Kafama bir huni takıp sokağa çıkıyorum...

13 Kasım 2016 Pazar

Sonunda kafama bir huni takıp sokaklarda dolaşmaya başlıyorum. Arkadaş, Trump denilen, acayip saçlı bir adam Amerika’da, dünyanın en yalancı kadını Clinton’ı bozguna uğratmış, bizim tartışma programlarında hemen herkes anında dış politika uzmanı kesilerek ahlayıp vahlıyorlar: “Efendim dünya bir delinin eline geçmiş!” Ne oluyor, Clinton’ın Obama hükümetinin Dışişleri Bakanı ve Ortadoğu’nun şahini olduğunu ne çabuk unuttunuz. Bu arada Antalya’nın Serik ilçesinde yaşayan bir Trump hayranı çiftçimiz, Trump kazanınca beş yüz kilo turpu bedava dağıtmış! Bilmeyenler için bilgi: Trump’ın bir anlamı da Turp.
Muhalefet lideri Kılıçdaroğlu, beşinci defa halka sesleniyor: “ByLock’çu bakanları açıklayacağım!” Yani bu iş “camide içki içtiler, görüntüleri var” olayına döndü. Millet işi gücü bıraktı, Kılıçdaroğlu’nun ağzına bakıyor, “Söyle! Söyle! Söyle!” Bu arada, Gebze hapishanesinde 20 yaşlarında bir kız çocuğu, Zehra Epli, Sur olayları sırasında tutuklanmış, HDP milletvekillerine yapılan eziyet karşısında hapishanenin avlusunda kendini yakıyor. Öyle mi vah vah! Yahu tamam kafama huni geçirdim ama bu ölüm için ağıt bile yakan yok mu?
Yaşasın, Kadıköy bölgesinde yeni yapılan kentsel dönüşüm apartmanlarının eski sahipleri şaşırmış durumdalar. Çoğu karı-koca emekli, çoğunun yaşı yetmişin üstünde, müteahhit havuz yapalım demiş, kabul demişler, akıllı ev yapalım kabul demişler, şimdiler de aç oturuyorlar, çünkü evin ortak masrafları bir emekli parasını götürüyor, öbür emekli parasıyla yüzme havuzuna bakıp duruyorlar. Söylemeliyim, bendeniz, yargımızın bugünlerde aldığı kararları çok beğeniyorum. Aslı Erdoğan, Necmiye Alpay ve daha pek çok Özgür Gündem çalışanına ağırlaştırılmış müebbet hapis isteğiyle bir iddianame hazırlamışlar! Bravo! Yahu, şu idam meselesine bir el atıp hemen çıkarsınlar, bunları beslemek olmaz, idam edilmeliler! Devlet Bahçeli de ölümüne beş kala birkaç idam daha görmeli, belli ki adamcağız 12 Eylül idamlarını özlemiş. Ne olmuş yani, insanları ipin ucunda sallanırken görmeyi seviyor!
Yargı da yargı yani, Karabük’te 12 yaşında iki çocuk, bir balıkçı dükkânından balık, ekmek, soğan ve şalgam suyu çalıp karınlarını doyurmuşlar. Adaletimiz hemen devreye girmiş, çocukları tutuklayıp hapishaneye göndermiş! Arkadaş sen kimden söz ediyorsun, onun adı Bilal oğlan! O Cumhurbaşkanımızın oğlu! Ayıp ayıp…
Adıyaman Gerger İmam Hatip Lisesi’yle ilgili bazı dedikodular çıkmış. Bu dedikoduları önlemek için yayın yasağı getirilmiş, bence bu “yok efendim, üç okul öğretmeni, bir hademe otuz erkek çocuğuna tecavüz etmiş” gibi dedikodular insanların moralini bozar, kutsal aile duygumuzu örseler, yayın yasağı çok doğru bir şey. Çocuklara mı ne olmuş, doktor arkadaşlarım başka bir olayda çocukların makatlarının yırtılmış olduğunu ve ameliyat yaptıklarını bana söylemişlerdi.
Adalet dedim de mensubu olduğum Cumhuriyet gazetesinden söz etmeden geçemem. 35. kitap fuarı açıldı, fuardaki kitapların sahipleri pek çok yazar içerde, bizim Turhan da ilk kez bir kitap fuarına gelemeyecek! Turhan bak adaletin kestiği parmak acıtmaz, otur oturduğun yerde! Ben mektup yazıp, dedikoduları sana ulaştırırım. Semih Poroy da bu konuda bana yardım eder. Hoşuna gitti, gülümsüyorsun? Ben fuarda üst üste iki panelde konuşacağım: Biri Onat Kutlar’la öteki çok sevdiğimiz Tarık Akan ve o güzel yıllarla ilgili. Fuara huni takıp gitmeyi düşünüyorum. Pek havalı oluyorum.
Ey Urfa’da yolun ortasında “Açım ben açım” diyerek, insanları rahatsız eden, üstelik daha da ileri giderek kendini yakan arkadaşım, şimdi ne oldu, boşu boşuna yanıp tutuştun, hiç kimse sesini duymadı, çocukların daha da ortada kaldı, sen bu ülkeyi ne sanıyorsun, senin yanmandan bize ne? En iyisi ben sana bir kucak turp yollayayım, Trump kazandı bilesin. OHAL 370 derneğin kapısını mühürlemiş, geçmiş olsun?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Alay ettiler... 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları