‘Expo 2015’ Rüşvet Batağı

10 Mayıs 2014 Cumartesi

Expo Milano yerine İzmir’e gitse, bu müthiş “rüşvet çarkı” Türkiye’de de baş verir miydi dersiniz?
Önceki gün Milano’da “Expo” rüşvetleri bombası patladığında, ilk aklıma gelen bu oldu...
Siyasetçiler-üst düzey işadamları, mafya bağlantılı aracılar/iş takipçileri “Expo 2015” yatırımlarını yöneten/yönlendiren bir çatı örgütü kurmuş ve gelecek yıl bu ayda başlayıp ekime dek sürecek olan “Expo” ihalelerinde yüzde 3’e varan komisyonları paylaşmışlar.
1 milyon metrekarelik bir alana yayılacak olan, 20 milyon ziyaretçi çekmesi beklenen “Expo 15” için girişilen yatırımlar muazzam. Devasa yatırımların yüzde 3’ü de devasa rakamlar oluyor...
Dev rakamların yanında, İtalya’nın bu yeni “rüşvet skandalına” karışan isimler ve sözü edilen isimlerin siyaset-işdünyası-mafya bağlantıları; Çizme’de 7.4 şiddetinde sarsıntı yaratan bir tür 17 Aralık havasının esmesine yol açıyor.
Milano savcılığı, mali polisin birlikte yürüttüğü operasyonun basına yansıyan belgeleri, 17 Aralık operasyonunu akla düşürüyor.
Rüşvet alışverişini belgeleyen cep telefonu konuşmaları ve nakit dolu rüşvet zarflarının teslimatında çekilen fotoğraflar; aynı 17 Aralık operasyonu sürecindeki gibi basına ve sosyal medyaya saçılmış durumda.
Rüşvet trafiğinin son fotoğrafı, örneğin çok taze; 17 Nisan 2014 tarihini taşıyor.

Türkiye-İtalya farkı
Çizme’nin rüşvet skandalının 17 Aralık’tan başlıca farkı; 2.5 aydır işbaşında bulunan çiçeği burnunda Başbakan Renzi’ye uzanmaması...
“Expo” ihalelerini yöneten CEO başta olmak üzere, işadamları ve siyasetçilerin adının karşıtığı “rüşvet operasyonunu”nda savcılardan yana tavır alan Renzi; “Her kim suç işlemişse ceza alır. Savcıların işine gölge etmeyiz!” diyor.
Operasyonda görev alan 200 polis, bu yüzden hallaç pamuğu gibi atılmıyor, savcılar dağıtılmıyor.
Bütün bunlar... işbaşındaki Renzi hükümetinin olanlara sıkılmadığı anlamına gelmiyor...
Beş yıldır süren uzun krizden çıkışın kutlaması şeklinde tasavvur edilen “Expo 2015”e, “mafyasiyaset ve iş dünyası bağlantılı” bir mega rüşvet çarkının gölgesinin düşmesi, yürütmeyi aslında çok kaygılandırıyor.
Skandalın halkalarının genişlemesiyle, “Expo”nun durması ihtimali; hükümet ve başbakanın korkulu rüyasına dönüşmüş halde.
Ancak “güçler ayrılığının” işlediği bir ülke olan İtalya’da buna karşın yürütme, yargıyı cezalandırmaya teşebbüs etmiyor.
Türkiye-İtalya arasındaki en belirleyici fark burada!
Gelelim Expo skandalına...
Calabria mafyasının Milano’daki faaliyetlerini araştıran savcılar, yasadışı örgütün “Expo 2015” içindeki uzantılarına erişiyorlar ve sergi ihalelerine fesat karıştırıldığını tespit ediyorlar.
20 yıl önce Milano’da patlak veren ve dönemin siyasi partilerinin tamamen çözülmesiyle son bulan “Temiz Eller” skandalından farklı olarak, bu kez rüşvetlerin “partilerin yasadışı finansmanı” için değil salt “kişisel zenginleşme” saikiyle verildiği ortaya çıkıyor.
Eski dönemlerde siyaset-iş dünyasıyla sınırlı kalan çarkın, bu defa mafya-finans lobilerini içeren şekilde genişlediği görülüyor.

Siyaset yerine ‘para’ hırsı
“Temiz Eller yıllarının rüşvetlerinin yüzde 75’i siyasi partilerin yasadışı finansmanına giderken bugünkü tablo, rüşvetin yüzde 90’ının aracılar/iş takipçileri ve mafyada toplandığını ortaya koyuyor” diyen La Stampa gazetesinde özetle şu çarpıcı tespit yer alıyor:
“Bunun anlamı siyasetin bugün artık yerini salt ‘maddiyat/business’a bırakması demektir. Siyaset neredeyse tümüyle artık geri plana atılmış/ silinmiştir.”
Siyasi partiler ve siyasetin rolünün bu şekilde ufalanması, İtalya’da popülist söylemle gelişen komedyen Beppe Grillo’nun “Beş Yıldız Hareketi”ni güçlendiriyor.
Geçen yılki seçimlerde sürpriz çıkışla oyların yüzde 25’ini alan Grillo’nun “Beş Yıldız Hareketi”nin öyle ki ay sonundaki Avrupa Parlamentosu seçimlerinde birinci parti olması bile ihtimal dahilinde görülüyor.

Eski içişleri bakanı tutuklandı
Siyasi panoramayı altüst edebilecek potansiyel bir istikrarsızlık unsuru olarak nitelendirilen Grillo’cuların ekmeğine yağ süren diğer bir gelişme de, “Expo” skandalına paralel olarak gene geçen Berlusconi hükümetlerinde içişleri bakanı olarak görev yapan Claudio Scajola’nın tutuklanması oldu.
Bir süre önce rüşvet kıyağı olarak bir büyük işadamının kendisine aldığı lüks daireyle gündeme gelen Scajola, bu kez içişleri bakanlığı döneminde mafyozi bir işadamına koruma sağladığı ve onu yargıdan kaçırdığı için yakayı ele verdi.
Scajola, sıradan suçlular gibi cezaevine kondu.
Eski bakanı yakan kanıt, örgüt üyesinin yakınlarıyla yaptığı bir telefon konuşması oldu.
Berlusconi’nin “Forza Italia” partisinin aynı zamanda kurucularından olan tecrübeli politikacının “şifreli konuşmaları” dinlemeye takılınca, eski bakan demir parmaklıklar ardına kondu.
Ancak İtalya’da kimse dinlemeye takılan konuşmalar için “dublaj, montaj” demeyi akıl etmedi.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yurttaşlara mektup 28 Nisan 2024
Kılıçdaroğlu vakası 14 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları