‘Çılgın Kral’ Trump

16 Aralık 2017 Cumartesi

İçinde yaşadığımız zamanın siyaset kodlarını çözümlemek için kullanılan başlıca rehberlerden biri “Taht Oyunları/Game of Thrones” isimli bir televizyon dizisi…
Dizide Aerys Targaryen adlı demir bir tahtta oturan, kafasının tası attı mı, “Yakın hepsini/burn them all!” emirleri yağdıran bir “deli kral” var…
Washington da son dönemde sıklıkla kendisinden “deli, çatlak/madman” göndermesiyle bahsedilen Başkan Trump, giderek işte bu Aerys Targaryen’e benzetiliyor.
Başkan Trump için kullanılan “taht oyunları” alegorisini bu güz başında ilk kez ABD Başkanı’nın, Kuzey Kore diktatörü Kim Jong-Un’a nükleer programı nedeniyle yaptığı “Kuzey Kore’yi yerle bir ederiz!” atarlanmasıyla duymuştum. Derken sonra “The Atlantic” ve “Foreign Policy” gibi Washington’ın etkili siyaset ve dış politika dergilerinde bu “madman stratejisi” hakkında art arda çarpıcı değerlendirmeler çıktı.
Başkanın çevresi ve adamları anlaşılan, bir “deli adam teorisini/ madman theory” maksatlı biçimde teşvik etmekte, Beyaz Saray’da “delidir ne yapsa yeridir” bir Başkan’ın oturduğu fikrini işlemekte; bu Başkan’ın hiçbir “kırmızı çizgi” karşısında asla geri durmayacağını, ABD’nin geleneksel diplomasinin çıtaları önünde gerilemeyeceğini, dosta ve düşmana ilan etmekteydi.

Öngörülmezlik stratejisi
Foreign Policy” Beyaz Saray’ın bu yeni öngörülmezlik stratejisine ayırdığı bir yazıda, Trump’ın başkanlık kampanyasından beri bu konuya takık olduğunu, kampanyada ısrarla “Bizim sorunumuz fazla öngörülebilir olmak” diyerek yakındığını, “Her bir naneyi anlatıyoruz. Oysa öngörülemez olmalıyız!” dediğini mesela hatırlatıyordu.
Başkanın adamları diğer deyişle başkana “deli” yakıştırmasını, bilinçli bir strateji gereğince yapmaktaydı.
Stratejinin temelinde Trump’ın inatla altını çizdiği “öngörülemezlik” vardı.
Trump’ın bu “öngörülemez çılgın başkan” olma iddiasının gerisinde de Kissinger’a dek dayanan bir arka plan bulunmaktaydı.
Watergate’le Beyaz Saray’dan atılmış olan Nixon, ’70 lerde bu stratejiyi Kissinger rehberliğinde birebir uygulamaya koymuştu.
Nixon ve Makyavelist Ulusal Güvenlik Danışmanı Henry Kissinger, esas olarak Doğu blokuna korku salmak için, “Bu başkan başkalarına benzemez! Sağı solu belli olmaz. Sigortaları attı mı, nükleer bombayı bile ateşleyebilir” tehdidini yaymışlardı.
Tehdidin amacı özellikle ABD’nin o yıllarda savaşta olduğu Vietnam’a baş eğdirmekti…
Nixon -gerçekte geçmişte de bir sonuç almayan ve son kertede başarısız olanbu “çılgın adam” stratejisiyle Vietnam’a koşulsuz olarak o tarihte nasıl diz çöktürmeye çalıştıysa; Trump bugün aynı yöntemle Filistin’e mutlak bir hezimet dayatmaya çalışıyor.
Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımak suretiyle Filistinlilere koşulsuz boyun eğdirmeye, Filistin’e salt İsrail şartlarını yamamaya çalışıyor.

‘Taht oyunları’ düzeyi
Trump’ın “Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımak kararına” beri yanda bir Ortadoğu barış planının eşlik ettiği iddia ediyor.
Şimdiye dek başarısız olduğu görülen Oslo barış süreci çöplüğe atılırken, sözde yeni bir vizyon/açılım başlatılıyor…
Ancak sonuç olarak vizyon bu: geçmiş müktesebatı yok sayan “çılgın bir Başkan stratejisiyle” Filistin’e tarihi hezimet kabul ettirilmek isteniyor.
ABD’li analistler Nixon döneminde bile bu “delinin çomarı” yönteminin çalışmadığını; arzu edilen neticeyi sağlamadığını söylüyorlar.
ABD o yıllarda gücün zirvesindeydi” diyorlar; “Nixon’a bu karanlık akılları veren Kissinger, sıra dışı bir diplomasi dehasına sahipti ama buna rağmen ‘çılgın başkan’ dayatmaları dünyaya kabul ettirilemedi” diyerek üsteliyor; Trump’ın çevresinde ise Kissinger kalibresinde kimsenin bulunmadığına dikkat çekiyorlar. “Sonuçta ‘çılgın adam’ doktrinini bugün hayata geçirmek, strateji değil çılgınlıktır!” diye uyarıyorlar.
Bu uyarılara kulak asmadan bir yanında Sisi, bir yanında Suudi Kralı ile Ortadoğu’da küreye el basmakta ısrar eden Trump; Kissinger’ın öğrencisi Nixon’dan da çok bu yüzden bugün “Taht Oyunları”ndaki Aerys Targaryen’e benzetiliyor.
Ortadoğu’yu anlayacağınız, Kissinger falan deği, artık “Aerys Targaryen” kıstasları yönetiyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kılıçdaroğlu vakası 14 Nisan 2024
31 Mart’ın bahsi 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları