Yerli oto mu, yerli drone mu? Ya da?

10 Kasım 2017 Cuma

Geçen yıl, dünyanın en büyük tüketici elektronik fuarı olan CES’de görücüye çıkan birçok drone modelleri arasından en çok dikkat çekeni Çinli Ehang firmasının ürettiği EHANG184 modeli drone taksi idi. İnsansız hava araçları üreten bu şirket dünyanın ilk kişisel uçan taksisini görücüye çıkardı. Yolcunun uçması için yapması gereken tek şey koltuğu oturup gitmek istediği adresi girmesi ve önündeki tablet ekrandan “Havalan” komutunu vermesi. Havalanma, istenilen noktaya varış, iniş gibi tüm pilotaj işlemleri otomatik pilot tarafından hallediliyor. Uçuş işlemlerinin tamamının otonom olmasından dolayı uçuş lisansının alınmasına da gerek kalmıyor. Bataryası tam dolu olduğunda 50 km yol katedebilen drone taksiler saatte 160 km hıza kadar çıkabiliyor. Bu taksileri satın almaya talip olan Dubai’de test sürüşleri başarı ile gerçekleştirildi. Şehiriçi ulaşımın geleceğinde en tartışılan modellerden biri olarak karşımızda. Özellikle yoğun trafikten mustarip kentler için önemli.
MIT şu anda hem karayolunda tekerlekleri ile yol alabilen hem de istenilen anda uçabilir bir yapıda tasarlanan bir drone üzerinde çalışıyor. MIT bünyesinde faaliyet gösteren Computer Science and Artificial Intelligence Laboratory (CSAIL) tarafından üretilen projeye göre, tamamen otonom şekilde sürücüsüz olarak yönetilecek olan drone’lar, belli rotaları izlerken kimi zaman karadan kimi zaman da havadan seyrini sürdürecek. Burada da amaçlanan hem şehiriçi toplu taşımacılığı kolaylaştırması hem de trafiği azaltması...
Gelelim bizim, 8 yıl önce dillendirilen ama ancak geçen hafta ilk adımı atılan yerli otomobil üretimimize... Bir anda düğmeye basıldı, aranan 5 babayiğit bulundu. Açıklamaya göre 2019 yılında ilk prototipi yapılacak, 2021 yılında seri üretime geçilecek. Peki, yerli oto ne kadar gerçekçi? Sakın bu soru yanlış anlaşılmasın. Yerli otomobil üretilmesin, ne gerek var, yapamayız zaten gibi düşüncelerimiz yok. Girişim önemli ve önemsenmeli. Ayrıca Türkiye’nin gerek işçilik gerekse mühendislik becerisi yerli bir otomobil üretmeye uygun. Güçler birleştirilip finansman da sağlandığına göre sorun yok gibi. Ama... Evet ‘ama’sını da düşünmek gerek. Otomotiv dünyada giderek daralan bir pazar. Dünya otomobil üretim kapasitesi 125 milyon araç. Üretilen ise 100 milyon. Ayrıca hızlı kentleşme, trafik sıkışıklığının büyük bir kâbusa dönüşmesi alternatif ulaşım arayışlarına yöneltiyor toplumları. Drone ile insan taşımacılığı, araç paylaşım sistemleri, Uber vb.
MEF Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Erhan Erkut önemli bir konuya dikkat çekiyor: “Yeni bir otomobil markası yaratmak için gerekli olan yaklaşık 10 milyar dolarlık ciddi bir kaynağı dünyada daralan bir pazar olan otomotive yatırmaktansa drone, hoverboard ve roket gibi yeni ulaşım modellerine yönelmek daha doğru olmaz mı?” diyerek. Ve ekliyor: Daralan bir pazarda bir markanın başarılı olabilmesi ancak Tesla gibi sistemi altüst eden bir yenilik ile gelmesiyle mümkün.
İşin ilginci, yerli oto üretimi için atılan imzalar daha soğumadan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Tesla’nın yaratıcısı Elon Musk ile görüşmesi... Bu arada Musk’ın New York- Singapur arasını 39 dakikaya indirecek olan roketle yolcu taşımacılığı projesine giriştiğini de anımsatalım.
Gerçekten bir seçim yatırımı olarak ortaya atılmadıysa ve nihai başarı hedefleniyorsa tüm bunların, küresel yeni yönelimler eşliğinde analiz edilmesi önem taşıyor. Hepimizin dileği bu girişimin başarılı olması...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Biz modern insanlar... 12 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları