Bir tarafta ‘Yeni Türkiye’ciler, öte yakada ‘Yeni Yaşam Çağrı’cıları sandıkta ekmek kavgasına başladılar. Ortada sıçan oynayanlar da ‘tıpış tıpış’ gidip adını sanını duymadığımız bir insanoğluna oy verecekler. Versinler. Hakkıdır hakka tapan milletimin.
Cumhurun reisi seçilecekmiş, bana ne? Ben asıl ‘Reyiz’ Galatasaray’da kadro dışı bırakılmış ona yanıyorum. Sahi Melo Brezilya ulusal takımına niye giremiyor? Bir bileniniz var mı? Telles misal? Yedi yiyen gayri milli on bir ayak topçusundan geri kalan yanı var mı bu çocuğun?
Meşin yuvarlaktan kurtulan televizyon seyircisi iftardan vakit buldukça yeni başlayan dizilere göz atıyor. Aç karnına veya iftardan sonra şiş karnına saçma sapan dizi seyretmek kolay değil, ama bu sıcaklarda idare ediyoruz işte. Seçim propagandası izlemekten daha iyi gibi.
Star’da yeni bir dizi başladı. Güzel Köylü. Aslında ‘Köylü Güzeli’ olsa daha güzel olmaz mıydı? Sanki ‘Düriye’nin Güğümleri’nin kaldığı yerden devamı gibi, emme ben sevdim gene de. Bizim oraların havası, suyu, denizi, ekmeği mis gibi kokupdurdu burnumda. Gözleme yerine sürekli otlu börek yiyipduru bizim böyük şeherli artizler de gidip accık Ege şivesi çalışmeyolaaa gari. İşini ciddiye alcen arkideş ciddiye. Artiz dediğin her ağzı gonuşabilmeli de mi?
Neyse şiveden daha önemli ‘şeyler’ var bu dizide. Örneğin Ferdi Tayfur’dan sonra ilk kez ‘Hadi gelin köyümüze geri dönelim’ mesajı veriliyor derinden derinden. Yeni derin devletin yeni Türkiye projesi bu olabilir mi diye işkillenmedim desem yalan olur valla. Paralel devletin projesi olma ihtimali zayıf. Samanyolu’nda veya türevlerinde olsa olabilirdi, ama bu bildiğimiz Star yani. İstanbul bitti. 2023’e daha vakit var, lakin Kanal İstanbul projesini beklemeden televizyon kanalları aracılığıyla İstanbul’u temizleme operasyonuna start verildi galiba şüphesi geldi saplandı böğrüme. Bir ok gibi. Çıkmıyor. Çözüm sürecinde ‘eve dönüş’ projesi revaçtaydı, CB seçimlerinde ‘köye dönüş’ projesi öne çıkıyor galiba.
İstanbul gibi tükenmişlik sendromu yaşayan Gül (Gizem Karaca) Berlin’e kaçamadığı için mecburiyeten Muğla’nın Güzel Köy’üne, babaannesinin yanına (Zerrin Sümer) geri dönüş yapıyor. Peşinden de onu aldatan sevgilisi Kaan (Mehmet Ali Nuroğlu) köyün kahvesinde diş hekimi muayenehanesi açıyor. Böylece milletin efendisi köylünün dişlerinin çürük olduğunu ironik bir şekilde öğrenmiş oluyoruz.
Bence ‘Ekmek için Ekmeleddin’ sloganı yerine Ferdi Tayfur’un ‘Gelin köyümüze geri dönelim’ türküsü daha çok tutardı? Olur da ikinci turda Cumhurbaşkanı da seçilirse hep beraber tüm Türkiye Fadime’nin düğününde halay çeker, Ecevit’in ‘Köykent’ projesini hayata geçirmek için imeceler oluştururduk. Hızımızı alamaz, belki Köy Enstitülerini yeniden kurardık. Sahi Cumhurbaşkanı adayları arasında yoksuldan, ezilenlerden, ötekilerden ve doğaya dönüşten söz eden kaç aday var? Tek. O da baraja takılmazsa iyi. Reis seçimlerinde baraj yoktu di mi?
Sonuç mu? CB seçimlerinde sandığa gitmeden dişlerimizi fırçalamayı unutmayalım!