Geçen yıl bu sütunlarda video hakem uygulaması VAR’a dikkat çekmiş ve “Bu daha başlangıç, ligin sonuna doğru siz VAR’ı göreceksiniz, VAR mı YOK mu? Biz Avrupa ülkelerinin o profesyonel üst düzey eğitimine ve spor anlayışına maalesef sahip değiliz” demiştik. Evet bu bir şey değil; daha neler olacak neler. Hep beraber göreceğiz!
Aslında hakemler pek kabahatli değil. Hepsi donanımlı ve de bu hakemlerimiz UEFA ve FIFA’da maç yönetirken zaman zaman çok başarılı maçlar çıkartıyorlar da neden Türkiye’de böyle saç baş yolduruyorlar? Ben şahsen bu işlerin içinde para, pul, menfaat olduğunu hiç sanmıyorum. İyi de o zaman nedir bu fahiş hatalar?
Bütün olay TFF’deki güvensizlik ortamı. Evet, tüm neden budur. TFF başkan ve yönetimi, futbol camiasının güven oyunu alabilmiş midir? Asla alamamışlardır. Bakın sosyal medyada binlerce futbolsever, TFF ve kulüp başkanları için neler yazıyor! Hepsi çok ağır şeyler. Ancak tenkitleri buralarda duyabiliyoruz veya işte bir Cumhuriyet veya 1, 2 gazete, 1, 2 de TV. Diğerleri ne yazık ki taraf!
Kulüplerde bu federasyonu bizzat kendileri seçtikleri halde onlar da başkanlarına güvenmiyor. Güçlü olan 4 büyükler ve birkaç Anadolu takımı, şampiyon olmayı veya ilk 4’e girmeyi planlamış. Kalanı da düşmeme mücadelesinde. Bu konuda onlar her türlü menfaat hesaplarını yapmakta yarış halinde. Kim güçlü ve becerikliyse o öne geçiyor ama diğer haftalarda, aylarda bunun da garantisi yok. Hakkı yenen ortalığı ayağa kaldırıyor. Yenmeyen ise ama sadece o hafta “Hakem de insandır o da hata yapar” diyerek topu taca atıveriyor, Ayrıca mevcut federasyon başkanları da aynı yoldan yürüdükleri için görevdeki isme asla inanmıyor ve de güvenmiyorlar. Hepsi birbirini eleştiriyor. İşte böyle olunca da MHK ve hakemler sahaya çıktıklarında kaos ortamı nedeniyle ne yapacaklarını şaşırıyor! Aşağıya tükürse sakal, yukarı tükürse bıyık. İnanın bu işlerin içinde bir dönem hem de hem TFF hem de MHK başkanlığı yapmış bir kişi olarak hakem kardeşlerimin sahada iki arada bir derede kalmalarını, futbolcu ve yöneticilerin acımasız saldırıları karşısındaki hallerini görüp ruh hallerini tahlil edince inanın çok ama çok üzülüyor, hatta kahroluyorum.
Neden mi? Bir hakem bir futbol maçının en önemli öğesidir. İsmi üzerinde hakem; bir yerde adaleti sağlayacaktır hakim gibi!. Sen ona güvenmezsen, sen onu saha içinde iter kakarsan hatta küfür edersen onun ne hakemliği ne de hakimliği kalır. Mahkemelerde bunu hakime yapabilir misin? Sonun olur vallahi ama hakem sahada yalnız! Empati yapın ve lütfen koyun onu yerine kendinizi. Bakın neler neler yaparsınız?
Sahada hakeme karşı her türlü sahtekarlığı, aldatmacayı, terbiyesizliği yapan (birkaç istisna hariç) futbolcular, kenarda hakeme her türlü tacizde bulunup hatta küfür eden (birkaç istisna hariç) teknik adamlar, tribünde 90 dakika ona her türlü hakareti yapıp şişe su vs. yaralayıcı madde atan binlerce taraftar, maç sonu ise medya hücumu!
Sonunda ise 3-5 hafta kızağa çekilme korkusu...
Aynı hakemlerimiz neden yurtdışında çok başarılı? Yukarda saydıklarımın hemen hemen hiçbiri yok da ondan. Arada bir biraz seyirci bağırır veya teknik adam müdahale eder, o da normaldir. Dolayısıyla hakemim kendini maça verir, başarılı olur!
Değerli futbolseverler, bakın çok önemli bir şey söyleyeceğim. Ülkemizde maçtan sonra başta futbolcular, kulüp başkanları ve yöneticileri, teknik adamları, masörler dahil, taraftarlar, yazılı ve görsel medyamız ve tabii MHK ve TFF, tüm faturayı hakeme kestiği sürece futbolda bir adım ilerleyemeyiz! Çalgı, çengi, oyun devam eder.
Misal mi? Dönün ve bir geçmiş senelere şöyle bir bakın.
Bu yazımı teyit eden son bir misal daha; Fenerbahçe-Zenith Avrupa kupası maçından sonra Ersun Yanal, bakın medyaya ne demiş: “Gördüğünüz maçta hakem konuşulmadı.”
Değişikliğe, reformlara önce baştan başlayacaksın, son sıra hakeme gelecektir.
İyi pazarlar.