Hikmet Çetinkaya

Köle Düzeninin Sahipleri...

21 Mayıs 2014 Çarşamba

Böyle iktidar gelmedi hiçbir zaman...
Vurdumduymaz ama kibirli...
Vahşi kapitalizmi, neoliberalizmi, sömürü düzenini savunan, sıkıştığı zaman, “Soma’ya da ulaşırız Somali’ye de ulaşırız” diyebilen, vicdan sahibi sanayicilere, işadamlarına, gazetecilere, yazarlara, sanatçılara, sendikacılara, demokratik kitle örgütlerine saldıran...
Soma’da yaraları nasıl saracaksın?..
301 ölü...
Madenler açıldı, işçiler kömür çıkarmaya başladı bile...
İçinde acı, hüzün yumağı var onların...
Tek suçlu, o kömür ocağı şirketinin bir avuç yöneticisi mi?
Merhamet duygusundan yoksun bir işletme var, doğru dürüst denetim yapmayan bir devlet...
Ölümcül kusurlar ortada duruyor!
Tutukla 7-8 kişiyi, rahatla, yeniden kömür ocaklarını aç. Gözaltına alınanlar ne diyor:
“Sorumluluğumuz yok!”
Oysa kömür işçilerinin anlatımları, tutanaklar şirket sorumlularının söylediklerinin tam tersi.
Yerin altında karbonmonoksitin yoğunlaşmasına karşın kömürün çıkarılması sürüyor.
Madendeki yangın 112 Acil’e, 110 İtfaiye’ye tamı tamına 57 dakika sonra haber veriliyor...
Oysa gaz maskelerinin kullanım süresi 16 dakika...
Bu süre içinde çok sayıdaki madenci, vardiya değişimi olduğu için, yerin derinliğindeki o büyük kömür havzasında sıkışıp kalıyor. ABD Maden Güvenliği Başkanı Randall Harris, bu tür maskelerin kullanımının ABD’de yasak olduğunu, bunun yerine maliyeti 700 dolar olan kaliteli maskelerin uzun süre dayandığını ve ocakların belirli bölgelerine kasalar içinde yerleştirildiğini söylüyor.
Bir de denetim raporu var...
Son denetim raporu 4 günde tutulmuş...
Uzmanlar ise salt elektrik sisteminin denetiminin bile 2 ay süre gerektirdiğini öne sürüyorlar.
İşçiler bile bile ölüme gönderiliyor...
Şirketin genel müdürü tutuklanacağını anlayınca savcıya şöyle diyor:
“Benim yetki belgem falan yok, yetki belgesi devri sahte!”

***

Şirketin müdürleri, patronla birlikte basın toplantısı yapmış, ocakta meydana gelen katliamın, “görünmez kaza” olduğunu söylemişlerdi...
Yani iş kazası!
Medya olayın üzerine gidince işin rengi değişti, “havuz medyası” da şirket aleyhine yayın yapmaya başladı.
Buyruk “büyük patron”dan gelmişti...
Madenden sağ çıkan işçiler önceden “işten atılma” kaygısıyla, korktukları için konuşmuyorlardı.
Dilleri çözülünce gerçekler açığa çıkmaya başladı...
Ardından şirket yönetimine gözaltılar geldi.
Artık korkanlar konuşacaktı, her şey açığa çıkacaktı...
Şu an her şey aydınlanmadı ama göz ardı edilen, bedeli ağır olan bir “ihmal” hepimizin karşısına çıktı...
Çünkü metan gazı çok arttığı için; sensör gazı algılayıp elektrik sistemini kapatmıştı...
O anda yapılması gereken, üretimin hemen durdurulmasıydı...
Bunu yapmadılar...
İşçilerin direnecek halleri yoktu...
İşi bırakırlarsa, o anda madenden çıkarlarsa kovulacakları alın yazısı gibi bir şeydi.
Patron kimsenin gözünün yaşına bakmaz, AKP mitinglerine baretleriyle zorla katıldıklarını umursamaz, popolarına tekmeyi vururdu. Vahşi kapitalizm, köle düzenini getirir...
O can verenler, maden kölesiydi.
Soma’dan Somali’ye yardım elini uzatan, köleleri bağrına bastığını söyleyen RTE, üç beş kuruşluk yardımı ballandıra ballandıra anlatıyor.

***

Vahşi kapitalizm, sömürü ve köle...
Patronun gözünü para bürümüştü...
Daha çok linyit daha çok para...
Linyit kömürünü devlet alıyordu...
Patron, en çok ihale kapan ama en az vergi ödeyen, iktidar yandaşı olan, adı pek duyulmamış bir işadamıydı.
Daya sırtını devlete, iktidara hizmet et, karını AKP’den İl Genel Meclisi üyesi yap, bir anda tutuklanan yöneticileri sat...
Rahat et rahat!
Bilmem geceleri uyuyabiliyor musun?
O Soma madenlerinin acılı öyküsü, Türkiye’de emekçilerin sömürülmesi...
Laik Cumhuriyet, demokrasi, özgürlük, hukuk devleti...
Bunları sayıklaya sayıklaya geçti yıllar!
Bırakın şu “sosyal devlet” yalanını, bırakın şu sömürü düzenine, yağmur sularında boğularak can veren tekstil işçisi kadınlara, AVM inşaatlarında naylon çadırlarda bir kış gecesinde cayır cayır yanan işçilere...
Tuzla Tersaneleri’nde ölen emekçilere...
Güclü güçsüzü eziyor, ülkenin ormanları, dağları, ovaları “çokuluslu altın avcıları” tarafından yağmalanıyor...
İnsanlar siyanürden ölümcül hastalıklara yakalanıp ölüyor...
Sosyal devlet seyrediyor tam 30 yıldır!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018
Hoşça kal hüzün... 6 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları