Weimar’ın ‘balkon’undan…

29 Haziran 2017 Perşembe

Weimar- “Hotel Elephant”ın balkonunda “Reform” lideri Martin Luther’in bronz heykeli duruyor…
Çığır açan “Reform Hareketi” liderinin portresi ile heykelleri bu yıl Almanya’da her yerde. Luther’in Wittenberg Kilisesi kapısına astığı 95 maddelik “dinde reform bildirisi
üzerinden 500 yıl geçmiş.
31 Ekim 1517’de gerçekleşen büyük yol ayrımı yılı, Almanya nın çeşitli kentlerinde konferanslar, toplantılar, resmi törenlerle anılıyor.
Büyük “olay”a Papa bile davetli.
Reform”un Papa’ya, Papalığa karşı yapıldığı düşünüldüğünde, devrim niteliğindeki bu barışma hamlesinin sıra dışı önemi anlaşılıyor.
Davranış ve adımlarıyla Katolikler arasında hayret ve hayranlık yaratan son Papa Francesco, Papaların vaktiyle aforoz ettiği Luther’i bugün takdir ediyor ve onu, “O, yozluk, dünyevilik, para, iktidar bağımlılığına karşı çıkan bir reformcuydu” sözleriyle anıyor.
Nereden nereye? Dünün düşmanı bugünün “kahraman”ı olmuş…
Her neyse. Almanya’nın “en Alman kenti” olarak tanımlayabileceğim Weimar’dayım. Burası Berlin’den de fazla… Almanya’yı anlatan bir şehir.
 
Hitlercilik ve Goethe’nin izleri
65 bin nüfuslu ufak kentten kimler gelip geçmemiş ki? Luther’in buraya düzineyle seyahat yaptığı söyleniyor. Bu nedenle “Reform”u ilk kabul eden kentlerden biri olan Weimar; “Luther yolu/Lutherweg” yani “reform güzergâhı” üzerinde…
Ama Weimar’ı ünlü kılan biricik VIP Luther değil.
Alman ilahiyatçının bronz heykelinin durduğu balkonda, Weimar Cumhuriyeti’ni 1933 te imha eden Hitler konuşmalar yaparmış. Film seti gibi yemyeşil ormanlar arasındaki bu Alman kentinin merkezindeki en büyük meydana bakan otelde hâlâ Hitler’in dairesi duruyor. Ancak tepki mahiyetinde dairenin duvarları, vaktiyle onun “ucube” diye nitelediği Kandinsky, Otto Dix gibi sanatçıların tabloları ile çevrelenmiş.
Hitler’in oteli 100 yıl öncesinde de Goethe’nin favori mekânıymış. Yazar son doğum günlerinden birini burada kutlamış. Derken Goethe’nin ölümünün 100. yılı olan 1932’de buraya uğrayan 20. yüzyıl Alman edebiyatının simgesi Thomas Mann kenti, “Hitlercilikle Goethe’nin bir tuhaf alışımı” olarak tanımlamış. Mann bu fikri daha sonra “Biri iyi, diğeri kötü iki Almanya yoktur” diyerek açmış: “İyiliğin yozlaşarak şeytani kötülüğe dönüştüğü bir tek Almanya vardır!
Weimar’a hem merak ettiğim bir “I. Dünya Savaşı sonrası parantezi” olarak kalan Weimar Cumhuriyeti’nin başkentini keşfetmeye, hem “şeytana ruhunu satmanın” edebiyatını yapan Goethe’nin evini görmeye geldim.
Yazarların evlerini öteden beri çok severim. Kendileri ve ülkeleri hakkında çok şey anlatırlar.
50 yıl burada yaşayan Goethe’nin evi de buna istisna değil.
Önünde turistleri gezdiren at arabalarının durduğu ev, hayatımda gördüğüm en sistemli ve disiplinli mekânlardan biri. Tam bir aydın Alman burjuvası evi. Etrafta fuzuli tek obje yok. Her şey, bulunduğu yere bir mantıkla yerleştirilmiş.
 
Özel renk kuramı
Evin her odası örneğin farklı renge boyanmış.
Girişteki misafir yemek odası “sarı”.
Özel bir renk kuramı geliştiren Goethe’ye göre sarı, “coşkulu, canlı ve bir miktar tahrik edici” olduğundan dostları kaynaştırıyormuş.
Aynı kuram mucibince yazar oturma odasını pembe, müzik odasını da mavi yapmış. Ailenin yemek odası, çalışma ve yazarın son nefesini verdiği yatak odası ise “yeşil”. “Yeşil” zira Goethe’ye göre “gerçek doyumu sağlayan” renkmiş.
Goethe’nin çok sistemli olan kitaplığı ve üzerinde 60 yıl çalışarak bitirdiği “Faust”u yazdığı çalışma odasını görmek için bile değer Weimar’a gelmeye.
Ama Weimar Goethe ile de bitmiyor. İki sokak ötede misal Schiller’in evi var. Bach yıllarca, kendisinden sonra Liszt’in yaptığı gibi burada “maestro” olarak çalışmış.
Nietzsche hayatının son yıllarını burada kız kardeşinin bakımına muhtaç geçirmiş.Ölümünden sonra onun adına burada bir arşiv yapan Elisabeth Förster-Nietzsche sonra…. “mefistoların en büyüğü” Hitler’e ruhunu satmış. Hitler salt hemşire Nietzsche’yi görmek için Weimar’a gelirmiş. 1935’te de bizzat cenazeye katılmış.
Bir de burada yaratılan ünlü “mimari ekol Bauhaus” var ki… ona yerim kalmadı.
Alman kültürüne kuşbakışı göz atmak için Weimar’a bir yolculuk şart.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kılıçdaroğlu vakası 14 Nisan 2024
31 Mart’ın bahsi 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları