Hikmet Çetinkaya

Üç Kırmızı Gelincik...

06 Mayıs 2014 Salı

Bu toprakların altında binlerce yıllık tarih, kültür, uygarlık vardır....
Yine bu toprakların altında insan kemikleri vardır, kendi tarihinin sayfalarında kıyım vardır...
Ve 4 Mayıs 1937’de Dersim’de yaşanan insanlık dramıyla bile bugüne dek yüzleşemedik...
Bir mum ışığı geçmişe ışık tutmaz ama ay ışığı, gökteki yıldızlar, hayatın o gerçeğini, ölümleri, katliamları gözler önüne serer! Bir nefret ordusu, canavarlaşan ruh, toplumun içinde zehir saçsa bile bu coğrafyanın insanları kardeşlik duygularını pekiştirmeyi bilir! Barış süreci adı verilen sözüm ona çözüm süreciyle örtüşen sözler verilmese bile, analar evlat acılarını yüreklerine gömmüşlerdir. Onlar bu toprakları sever! Kürt olsun, Türk olsun, Laz, Çerkez, Ermeni, Süryani...
Kuşak kuşak çocuklar birbirlerini öldürmedi; vur emri verildi ve o çocuklar silahlarının tetiklerini çekti... Önceki gün Kayseri’de Deniz, Hüseyin, Yusuf için yapılan yürüyüşte, bazıları “bozkurt” işareti yaptı.
Haber sitelerine baktım, bozkurtlar “Komünistler Moskova’ya” şeklinde bağırmışlar mı diye...
Epeyi yol almışlar, kıdemli faşo amcalarının Moskova’yı mesken tuttuklarını bildiklerinden ötürü, ağızlarını sıkı tutmuşlar.
Eh bravo doğrusu! Bir hayli geliştirmişler kendilerini!
Onlar “bozkurt” işareti yapmakla kalmışlar!

***

1 Mayıs’ta lacileri çekmiş, beyaz çorap, sivri burunlu, yumurta topuklu ayakkabı, beyaz gömlek giymiş, elinde döner bıçağı olanları Şişli’de polislerin önünde saldırı anını beklerken görmüştüm.
Sivil AK güçlerdi...
İşaret bekliyorlardı...
Bakmayın siz bu nefret, intikam ordusuna...
Sayıları kalabalık değil. Aklı, vicdanı olan herkesin yüreği yanıyor yaşadıklarımızdan.
Acılar ülkesiyiz, her yerimiz yara, bere, kan içinde...

***

Gelelim şu dört bakanın fezlekelerine...
Fezlekeler uzun ince bir yol izleyerek üstelik hükümetin çelişkileriyle dolu süreç sonunda Meclis’e geldi.
Sonucun ne olacağını önceden biliyoruz...
Yazmaya değer mi?
Vergi rekortmenlerine bakalım...
Devletin cari açığının yüzde 15’ini kapattığını söyleyen Rıza Sarraf bile 2013’ün vergi rekortmenleri arasında yok!
Listede Koç Grubu başı çekiyor; Acun Ilıcalı, Cem Yılmaz listeye giriyor, ama son dönemin ihale zengini birçok kişinin adı yok!
Devletin malı deniz, yemeyen domuz! Bu ülke bildim bileli hep soyuldu...
Gelen soydu, giden soydu, doymadılar bir türlü! Düşünürüm hep:
“Bu ülke soyula soyula niçin soğana dönmüyor?”
Binlerce yıllık tarih, kültür, uygarlık...
Adamlar toprağın altında ne buldularsa çıkarıp yurtdışına kaçırdılar gözümüzün içine bakarak...
Tarihimizi soydular, umursamadık bile...
Halkımızı soydular, oy verdik!
Çocuklarımızı, aydınlarımızı, yazarlarımızı öldürdüler, bana mısın demedik.
Hâlâ öldürüyorlar!

***

İşte böyle benim memleketimin halleri!
Neyi konuşacağız, neyi tartışacağız!
Sen milyonlarca, milyarlarca liralık ihaleleri kapacaksın ama vergi sıralamasında adın bile olmayacak!
Kaçır babam kaçır!
Yandaşsın ya!
Bu topraklara biçilen görev belli artık...
Yoksulluğa karşı olanlar zengin oldu bu ülkede...
Halkın oyları nohut, bulgur, kömür, yeşil kart dağıtarak alındı.
Oğullar ise kasaları doldurdu!
Gemicikler denize açıldı!
Vakıf torbası
doldu, araziler bağışlandı!
Ne yapacaksın, hayat böyle işte!
Müslümanlık adına olacak bunlar canınızı hiç sıkmayın...
Gemiciklere dokunmayın!
BirGün’den sevgili Melih Pekdemir’in yazdığı gibi...
“Dört bir yanımızda muhafazakâr olduğunu söyleyen sapıkların, dolandırıcıların, sahtekârların sayısı giderek artıyor.
Belki tek umudumuz şudur:
Bu
memlekete şeriat yerine ‘komünizm gelecekse’ işte muhafazakâr çürüme sayesinde gelecek.
Amin.”

***

Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan...
Hücrede “Üç Fidan”!..
Üç kırmızı gelincik!..
Hayat!
Onlar yaşıyor hâlâ!..
Bugün 42 yaşındalar...
Çünkü 6 Mayıs 1972’de sabaha karşı yeniden doğdular...   



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018
Hoşça kal hüzün... 6 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları