İdam

10 Ağustos 2016 Çarşamba

15 Temmuz’daki başarısız darbe girişiminden sonra idam konusu Türkiye’nin gündemine oturdu. Başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Adalet ve Kalkınma Partisi sözcüleri ve Milliyetçi Hareket Partisi lideri Devlet Bahçeli idam cezasının yeniden uygulanmasından yana tavır aldılar. İdam cezası ülkemizde 1984 yılından bu yana fiilen, 2004 yılından beri ise hukuken uygulanmıyor.
İdamın geri getirilmesi evrensel insan hakları açısından olduğu kadar Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğini rafa kaldıracak olması nedeniyle de önemlidir.
Uluslararası Af Örgütü verileri 2015 yılında dünyada uygulanmış ölüm cezası sayısının toplam 1634 olduğunu gösteriyor. Bu infazların yüzde 89’u İran (977), Pakistan (326) ve Suudi Arabistan’da (158) gerçekleşmiş.
Tüm dünya cezaevlerinde haklarında idam cezası verilmiş, fakat infazları bekletilen 20 bin 292 mahkûm bulunuyor.
İdam cezası Çin’de “devlet sırrı” olduğu, Suriye’de ise resmi kayıt temini mümkün olmadığı için bu ülkelerdeki sayılar bilinmiyor.

***

Dünyada idam cezasının uygulandığı 58 ülke bulunmaktadır. 98 ülke ölüm cezasını hukuken/tamamen, 7 ülke savaş suçları ve olağandışı durumlar hariç, 35’i de fiilen kaldırmıştır.
Ölüm cezalarının yüzde 90’ının Asya kıtasında uygulandığını bir not olarak düşelim.
Birleşmiş Milletler, 2007, 2008 ve 2010 yıllarında ölüm cezalarını uygulamama çağrısı yapan kararlar almıştır. Avrupa Birliği’nde, Avrupa Birliği Temel Haklar Bildirgesi’nin 2. maddesine göre ölüm cezası yasaktır. Bunun yanı sıra Türkiye ve Rusya’nın da üye oldukları Avrupa Konseyi de ölüm cezasını yasaklamıştır. Avrupa anakarasında yalnızca Kazakistan ve Belarus’ta idam cezası uygulanmaktadır.
Türkiye’nin idam cezasına geri dönüşü Avrupa Birliği gibi Avrupa Konseyi’ne de veda anlamına gelecektir..
Gelişmiş ülkeler içinde sadece Amerika Birleşik Devletleri ve Japonya’da idam cezası yürürlüktedir. Kazakistan ve Belarus dışında Avrupa ve Latin Amerika ülkelerinde ölüm cezası kaldırılmıştır. Bu ülkeler dışında yalnızca gelişmemiş ve demokratik olmayan ülkelerde ise ölüm cezası yaygındır.

***

Yukarıda da belirtildiği gibi Türkiye’de ölüm cezası 1984’ten itibaren fiilen, 2004’ten itibaren de hukuken uygulanmamaktadır. Ölüm cezası önce 2001’de savaş tehdidi ve terör suçları dışındaki suçlar için kaldırılmış, 3 Ağustos 2002’de “savaş ve çok yakın savaş tehdidi durumlarında işlenmiş suçlar hariç” şartı ile kaldırılmıştır. 7.5.2004 tarihli 5170 sayılı kanun ile ölüm cezası ile maddeler anayasadan, 14.7.2004 tarihli ve 5218 sayısı kanunla da ölüm cezası ile ilgili maddeler Türk Ceza Kanunu’ndan çıkartılmıştır.
Kimi toplum kesimleri darbe girişimi, verilen 240 şehit, 2000’e yakın yaralı gerçeği karşısında infiale kapılıp “ölüm cezası” isteyebilirler. Bu gibi durumlarda devlet adamlarının görevi haklı olarak infiale kapılan bu insanların duygularını daha da kabartmak değil, idam cezasına geri dönüşün ülkemize uluslararası boyutlarda getireceği olumsuzlukları açık bir dille anlatmak olmalıdır.
Bunun dışında evrensel hukuk ilkelerine göre ölüm cezası dahil her türlü ceza suçun işlendiği tarihte yürürlükte bulunan yasalara göre verilir. Ceza, geriye dönülerek verilemez.
Bunların ötesinde yaptığı işte “ölümü göze alan” bir insan için ölüm cezasının caydırıcılığı yoktur. İnsanın, ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırılıp geri kalan ömrünü tek kişilik bir hücrede geçirmeyi göze alması ise ölümü göze alması kadar kolay değildir.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları