Tuzağa Düşmemek

11 Haziran 2014 Çarşamba

Lice ilçesinde üç gün önce meydana gelen izinsiz gösterilerde hayatını kaybeden Ramazan Baran’ın cenazesinin mezarlığa götürülüşü sırasında yüzü kapalı bir gösterici 2. Hava Kuvvet Komutanlığı’nın önce yüksek bahçe duvarını, sonra da dikenli telleri aşıyor. Bahçedeki direkte bulunan Türk bayrağını indiriyor.
Yanlış, yakışıksız ve Türkiye’nin ulusal simgesi olan bayrağa karşı bağışlanamaz bir saygısızlık!
Ne var ki 18 yaşından küçük bir çocuk olduğu söylenen bu göstericinin davranışı, cenaze kortejinde yer alan insanların büyük çoğunluğu tarafından onaylanmıyor.
Hangi nedenle olursa olsun onaylanacak bir davranış değil çünkü. Nitekim BDPHDP de dahil tüm siyasal partilerle birlikte PKK lideri Abdullah Öcalan da bu davranışı eleştiriyor, bunu çatışmasızlık sürecine yönelik bir provokasyon olarak değerlendiriyor.

***

Olay, Türkiye’yi yeni bir tartışmaya sürükledi, siyasal partilerin, görsel ve yazılı medyanın gündeminin ilk sırasına oturdu.
Beklendiği gibi AKP ve MHP olaya mal bulmuş Mağribi gibi atlayıp aralarında son yıllarda misli görülmemiş bir milliyetçilik/ ırkçılık yarışına tutuştular. Dünkü TBMM grup toplantılarda Başbakan’ın ve Bahçeli’nin yaptıkları konuşmalarda görüldüğü gibi, birleştikleri tek nokta, garnizondaki komutan ve askerlerin olaya müdahale etmemeleri, başka bir deyişle direğe tırmanan göstericiyi vurup yere indirmeyerek büyük bir suç işlemiş olmalarıdır.
Bu amansız yarıştaki amacın cumhurbaşkanlığı seçimi yolunda toplumdaki milliyetçi eğilimleri kışkırtarak oy toplamak olduğu açıktır. Bunun, Kürt yurttaşlarımızın büyük çoğunluğunu rencide ediyor olması, karşılıklı düşmanlık duygularını besliyor olması, ülkedeki gerilimi derinleştiriyor olması AKP’nin de MHP’nin de umurunda değildir.
Büyük kentlerde başlayan, giderek Türkiye geneline yayılan tekbirli, bozkurt işaretli “Bayrağa saygı” yürüyüşlerini keyifle izlemektedirler.
Konuya ilişkin olarak kullandığı eleştirel fakat temkinli dil CHP’nin hanesine artı olarak düşülecek bir tavırdır. Dileriz onlar da havaya kapılıp tutum değiştirerek aynı tuzağa düşmezler.

***

Ölümlere son veren bu çatışmasızlık sürecinde kullanılan çatışmacı dilin keskinleştirilmesinin kimseye bir yararı olamaz.
Bayrağı indiren o çocuğun davranışının mazur görülecek bir yanı yoktur; bir suç işlemiştir, yargılanacak ve ceza yasasında karşılığı ne ise çekecektir.
Bu suçun cezası ne olabilir?
Tarih: 17.04.2009. Diyarbakır’daki izinsiz gösteriler esnasında bir okulun bahçesindeki Türk bayrağını indirmeye çalıştığı gerekçesiyle yargılanan bir sanık hakkındaki mahkemenin verdiği bir karara bakalım. Mahkeme heyeti sanığı TCK’nin “terör örgütü üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek” fiilini düzenleyen 314/2. maddesi uyarınca 6 yıl 3 ay, 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Kanunu’na muhalefet suçundan 2 yıl 6 ay ve “devletin egemenlik alametlerini aşağılama” suçunu içeren 300/1. maddesinden de 1 yıl 3 ay olmak üzere toplam 10 yıl hapis cezasına çarptırdı.
Çocuğun şu an içinde bulunduğu psikolojik durumu merak etmekten kendimi alamıyorum. Yaptığı işi bir “provokasyon”, bir “kahramanlık” ya da bir “vahim bir hata” olarak mı görüyordur?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları