‘Savunma değil, itham’

14 Eylül 2017 Perşembe

Canım kardeşim, ülkemin güzel ve aydınlık yüzü Tarık Akan’ın sonsuzluğa gidişinin birinci yıldönümü... Dün, Karşıyaka Belediye’sinin Tarık Akan Parkı açılışı ve anma etkinliğinde söz almak üzere İzmir yollarındaydım... Hem yol telaşı, hem de yazmak ağır geldiğinden bugünkü köşeyi, Türkiye’nin bir başka güzel ve aydınlık yüzüne Ahmet Şık’a bıraktım... İşte ilk savunmasından kimi satırbaşları...

***

“2011 yılı Gülen Cemaati’nin gücünün doruğunda olduğu zamanlardı. AKP iktidarı mensuplarının, medyanın büyük çoğunluğunun, şimdilerde en cevval FETÖ düşmanı olduğunu kanıtlama çabasıyla herkesi tutuklayan yargı mensuplarının ezici çoğunluğu, ne Fethullah Gülen’den ne de Cemaat’inden adıyla dahi bahsedemiyorlardı. Korkuyorlardı. Şimdi Recep Tayyip Erdoğan ve AKP’ye yaptıkları gibi o dönemde de devletin kudretli gücü Cemaat’e menfaatleri gereği biat ediyorlardı. O zaman da, Cemaat kumpasıyla tutuklananlar arasındaydım. Nedeni ise bugün olduğu gibi yine bir mesleki faaliyetti. Cemaat’in polis ve yargıdaki örgütlü çetesinin, Ergenekon sürecindeki soruşturma ve davalardaki rolünü irdelemek niyetinde olan bir kitap çalışması yapıyordum. Herkesin Cemaat’ten korktuğu, biat ettiği, adını bile anamadığı o dönemde kitabımın adı ‘İmamın Ordusu’ idi.
Recep Tayyip Erdoğan ise dönemin başbakanıydı. Ve ‘Bazı kitaplar bombadan tehlikelidir’ diyordu. Hapiste tutulan gazeteciler için şimdi de sıkça yaptığı gibi o zaman da, ‘Gazeteci değil, teröristler’ diyordu.
Tarih bir kez daha bizden yana. Dolayısıyla ne Cumhuriyet gazetesinden bir illegal örgüt ne de bizlerden terörist çıkaramayacaksınız.
Söylediklerim savunma veya ifade değil. Aksine ithamdır.
Bu siyasi operasyonun kanuni kılıfını hazırlayan metnin başında ‘iddianame’ yazması, çöp muamelesi yapılması gereken bu utanç vesikasını hukuki kılmıyor.
Bizlere yönelik bu operasyon; düşünce ve ifade hürriyetini, basın özgürlüğünü hedef alan bir pogromdan başka bir şey değildir.
Hukuktan; hak, adalet, vicdan ve liyakati çıkardığınızda geriye kalan ne ise, Türkiye yargısı şu an odur. Yaşadığımız tecrübelerden yola çıkarak gayet iyi biliyoruz ki hak, adalet, hukuk, insanlık çağrıları size ulaşmıyor. Dolayısıyla, hiçbir talebim de olmayacak. Ancak sizi bir zırh gibi kuşatan üzerlerinizdeki cüppelerin, insan hayatından ve özgürlüğünden yapılmış olduğunu söylemekle yetineceğim.

‘Cumhuriyet gazetesinde aradığınız örgüt’
Cumhuriyet gazetesinde aradığınız örgüt, siyasi parti kılığında ülkeyi yönetiyor. Sahibinin sesi olmuş medyası da bu organize kötülük örgütünün yalanlarını gerçekmiş gibi sunuyor.
Kimsenin kuşkusu olmasın, tüm kişi ve kurumlarıyla organize kötülük örgütünün bu ablukası da dağıtılacak.
Çünkü bu ülkede;
- Demokrasi düşmanlarına inat, kalıcı ve yaygın bir demokrasi için mücadele edenler var.
- Hukuku katledenlere inat, hukukun üstünlüğünü savunmaya devam edenler var.
- Menfaat düzenlerini sürdürmek için savaşı ve ölümü kutsayanlara inat, barışı ve yaşamı esas kılmaya çalışanlar var.
- Çocukları katledenlere, pedofilleri koruyanlara inat, çocukların düşlerini gerçek kılmak için çabalayanlar var.
- Ve hakikati boğmak isteyenlere inat, gazetecilik yapmaya devam edenler var.
Gazetecilik faaliyetlerimin suç olarak gösterilmeye çalışıldığı bir operasyona karşı söyleyeceklerim bundan ibarettir. Ve hiçbir şekilde savunma değildir. Ki bunu gazeteciliğe ve mesleğimin etik değerlerine hakaret sayarım.
Çünkü gazetecilik suç değildir.”

***

NOT: Yolu Bodrum’dan geçenler kaçırmayın: Bu akşam “Bach Bodrum’da” Festivali’nin kapanışı var. Dünya çapında viyolonsel ustası Jiri Barta, genç yetenek Nazlı Erdoğan (viyola) ve Prezioso String Quarted... Bach, Telemann, Haydn... Muhteşem bir şölen vaadi...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları