Faşizan Gidişte Köşk Seçimi...

26 Haziran 2014 Perşembe

AKP ve HDP’nin çatı adayı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı muhalefetin çatı adayı Prof. Ekmeleddin İhsanoğlu hakkındaki düşüncem şudur: 
Ekmel Bey, CHP’nin adayı değildir; bugünkü faşizan gidişe karşı toplumun yüzde 55’inin oyunu alma arayışının ürünü olarak belirlenmiş bir ortak payda adayıdır. 
Son bir hafta içinde katıldığım toplantılarda ve gazeteciler mikrofon uzattığında yaptığım değerlendirmelerin özeti budur. 
Siyasi yelpaze ortadan ikiye bölünmüş durumda. İktidar bundan besleniyor ve daha kötüsü bu bölünmüşlük, beyinleri ve kalpleri de bölüyor. Toprak bölünmesi kadar tehlikeli bir tablo.
AKP ile HDP’nin sonuçta ortak hareket edeceği dikkate alınırsa, yüzde 3-4’lük oy kayması 12. cumhurbaşkanını belirleyecek. Muhalefetin AKP’den yüzde 5 oy alması bu dengeyi büyük ölçüde değiştirecek. 
Bu başarılabilir mi?
Ekmel Bey’le olma olasılığı var.
İstanbul, Ankara, İzmir gibi kentlerde MHP’ye oy veren seçmenin ikinci partisi CHP. Yozgat, Kütahya, Erzurum gibi illerde ise AKP... O nedenle MHP oylarının blok kalması, AKP’den de bir miktar oy kayması iktidarın hesaplarını bozabilir.
Bu yapı, Güneydoğu insanının AKP ile PKK arasında bir tercih yapmak durumunda kalmayacağı gerçek bir iç barış söylemi geliştirebilirse dengeler daha hızlı değişebilir, seçim ilk turda sonuçlanabilir. 

***

Ekmel Bey’in adının açıklanmasıyla birlikte özellikle Cumhuriyet ve Atatürk değerleri konusunda çok hassas olan kesimlerden büyük tepki geldi. Onların bir bölümünü bire bir dinledim. Onların bugünkü duruma ilişkin endişelerine katılıyorum. Ancak unutulmaması gereken bir şey var; bugün başta Çankaya olmak üzere devlet kademelerindeki genel Cumhuriyet değerleri ortadan kalktı.
Bu anlamda devlet çarkının yeniden düzene sokulması gerekiyor.
Ekmel Bey’in seçimi bunu sağlar mı? 
Hayır... 
Çankaya’ya Erdoğan çıkmasın da kim çıkarsa çıksın, her şey yoluna girer düşüncesi sakattır, kolaycılıktır. 
Köşk seçimlerine, hemen sonrasındaki genel seçimlerle birlikte bakmak ve iktidara gelişin ilkadımı olarak değerlendirmek gerekir. 
Duruma sloganvari bakarsak; oyunu ver Ekmel’e, bu düzeni tekmele, demekle iş bitmez.
Ana sorun AKP’den kurtulmak ve yeni bir iktidar seçeneğini halkın önüne koymaktır.

***

9 Aralık 2013’te cezaevi kapısı önünde söylediklerimden biri şuydu:
“Ben demir parmaklıklar ardında ne kin ne nefret, en çok gelecek biriktirdim...”
6 aydır yüz yüze geldiğim pek çok kişi şunu sormadan edemedi: 
“Bunca yaşadığınız acılardan sonra nasıl böyle bir söylem benimsediniz, bu gerçek mi, içinizde hiç mi intikam duygusu yok?” 
Evet, bu düşüncelerimde samimi idim. Elbette bunca yaşanan yok sayılamaz ama ne olursa olsun önceliği bu ülkenin geleceğine, ortak paydalarımızın artırılmasına vermek gerektiğine inanıyorum. Hapiste yazdığım son kitap, “Geçmişten Geleceğe Türkiye”nin özünü bu oluşturuyor. 
Ortak paydamız için “faydalı” olan her şeyi “fay dalı”na çeviren bu iktidara karşı başlıca çözüm; toplumsal meşruiyeti yakalamaktır.
Son dört seçimin sonuçları ortada. Köşk seçimine aynı anlayışla girmek aynı sonucu verecektir. Einstein’ın dediği gibi aynı olaylardan farklı sonuç beklemek, akıllıca değildir. 
Gün şerefli yenilgiler günü değildir. Gün kısa, orta, uzun vadeli iyi hesaplar yapıp şunu haykırma günüdür: 
Cumhuriyet’in 100. yılı Cumhuriyeti kuran felsefenin olacak! 
Bu hedefe, geçmişte AKP’ye oy veren kardeşlerimiz dahil, toplumun geniş kesimlerini kucaklayarak ulaşabiliriz.
Sağdan, soldan herkesin tırtıklamaya çalıştığı CHP tabanı, kaygıyla çırpınmayı değil, özgüvenle hedefe yürümeyi seçmelidir.  




Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD gezisi iptal gibi! 25 Nisan 2024
ABD ile Hamas gerilimi! 24 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları