Adnan Binyazar

Ağıdı önce söylenen

17 Şubat 2023 Cuma

Cemal Süreya “Kalın Abdal” adlı şiirine “Ağıdı önce söylenen/ Sen nereye uçuyorsun,/ ağıdı önce söylenen/ ölüm korkusunu atar,/ Sen nereye uçuyorsun/ Boynu usul telli turna” diye başlar. 

Şair, sanki 33 yıl önce ölmemiş, yüreğinden fışkıran acılarla, binlerce yapının karanlıklarında can veren yaşlı genç analara babalara, yüzü ak duvaklı kızlara gelinlere, her biri “cihan parçası” delikanlılara, sınıflarda seslerini çınlatarak a, b, c öğrenen öğrencilere, beşiğinde annesinin memesini arayan kemiği sertleşmemiş bebeklere ağıtlar yakıyor. 

Acı çeken toplumların ağıdı tükenir mi, A. Kadir Paksoy, gözünü dizelerle açıyor deprem sabahına: 

“Bir sabah kalktım ki/ Dövünüp duruyor sabah yeli/ Ağlıyor Anadolu/ Nice yer yurt yerle bir/ Şiirin neye yarar şair...”

BİLİMİN SESİ

TBMM’de kurulan “Deprem Araştırma Komisyonu”na, deprem denince ilk akla gelen Prof. Dr. Naci Görür, dünyanın birçok üniversitesinde kürsüsü bulunan Prof. Dr. Celal Şengör çağrılmamış... 

Oysa Şengör beş ay önce toplumu, ilgilileri uyarmıştır:  

“Türkiye halkı kravat takar, lüks otomobillerde dolaşır, onların bikinili hatunları, sosyetik plajları doldurur, plansız şehirlere şekilsiz gökdelenler inşa ederek yaşanmaz hale getirir ama tüm bu halk zenginiyle fakiriyle, şehirlisiyle köylüsüyle zır cahildir. Kendi tarihinden habersizdir. Aslında ne dilini ne dinini bilir ne geleneklerini tanır ne de toplumsal değerlerinin evriminden haberdardır. 

Artık yeter! Bu ve benzeri rezillikleri yalanlarla bezeyip yücelten, buna karşılık bize bütün dünyada saygınlık kazandıran, aklımızı kullanıp onurlu insanlar olmamızı sağlayan Atatürk’ü aşağılayan âlim pozlu, ukala tavırlı zır cahilleri her gün halkın karşısına diken televizyon kanallarından ve gazetelerden gına geldi.

Yükselen ahlaksızlık grafiğimiz kimin eseridir sanıyorsunuz? Cehalet tüm fenalıkların anasıdır. Biz de o anayı besleyip büyütüyor, onun tosuncuklarına oylar veriyoruz. Artık yeter! Memleketimde her elimi attığım yerde cehalet çirkefine bulaşmaktan bıktım...” 

UYARI!

Bilimin sesi kesilemez, yeter ki toplum o sesi duyacak bilince, bilgi birikimine ersin. Şengör geçen hafta Alman gazetesi BİLD’de bunu açıkladı:  

“Depremin büyüklüğü 7.8 maalesef. İstanbul’da da benzer bir deprem beklemek zorundayız. Önümüzdeki 30 yıl içinde burada 7’den daha büyük bir deprem olma olasılığı yüzde 70 civarındadır.”

“Böyle bir depremin İstanbul için ne gibi sonuçları olabilir” sorusunu, “Korkunç! Korkarım ki 50 bin ila 100 bin arasında ölü olacak. Çünkü şehirdeki binaların yüzde 60’ı kaçak olarak inşa edilmiştir, bunların 8 bini muhtemelen bir depremde tamamen yıkılacaktır!” diye yanıtlıyor.

Bunun önüne ancak bilimin sesine kulak verip ölümün karşısına dirimi çıkarmakla geçilebilecektir...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kent Enstitüleri 26 Nisan 2024
Benlik arayışları 19 Nisan 2024
Romeo ve Juliet 12 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları