Feyzi Açıkalın

Cumhurbaşkanlığı TURU elden gitmesin

08 Şubat 2017 Çarşamba

Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nun kurumsallaşmış adı ‘TUR’ dur. Çoğu kimse bilmez. TUR, Türk spor tarihinin kesintisiz 53 yıldır yapılagelen tek uluslararası spor organizasyonudur.

1960’larda Türk ordusunun korumacılığında başlayan TUR, trajik bir tesadüfle 1980 askeri darbesi sonrasındaki üç yıl ‘Devlet Başkanlığı Turu’ adıyla da anılmış.

Yarış, batıdaki benzerlerinden farklı olarak büyük oranda devletin katkısıyla kotarılmış. Ama geçmişte bir siyasi görüşün tekeline girip onun propaganda aracı olmamış.

Bugünlerde TUR yine gündemde. Geçen yıl özellikle son 8 organizasyonun başarısı değerlendirilerek en üst basamak olan ProTour düzeyine yükseltilen yarışın kaderi sorgulanıyor.

Basitçe anlatmaya çalışırsak…

TUR elbette ki 50 yıllık bir birikimin deneyimini taşır ama bugünkü düzeyine, uluslararası bilinirliğine 2008 sonrası ulaşmıştır. Emin Müftüoğlu federasyonunun, başta Abdurrahman Açıkalın ve Aydın Ayhan Güney olmak üzere organizasyon yeteneği yüksek, vizyon sahibi kişileriyle bugünlere ‘sıçrama yaparak’ gelmiştir.

Genelde nisan ayı sonunda yapılmakta olan TUR, ProTour’a yeni yarışların eklenip yarış takviminin kalabalıklaşması sonucu 6 güne indirilip nisan ortasına alınmıştır. Nisan, ‘Bahar Klasikleri’ denen tek günlük yarışların yapıldığı bir aydır. Bu yüzden as sporcular ve takımlar, o yarışları tercih eder.

Yeni siyasi iklim

Yeni Bisiklet Federasyonu, bu yöndeki kaygıları dikkate alıp TUR’un tarihini ekim ayına kaydırarak süresini uzatmayı istemekte, görüşünü de UCI’ye (Uluslararası Bisiklet Birliği) sunmaktadır. TUR, 1976 sonrası ekim ayında koşulmaya başlamış, 1987’nin Nisan’ında yapılmakta olan Akdeniz Turu’nun kaldırılmasıyla yeniden ilkbahar aylarına dönmüştür.

Gerçekleri konuşursak; ülke tanıtımı yönü daha ağır basan TUR’a ne denli kaliteli takımın geldiği, yarışın süresi ve tarihi aslında az kişinin derdindedir! Devir, 2011’de UCI Takvim Komitesi yine böyle bir oynama yaptığında, UCI Başkanı Pat McQuaid’le birebir görüşülerek kararın geri aldırtıldığı zamanın benzeri de değildir. Yeni siyasi iklim ve kurul(amay)an ikili ilişkiler bunu mümkün kılmamaktadır. Nasıl batıyla olan gerginlikler turizmi etkiliyorsa, sporda da aynısı ne yazık ki görülmektedir.

TUR’un organizasyonu için çıkılan ve ‘adrese teslim’ bir dosya olarak hazırlandığı şartnamesinden anlaşılan ihale, birkaç gün önce iptal edildi. Bu, UCI kuralları gözönüne alındığında anlaşılabilir bir durum. Ama bu gelişme, organizasyon şemasının şimdiden hazırlanmasına bir engel oluşturmamalıdır.

Onun için öncelikle halef ve selef federasyon yönetimlerinin birbirlerini dolaylı suçlamalarının, “Durun siz kardeşsiniz!” diyerek sonlandırılması gerekir. Sonra da yarım asırdır siyasete bulaşmadan getirilen TUR’un, bugünlerin çalkantılı ikliminden en az zararla çıkabilmesi için aklıselim yollar aranmalıdır. TUR kimsenin malı değildir, hele de onu siyasi ikbal kapısı görenlerin hiç değildir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları