Düşünsüz tüzük

17 Mart 2018 Cumartesi

CHP’deki çizgi ve liderlik sorunu sürdüğü sürece, sınırsız zorbalık rejimine yönelik güçlü karşı duruşu örgütlemek ve yükseltmek zor görünüyor.
Cumhuriyeti devrimci, halkçı bir anlayışla yeniden kuracak derinliğe, birikime, tutarlılığa ve cesarete sahip bir liderliğe sahip değil bugün CHP.
Bu savımızı güçlendirecek en son gelişme, tüzük kurultayında yapılan tüzük değişikliği ile kendini gösterdi.
Partinin kuruluş ve ilkelerini belirleyen tüzüğün 1. maddesinde, CHP’nin, altı ok ilkelerine bağlı olduğu belirtildikten sonra şu fıkraya yer verildi:
“CHP, başta Kurtuluş Savaşımız olmak üzere Aydınlanma ideallerini, emek mücadelelerini, sosyal demokrasinin özgürlük, eşitlik ve dayanışma ilkelerini benimseyen çağdaş, demokratik, sol bir siyasal partidir.
Düşün ve düşüncedeki derinsizlik, sıradanlık, özensizlik fıkranın tümüne sinmiş.
Bir kere Kurtuluş Savaşı, “aydınlanma idealleri”ni betimlemez. Kurtuluş Savaşı’nın, en önemli yönü “anti-emperyalist ulusal bağımsızlık” vurgusudur ki, tüm ezilen, sömürülen uluslar için örnek oluşturur. Türk devrimine özgü bu vurgu, Kurtuluş Savaşı sürerken 13 Eylül 1920’de, Atatürk’ün TBMM’ye sunduğu “halkçılık bildirisi”ne şöyle yansır:
“TBMM hükümeti, hayat ve istiklâlini kurtarmayı tek ülkü ve amaç bildiği halkı, emperyalizm ve kapitalizm egemenliği ve zulmünden kurtararak yönetim ve egemenliğinin gerçek sahibi kılmakla amacına varacağı kanısındadır.
“Aydınlanma idealleri” ise, Kurtuluş Savaşı’ndan sonra, Cumhuriyet devrimi ile başlar ve diğer devrimlerle yaşama geçirilir.
CHP tüzüğünde, “özgürlük, eşitlik ve dayanışma”nın “sosyal demokrasi”nin ilkeleri olduğuna yer verilmesi de bir düşünsel sığlık örneğidir.
Özgürlük, eşitlik ve kardeşlik ilkeleri; Fransız devriminden gelir ve Türk devriminin altı okunda cumhuriyetçilik (halk yönetimi ile özgürleşme), laiklik (aklın, bilimin, yaşamın özgürleşmesi), ulusçuluk (yurttaş eşitliği), halkçılık (kardeşçe dayanışma, sosyal adalet) ile yer almıştır.
CHP; oldum olası kapitalizmi uysallaştırma amacı güden, emperyalizmin yeni masalı küreselleşme sürecinde giderek sağa yamanan ve kökeni olan Avrupa’da bile halkların çözüm olarak görmekten uzaklaştıkları sosyal demokrasiden mi, yoksa “çağdaş demokrat sol”dan mı yanadır? Yeni tüzükte, bu nokta da birbirine girmiştir. Düşün sığlığı, açıkça kavram karmaşasına yol açmıştır.
Oysa, altı oktaki devrimcilik (yenilenme, çağı yakalama, uygarlaşma, özgürleşmeyi sürekli kılma) ile devletçilik (kamusal yararın gözetilmesi, karma ekonomi) 1917 sosyalist devriminin esintileridir ve diğer oklarla birlikte CHP’yi zaten solda kılan ilkelerdir.
Neredeyse 100. yaşına girecek olan CHP’nin, kendi tüzüğündeki “siyasal hedefleri ve öğretiyi” saptarken bile düşünsel tembellik, ciddiyetsizlik, özensizlik içine düşürülmesi; saraydan aşağıya, toplumun tümüne yansıyan yüzeyselleşmenin dayanılmaz hafifliğine bir kanıttır.

Can Kırıkları
8 Mart Emekçi Kadınlar Günü’nde; Şirin Aktemur’un yazdığı, 5 kadın sanatçının, Gaye Alacacı, Ferahnur Barut, İpek Çeken, S. Dolun Erdener ve Şebnem Gürsoy’un acılarından, neşelerinden, kısaca yaşamlarından kesitlerle örülü “Can Kırıkları” adlı oyunu izledik.
İnanın, geleceğin iyi insanlığını kadınlar doğuracak.    



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

IMF Defteri 27 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları