Abdülhamid, ‘Yeni Türkiye’, ecdad mirası

13 Temmuz 2017 Perşembe

Abdülaziz’le Avrupa’ya yaptığı ilk seyahatte o dönemde sadece bir şehzade olan Abdülhamid’i en etkileyen şey, “saray gibi” diye tarif ettiği “Paris operası” olmuş.
Tarihçi François Georgeon’un “Sultan Abdülhamid” adlı biyografisi; zalim ve içe kapalı bir sultan olarak bildiğimiz son dönem Osmanlı padişahının Avrupa’daki ilk yolculuğundan ne kerte etkilendiğini anlatıyor.
Elime aldığım günden beri başucu kitabım olan 600 küsur sayfalık yapıt, Abdülhamid’in “üzerinde yıllarca silinmez izler bırakan” bu ilk Avrupa temasını şöyle anlatıyor:
“Avrupa saraylarında keşfettiği sosyete hayatı, balolar, eğlenceler, konserler, resepsiyonlar Abdülhamid’i büyülemiştir. (Abdülhamid) Avrupa müziğine, özellikle İtalyan operalarına tutkuyla bağlanmış olarak döner Avrupa’dan: Paris ve Londra’da Rossini, Bellini, Donizetti ve özellikle Verdi’nin eserlerini dinlemiştir. Verdi’yi en üste koyar. Onu hüzünlendiren ve uyuklatan alaturka musikiden çok artık alafranga musikiyi yeğlemektedir. Resepsiyonlardaki şatafat, Osmanlı sultanının büyük bir hükümdar olarak karşılanması, Avrupa’nın ‘taçlı başları’ndan biri olarak kabul edilmesi onu çok etkilemiştir.”
 
Mimari harikası
Erdoğan’ın Hamburg G-20 zirvesinde liderler için verilen Beethoven konserine katılmadığı haberlerini okuduğumda bu satırları hatırlamadan edemedim.
“Abdülhamid Han” ve “ecdad” övgüleri, öykünmeleri iyi güzel hoş ama gelin görün ki “tatbikat” sıfır.
33 yıl Osmanlı İmparatorluğu’nun başında kalan “Abdülhamid Han”, yaşadığı 19. yüzyılın ikinci yarısı ve 20. yüzyıl başından günümüze ışınlansa demek ki bugün Hamburg’un dünyaca nam salan “Elbphilarmonie Konser Salonu”nun en ön sıralarında olacak.
Paris’in ünlü opera binası Abdülhamid çağında zamanında ne ise çünkü, bugün Hamburg’un “Elbphilarmonie” binası tam olarak o.
Kenti kuşatan Elbe Nehri üzerinde tur yaptığınızda tekneyle hemen yanından geçiyorsunuz.
Suyun yanıbaşında yükselen etkileyici binanın dalgaları çağrıştıran ve gün ışığını yansıtan cephesi, eşzamanlı olarak müziğin coşkusu ve notaların hareketliliğini düşündürüyor.
İçinde bırakın konser izlemeyi, ultra modern binanın sırf mimarisini görmek için turistler Hamburg’da buraya koşuyor.
“G20 Hamburg Elbphilarmonie” diye sözü edilen konseri “Google”a girdiğinizde, baştan sona izleyebiliyorsunuz.
Tüm G20 liderleri orada…
Katar krizi nedeniyle zirveyi boykot eden Suudi Arabistan Kralı Salman yok yalnızca…
Ama o da adına eski bir maliye bakanını yollamış.
Suudi Kralın delegesi, İtalya başbakanı Paolo Gentiloni ile eşi Sinyora Emanuela’nın yanında Arapların malum beyaz kaftanı ve beyaz başlığı ile derhal dikkat çekiyor.
 
Dağın haberi yok
Suudi temsilci, “armudun sapı, üzümün çöpü; Beethoven yok gâvur işidir, efendim Katar krizidir” filan dememiş, “icabet ettiği” toplantının sosyal faslına da “resmi protokol adına” katılmış.
Akıcı İngilizcesi ile bilinen Macron en ön sırada Trump’la konser öncesinde bol bol kaynatıyor.
Birlikte çok büyük olasılıkla Paris’te Fransızların milli günü “14 Temmuz kutlamalarna” katılacak olan ABD Başkanı ile plan yapıyorlar.
Dünyanın hayran olduğu genç Kanada Başbakanı Justin Trudeau ise, karısıyla bu çok hoş atmosferde el ele sadece keyif yapıyor.
Konser salonuna son giren “VIP” Putin, dikkat kesilmiş müthiş ciddiyetle müziğin tek notasını kaçırmıyor.
Hint Başbakanı Modi, çok şık. “ABD first lady”si Melania Trump’ın arka çaprazında görünüyor...
Bizim medyada çıkan yazılara göre, Türkiye Cumhuriyeti’ni temsilen Hamburg’da bulunan RTE, konser ve liderler arasındaki bu gayri resmi sosyalleşmeyi, Berlin’in kendisine “Almanya’daki yandaşlarına seslenme olanağı” vermediği için veto etmiş.
Ancak ne var ki Almanya’da kimse bu aşırı alınganlığın ve hassasiyetin farkında bile değil.
Tam “dağın haberi olmamış” misali, “Reis”in “görkemli konser” ile arkadan “G20 aile yemeği”ne katılmamasını… hiç kimse ağırlığı olan bir siyasi tavır olarak algılamadı.
Bir partide varlığından çok “yokluğuyla gündeme gelen” konukların popülaritesiyle filan da değil... herkes çok büyük ihtimalle “protokol acziyle” açıkladı yaşananı.
Çok yazık. Ecdadın da herhalde artık bu noktada kemikleri sızlıyordur.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kılıçdaroğlu vakası 14 Nisan 2024
31 Mart’ın bahsi 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları