Mesele UBER-Taksi savaşının ötesinde...

16 Mart 2018 Cuma

“Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak”... Taksiciler, hükümet, kanun yapıcılar... Bunu er geç anlayacaklar... Taksici esnafın UBER şoförlerini darp etmeleri, başkanlarının “yıkarız yakarız” tehditleri vs... Tüm bunlar, takip etmesi zor bir hızla ortaya çıkan dijital teknolojilerin, günlük yaşamları, alışkanlıkları, iş yapış biçimlerini değiştirmesi karşısında duyulan panik, iş kaybetme kaygısı ve ve öfke...

Garrett Camp ortağı Travis Kalanick ile birlikte ABD’deki taksilerin kirliliğinden, taksi şoförlerinin kaprislerinden bıkıp güvenli, anında denetlenebilir, bir tuşa basmakla erişilebilir bir sistem yaratmak istedikleri için Uber’i kurdular.

Sadece Uber değil. Uber’le yaratılan “araç paylaşım” uygulamaları insanlar tarafından benimsendi, yayıldı ve bugün dünyada giderek büyüyen bir sektörü doğurdu. ABD’de Lyft, Fransa’da BlablaCar, Londra’da Addison Lee, Hindistan’da Ole ortaya çıktı. Türkiye’de de 2016 yılı sonunda kurulan bir girişim var: Adı Yolo. Henüz emekleme döneminde olmasına karşın 7 bini aşkın kullanıcıya ulaştı. Hindistan’da Ole ile Uber arasında ciddi rekabet yaşanırken bu kez hükümet engelleme yerine, ülkedeki 10 milyar dolarlık devasa araç paylaşma pazarına kendi ağını kurarak katılacağını açıkladı.

İnsanlar, (ben de dahil) taksicilerin kabalığı, kuralsızlığı, müşteri ayırımı yapmaları, kaprisleri, araçlarının bakımsızlığı yüzünden Uber’i tercih ediyorlar. Bir tuşla kapımıza çağırıp, ne kadar ödeme yapacağımızı önceden bilerek, hatta güzergâhı da elimizdeki mobil telefondan takip ederek hizmet alıyor, yolculuk sonunda şoförü puanlıyor, puanı düşük olan şoförü istersek çağırmayabiliyoruz.

Olaya şu açıdan da yaklaşabiliriz. Uber-Taksi savaşı ve toplumun buna tepkisi, bir şekilde de “bilgi toplumu sınıfı” ile “bunun dışında kalanların” karşı karşıya gelmesi... Ağ etkisinin ne kadar güçlü ve ekonomiye etkisinin ne kadar önemli olduğunun farkına varanlar, yarattıkları yeni iş alanları ile toplumları da dönüştürüyorlar. Airbnb (ev paylaşımı), Workinton (ofis paylaşımı) kısa süreli iş ekonomisinde hizmet almak isteyen ile vermek isteyeni buluşturan TaskRabbit, Türkiye’de benzer amaçla kurulan ve kısa sürede küresel pazara açılan armut.com. Benzer yıkıcı yaratıcılığı gittikçe daha fazla göreceğiz. Önemli olan bireyleri ve toplumları kaçınılmaz dönüşümler karşısında doğru hazırlamaktan geçiyor...

HawkIng ve bıraktığı izler ...

“Ayaklarınıza değil, gökyüzüne bakın. Gördüğünüz şeylerin mantığını anlamaya çalışın... Evren’in neden var olduğunu düşünün. Meraklı olun. Hayat ne kadar zor olursa olsun, yapacağınız ve başaracağınız bir şeyler illa ki vardır”

Ünlü fizikçi Stephen Hawking’in insanlığa bıraktığı vasiyet yukarıdaki sözleri...

21 yaşında Amiyotrofik Lateral Skleroz (ALS) tanısı konularak en fazla 2 yıl ömür biçilmesine ve fiziksel sorunlarına rağmen 76 yaşında ölene kadar durmadan üretti. Modern kozmolojinin yıldızıydı. Kuantum fiziği ve kara delikler üzerine yaptığı çalışmaları ile evrenin gizlerini çözmeye uğraştı. Bilime kattığı kadar felsefeye ve hayata da güzellikler ve anlam kattı. Feminizm savunuculuğu ve savaş karşıtlığında doğru zamanda doğru tepki vermeyi asla ihmal etmedi. Evren ve Tanrı hakkında cüretkâr açıklamaları ile de bilinen biri Hawking. 2010 yılında yayımladığı “Büyük Tasarım” isimli kitabında,

Evren’in bir yaratıcıya ihtiyaç duymadığını ileri sürmüştü. 2011 yılında The Guardian gazetesine verdiği bir röportajda ise “Beyni, parçaları bozulduğunda çalışmayı durduracak olan bir bilgisayara benzetiyorum. Bozulmuş bilgisayarlara özel bir cennet ya da ölüm sonrası yaşam yok. Bu, karanlıktan korkan insanların uydurduğu bir peri masalı.”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Biz modern insanlar... 12 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları