Brexit ve gerçek saati

23 Haziran 2016 Perşembe

İngilizler bugün Brexit’i oyluyor. 
Londra’nın AB’yle yoluna devam edip etmeyeceğini belirleyecek referandumunun sonuçları, sadece İngiltere’de değil dünyada küresel bir ilgiyle izleniyor. 
IMF gibi kuruluşlardan Wall Street’e; Şanghay, Frankfurt, Pekin, Moskova, Sao Paulo, Delhi ve Cape Town gibi gelişmiş/ yükselen ülkeler borsalarına, ABD-AB merkez bankalarına kadar dünyanın bütün para tapınakları aportta. 
Kamuoyu yoklamalarında başa baş görünen “AB’den çıkalımcılar” ile “AB’de kalalımcılar” arasındaki gerilimli oylamadan çıkacak sonuçlar öncelikle Avro ve doları etkileyecek. 
Yanıt ister “evet” ister “hayır” olsun, spekülatörlere gün doğacak.

Tehlikeli teamül 
Etkiler salt ekonomi ile sınırlı kalmayacak. 
Dünya gündemini günlerdir hemen ilk sırada meşgul eden Brexit referandumunun uzun dönemli etkileri eski kıtanın “AB karşıtı” partileri arasında olası “domino etkisi” yaratacak. 
İngiliz seçmenleri AB’de kalmakta karar kılsa dahi, İngilizlerin bu “AB’ye tamam mı devam mı” referandumu, Birliğe kuşkuyla yaklaşan Avrupa’nın bilumum popülist, milliyetçi, faşizan partileri için mumla aranan bir “teamül” yaratmış olacak. 
Pes etmeyen AB karşıtı İngiliz Brexit’çilerinin sil baştan referandum serüvenine girip girmeyeceklerinin bir garantisi olmadığı gibi; Avrupa’nın hız alan popülizmlerinin Brexit benzeri girişimlerde bulunup bulunmayacakları belli değil. Dün Fransa’da Figaro bu yüzden “Brexit Avrupa’ya bulaşma tehdidi” manşeti ile çıktı. 
Fransa’nın “Ulusal Cephe”si başta olmak üzere Avrupa’nın tüm diğer ülkelerinde Brexit zincirine takılabilecek partiler var. 
İtalya’da hafta sonu yapılan son yerel seçimde baş döndürücü zafer sağlayan, başkent Roma ile sanayi merkezi Torino gibi en büyük ve en önemli kentlerde belediye başkanlıklarını kapan Beş Yıldız Hareketi örneğin Avrupa’nın bu yükselen AB karşıtları arasında yer alıyor. 
Almanya’da hızla ivme kazanan ve faşist eğilimleri ile kaygı yaratan “Almanya için Alternatif” (AfD) partisi keza gene Brexit dalgasına ilgi duyuyor. 
İspanya’da bu hafta sonu yapılacak genel seçimlerde sosyalistleri sollayıp ülkenin ikinci partisi olması beklenen sol kanattaki “Podemos” beri yandan AB’den çıkmayı değilse bile “İspanya’nın AB üyelik şartlarının Brüksel’le yeniden müzakeresini” istiyor. 
Bu kısa liste bile Avrupa’nın en baba ülkelerinde Brexit referandumunun açabileceği gedikler hakkında fikir vermeye yeter.

Tarihi darbe
Britanya referandumu 60 yıllık geçmişi olan Avrupa mimarisinin finansal kriz, göç ve küreselleşme gibi büyük sorunlar karşısında kifayetsiz kalmış olduğunu ortaya koydu. 
Yapısal sorunlara çözüm üretemeyen AB’nin prestiji yaralandı. İngiltere’ye verilen çok büyük tavizler karşılığında dahi bu yapıcı olmayan, gereksiz referandum engellenemedi. 
İnisiyatifi elinde tutamayan Brüksel gol yedi ve karizmayı çizdirdi. 
Eski komisyon başkanlarından Romano Prodi Brexit’in, AB’nin geleceğini bu itibarla her şekilde etkileyeceğini ve Brexit’ten “çift veya çok vitesli” bir Avrupa çıkacağını söylüyor. Prodi gibi AB’nin eski komisyon üyelerinden olan Mario Monti aynı şekilde Cameron’un kendi iktidarını sağlama almak amacıyla oynadığı bu Brexit kumarının Avrupa projesine tarihi bir darbe indirdiğini belirtiyor. 
Brüksel’de gerçekte hemen herkes böyle düşünüyor. Financial Times (21 Haziran) referandumun ardından Brüksel’e gidecek olan Cameron’un referandumu kazanması durumunda dahi bu nedenlerle Avrupa’nın merkezinde “bezginlikle” karşılanacağını yazıyor. 
Hele AB’den kopuşa geçit veren kâbus senaryosunun gerçekleşmesi halinde AB çevrelerinde İngiltere Başbakanı’nı tam “buz gibi” bir karşılama bekliyor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kılıçdaroğlu vakası 14 Nisan 2024
31 Mart’ın bahsi 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları