Eyyy Almanya: Laiklik kadının özgürlüğüdür!

09 Mart 2017 Perşembe

“Türkiye’yi yönetenler, kullandıkları kelimelerin anlamını bilirler sanırdık. Yani bilmelilerdi... Bu kadar bilgisizliği biz burada yaşayan Türkler anlamakta zorlanıyoruz... Erdoğan’ın Nazi benzetmesi üzerine tüm Türkiye’nin ayağa kalkması gerekiyordu...” (3. kuşak bir genç kadın.)
“Tamam, Erdoğan hem mağduru oynamak, hem sahte milliyetçiliği kışkırtmak, puan toplamak için Nazi benzetmesi yaptı ama bunun Almanlar için en büyük, en ağır küfür, insanın anasına küfretmek gibi olduğunu bilmiyor herhalde.” (Üçüncü kuşak bir delikanlı.)
“Nazi benzetmesiyle Almanya’da yabancı düşmanlığını kışkırtmak mı istedi Erdoğan? Canımızı malımızı tehlikeye atıp, sonra bizden oy mu istiyor.” (Yaşlı bir Türk)
“Her Alman geçmişiyle zaten hesaplaşmıştır. Geçmişinin bilincindedir. Erdoğan’ın Nazi deyip bu suçu farklı bir çerçevede kendi emelleri için kullanması, çok büyük yanlış. Şimdi Türk dostu olan Almanlar bile artık tatilde Türkiye’ye gitmeme kararı aldı.” (Yıllardır tüm tatillerini Türkiye’de geçiren Almanlar...)
Buyurun, buradan yakın!
Şu dünya ne tuhaf! Erdoğan’ın “İstersem atlar uçağa gelirim. Kapıdan sokmadığınız zaman da dünyayı ayağa kaldırırım” dediği, Bakanların “Evet” propaganda mitingleri yapmalarına izin verilmediği Almanya’dayım iki gündür... Bu yukarıdaki alıntılar, iki günde duyduklarım...

Münih’ten sevgiler
Fazla gürültü yapmadan atladım uçağa Münih’e geldim. Kimse ayağa kalkmadı. Dünya Emekçi Kadınlar Günü için beni davet eden “Initiativ Gruppe” (Girişimciler grubu) kadın kolları biraz telaşlıydı o kadar. Ama zaten referandum için “Hayır” propagandası için değil, 8 Mart için geldim.
Göçmen Türklerin ve Almanların çeşitli sanatsal ve kültürel etkinliklerde buluştukları, birlikte öğrendikleri, paylaştıkları, yaşamı daha yaşanır kıldıkları, yaşam alanının çoğaltıldığı bir ortamda konuşmacıyım. Konuşmamın başlığı “Cennette ve cehennemde kadın olmak”... (Elbet yeryüzündeki cennette ve cehennemde...)
Türkiye’de son on yılda kadın sorunlarıyla ilgili gelişmeleri gelişememeleri, karşıdevrimi konuştuk... Evet son on yılda çeşitli kazanımlar geriye gitti ama asıl OHAL’den beri bu geriye gidiş daha da hızlandı. Özellikle siyasette... HDP’li 7 kadın milletvekili halen tutuklu...

Adını koyalım: Pedofili
Eğitimde kız çocuklarını okuldan uzaklaştırmaları... Kadın istihdamında düşüş...
13 -14 yaşında evlendirilen ülkemizdeki 3.5 milyon kız çocuğu... Tanrı aşkına artık buna “Çocuk Gelinler” demeyelim. Bunun adı sapıklık, ahlaksızlık, bunun adı pedofili!!!
Ve artan, ha bire artan şiddet: 2002’de öldürülen kadın sayısı 66’ydı. 2013’te 237... 2014’te 294... 2015’te 310 kadın... 2016’da 328 kadın... Yok mu artıran!!! OHAL’le daha da arttı! Bu yılın ocak ayında 29 kadın öldürüldü. Şubat ayında 38 kadın öldürüldü...
Ben bu yükselişin nedenini demokrasi noksanlığında, ülkede genel olarak şiddetin ve gerilimin kışkırtılmasında, adaletin, yargının işlememesinde, referansların hep dinden olmasında, yöneticilerin sapkın çağdışı söylemlerinde, örnek oluşturmalarında buluyorum.

3 K - Kader değil
Salonda her yaştan insan var. Almanlar da var, çeviri yapılıyor. Soruların ardı kesilmiyor...
Yaşadığımız bunca şiddetin ve acının kader olmadığını anlatmaya çalışıyorum. Hayır! Bunun nedeni yanlış politikalardır. Laiklikten vazgeçmektir.
Oysa laiklik demokrasi ve çağdaşlığın güvencesi. Laiklik insan haklarının, kadın haklarının olmazsa olmazı. Laiklik kadının özgürlüğü!
Toplantıda ansızın Hitler’in kadınlara öngördüğü “3 K” gündeme geliyor. Küche (mutfak), Kirche (kilise) ve Kinder (çocuk)...
Aman Tanrım tam da bugün Türkiye’yi yönetenlerin söylemine amma da benziyor... “Eyy Almanya” ve Nazi benzetmesi gündemdeyken sırası mı 3 K’nin...
Bir de bakıyorum “Kadın toplantısı” referandum toplantısına dönüşmüş, kararsızları bile “HAYIR” demeye yöneltmiş. Ben en iyisi yurda döneyim!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları