranızdır. Dayanışmaları, birbirine yardımları bir işi başarmanın nasıl olacağını gösterir. Şimdi ne yapalım? Namaz kılmazlar diye aşağılayalım mı? Onlardan söz etmekten vaz mı geçelim?
Siz hiçbir şey taşırken arkadaş olup, iş bitince sırtını dönen vefasız karınca gördünüz mü? Görmediniz, çünkü yoktur. Ama sizin de desteklediğinizi sandığım kesimde bu vefasızlığın sayısız örnekleri var. Bunlar sizi hiç rahatsız etmiyor mu?
Hayvanlar hayatta kalma uğraşı verirler. İçgüdüleriyle yaşarlar. Beslenmek isterler, çoğalmak isterler. Doğalarında bunlar vardır. Ama birbirlerine kazık atmazlar. Birbirlerine tuzak kurmazlar. Birbirlerini pusuya düşürmezler.
Köpekbalıklarına bakın. Denizin yırtıcısıdır. Ama sinsiliği yoktur. Hızıyla, gücüyle, dişleriyle saldırır. Ya insan? Ya insan? Öyle mi yapar? İnsan ‘Hukuk böyle’ der arkadan saldırır, yandan kuşatır, ‘Benim haberim yok, birileri yapmış’ der.
Hayvan namaz kılmıyor.
İnsan namaz kılıyor, öyle mi?
Hiç kusura bakmayın, sizler gibi insan olacağıma onlar gibi hayvan olmayı tercih ederim...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çalınan gelecek!... 29 Nisan 2024
Istakozun intikamı! 22 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları