Kimin kavgası?

14 Ocak 2017 Cumartesi

Yargıçlar Sendikası; dayatılan anayasa değişikliğinin, parlamentoyu, yargıyı, Meclis tarafından denetlenen yürütme organını, ulusal egemenliği ve tüm demokratik işleyişleri yok ettiğini şu tümceyle özetliyor:
“Cumhurbaşkanı’nın tek seçici, tek belirleyici, tek sınırlayıcı olduğu baskı rejimi.”
Başımıza gelecekleri kestirebilmek için, geçen yüzyılda yazılmış bir kitaptan kimi bölümleri okumak yeterli olacaktır:
“Yeni hareket, özü itibarıyla parlamento karşıtıdır; yani hükümet başkanına, diğerlerinin yönetimini yalnızca denetleyen bir adama bağlanmayı, çoğunluk egemenliğinin genel ilkesini yadsımaktadır. Hareket şu ilkeyi ileri sürer: Küçük meselelerde olduğu gibi, büyük meselelerde de lider mutlak bir otoriteye sahiptir ve bu otorite onun tam bir sorumluluğunu kapsar.
Lider olmak isteyen, en yüksek ve sınırsız otorite ile buna ait tam bir sorumluluğun ağır yükünü de taşır. Bu görevi ancak bir kahraman kabul edebilir.
Uygarlık ve gelişme; çoğunluğun bir ürünü değildir, yalnızca deha ve kişisel girişimlere dayanır.
Ulusumuza büyüklüğünü ve kudretini geri vermek için, her şeyden önce liderin kişiliğini yükseltmek ve onu hukukuna sahip bir mevkiye getirmek gerekir.”
Dikkatinizi çekerim:
Bu satırlar, Adolf Hitler’in “Kavgam” adlı kitabından alınmıştır!

İncirlik derdi
Aralarında İsmail Hakkı Öztorun, Süleyman Genç, Mustafa Gazalcı, Yücel Akıncı, Nedim Tarhan’ın da bulunduğu CHP’li milletvekilleri bundan tam 37 yıl önce, 11 Ocak 1980’de Meclis’e bir soruşturma önergesi vermişlerdi:
“Ülkemizde bulunan üs ve tesislerin yeniden faaliyete geçirilmesi, anayasamıza ve hukuk düzenimize göre yeni anlaşmayı gerektirmektedir.
Bu durumda üs ve tesislerle ilgili anlaşmanın, Meclis’lerden geçmedikçe hiçbir hukuksal dayanağı olmayacaktır. Bilinmelidir ki, Türkiye’ye bir nükleer saldırı yapıldığı anda nüfusumuzun 1/5’i, maddi ve kültürel varlıklarımızın önemli bir kısmı yok olacaktır.
Bu nedenle Başbakan Süleyman Demirel hakkında anayasamıza aykırı davrandığı ve ülkemizdeki ABD üs ve tesislerinin ulusal çıkarlarımız dışında kullanılmasına izin verdiği için Meclis soruşturması açılmasını arz ederiz.”
O gün o soruşturmanın açılmasına Meclis’te AP’lilerin kalkan elleri olanak tanımamıştı.
O soruşturma açılmadığı için, yıllar sonra AKP, ünlü 1 Mart tezkeresini hazırlayabilmişti.
Tezkereye göre, yabancı güçlere ait hava araçları Türk hava sahasını kullanabileceklerdi. 62 bin yabancı askeri personel 6 ay Türkiye’de konuşlanabilecekti. Yabancılar, 255 uçak ve helikopteri yurda sokabileceklerdi.
İncirlik Üssü de bütün bu olanaklar için en uygun zemin olacaktı.
ABD’nin Ortadoğu’daki çıkarları uğruna bu tezkereyi hazırlamış olan AKP sözcüleri, şimdilerde İncirlik Üssü’nden pek dertli görünüyorlar!
Anadolu’da bir söz vardır, derler ki:
“El adamı koyun eder, üstelik de meletir.”

Yok
Cumhuriyet toptan ortadan kaldırılırken Cumhuriyeti kurmuş partinin genel başkanı anayasa oylamasına katılmıyor.
Grubunun Meclis’te verdiği savaşımdan utansın.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

IMF Defteri 27 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları