İstemez, eksik olsun!

25 Şubat 2018 Pazar

İstemez, eksik olsun!“Yerli ve milli”ye itibar etmemiz buyuruldu.
Şimdi moda yerli ve milli.
Milli yani ulusal, toplumumuzda yeni bir kavramdır. Uluslaşma, dostum rahmetli Bülent Tanör’ün belirttiği gibi, bir anlamda yerelden bölgesele, bölgeselden ulusala doğru evrilen kongreler sürecinde Kurtuluş Savaşı ile oluşmaya başlamış, “kuruluş” ile pekişmiştir.
Tarihimizde uluslaşma ile at başı gitmiş olan Cumhuriyet, yerel ve ulusala dayanarak, çağdaş uygarlığın en ileri düzeyini amaçlamıştı, yani yerel ve ulusaldan yola çıkarak onu evrensel ile bütünleştirmek çabası içindeydi.
Zaten çağının evrensel değer ve kazanımlarına yabancı kalan “yerel ve milli” onur duyulacak, sarılınacak kavramlar değil, olsa olsa gerici, ilkel, vahşi uygulamalar olarak kalmaya mahkûmdur. O yüzdendir ki “yerli ve milli”yi salt yerli ve milli oldukları için yeğleyemeyiz, onları çağdaş evrensel değerler ve kazanımlarla bütünleştirip zenginleştirerek benimsemek ve geliştirmek zorundayız.
Cumhuriyet, tersine akımın iktidar olduğu son zamana kadar bunu gerçekleştirmek için uğraştı.
Az daha da başarayazdı!..

***

Yerli ve milli olmamız buyuruluyor, ama bu “yerli ve milli”nin ne menem bir şey olduğu söylenmiyor.
Yerli ve milli, kamunun parasını zimmetine geçiren, Kurtuluş Savaşı’nı “keşke Yunan kazansaydı” diyen devlet katında muteber fesli meczup mürtekipse eğer, istemez eksik olsun!
Yerli ve milli, Lozan’ı yadsıyıp Suriye’yi kan ve ateşe boğan El Nusra artığı, şeriatçı maceraperest teroristi “kuvvacı”lara benzeterek savumaksa eğer, eksik olsun, istemez!
Dünün zalimini bugünün mazlumuna, kurbanına dönüştürerek, zalim ve mazlumun yerini değiştirmeyi adalet diye sunmak ve adaleti zulme tebdil edip yargı diye sokuşturmaksa eğer yerli ve milli, istemez, eksik olsun!
Eksik olsun istemez, eğer hapishanelerinde bulundurduğu gazeteci ve aydın sayısında dünya birincisi olmaksa yerli ve milli!
Toplumu asansörde yalnız kalan erkek ve kadının halvet olup olmadığı safsatasıyla işgal etmekse ve laik eğitimi, imam hatipleştirerek insani eğitim endeksi sıralamasında 72 ülke arasında 50. sıraya düşürmekse millilik ve yerlilik, eksik olsun istemez!
Özgürlük sınıflandırmasında, Türkiye’yi önce yarı özgürler arasına düşürüp, oradan da daha aşağılara iterek özgür olmayan ülkeler arasına indirmekse eğer millilik ve yerlilik, istemez kalsın!
Yerlilik ve millilik toplumu sürekli olağanüstü hal satırı altında yaşatmaksa, vatandaşı binlerle, on binlerle işinden atmak, içeri tıkmaksa eğer, istemez eksik olsun, o yerli ve milli!

***

Benden olan biat eden bin yaşasın! Benden olmayanın boynu altında kalsın! Biat etmeyenin katli vaciptir, söylediğimin tersini söyleyen kâfirdir, benim söylediğimi yazan kâtiptir” diyen zihniyetse eğer yerli ve milli, istemez eksik olsun!
Eksik olsun istemez, eğer ihale yolsuzluğuysa, rüşvetse, irtikapsa yerli ve milli!
Çocuk gelinlerse eğer yerli ve milli, eksik olsun istemez!
Toplumun dişinden tırnağından artırdığı, gözünün nuru, alnının teriyle biriktirip diktiği tesislerini yabancılara satmaksa eğer yerli ve milli, müsaade edin biz gayri yerli ve gayri milli kalalım o zaman!
Kendi siyasal çıkarını Tanrı kelamı diye sunmaksa eğer yerli ve milli, istemez, hiç istemez, eksik olsun!
Haramı helal , çağdaşı mekruh, emeğin kutsanmasını fitne, avantayı savunmayı hak diye sunmak ise yerli ve milli, eksik olsun istemez. İstemez eksik olsun!..
Bir kitap
Kırık Dökük Hikâyeler” Hukuk Fakültesi’nden sınıf arkadaşım, Çanakkaleli, şair - avukat Işık İşgüden’in kitabı. Türü ne öykü ne anı... Kendine özgü bir anlatı. Ama çok sevdiğim Çanakkale’deki renkli, güzel yaşamın çeşitli yönlerini imbikten damıtılmışçasına yansıtıyor, dahası sizi alıp o yaşamın içine sürüklüyor.
Ben bu kendine özgü kitabı çok sevdim. Size de tavsiye ederim.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları