Adnan Binyazar

İlaç stoku

15 Ocak 2022 Cumartesi

Beş altı yaşlarımda tanımıştım Asal Uçkunkaya’nın çiftçi dedesini. Gün doğmadan uyanıp buğdayı saplarından ayırdığı harmanında karanlık basıncaya dek çalışırdı. Bu yönüyle herkesin övgüsünü kazanmıştı. İşine erkenden başlayan dede, düven çeken öküzlerin yorulduğunu böğürüşlerinden anlar, onlar dinlenirken o da ortalığı toplardı. 

Sesini yükseltmeden konuşurdu. Onun ne söylediğini ancak yakınları anlardı. O yaşlara gelmiş, kimsenin gönlünü kırdığı duyulmamıştı. 

Baba oğul arasındaki kişilik yapısı, Dede Korkut Kitabı’nda şu dizelerle dile getirilir: 

Oğul, babanın sırrıdır, iki gözünün biridir. / Oğul devletli çıksa, okluğunun okudur, devletsizse ocağının körüdür. / Devletsiz oğul kötülüğünden Allah saklasın, hanım hey!..

BEDEN ÖLÜR, ADI KALIR

Her yönden babasının erdemini yansıtan “devletli” oğul İbrahim Uçkunkaya doğum yeri Ağın’a (Elazığ) ortaokul müdürü atandığında, ben öğretmenliğin eşiğinde, elinden kitap düşmeyen genç bir köy enstitüsü öğrencisiydim. Bir ara tatilde annemi görmeye gitmiştim. Müdür Uçkunkaya, bir öğretmen gibi beni yanına çağırmış, “Öğretmenlik yalnızca okumakla olmaz, çocuğun iyi yetişmesi ancak onu aklı kadar ruhsal yönüyle de yakından tanımaya bağlıdır. Küçük yerlerde gün tez geçmez, sıkılmazsan, okula gelip derslerimi izlersen öğretmenliğe erken başlamış olursun” demişti. 

Öyle bir kişiden gelen öneri, sevinçten göklere uçurmuştu beni. Tatil boyunca gün sektirmeden onun aydınlatıcı derslerinin hiçbirini kaçırmadan izleyerek öğretmenliğe ilk adımlarımı atmıştım.

BABADAN TORUNA

Eczacı olan torun Asal Uçkunkaya, yalnızca Bakırköy’de 10’a yakın kişinin çalıştığı bir eczanenin sahibi değil, çalışanların haklarını gözeten bir yöneticidir de. O örgütçülükte de öncüydü: Eczacılar arasında sosyal dayanışmayı sağlayan İstanbul Ecza Kooperatifi’nin kurucu başkanlığına seçilmiş, üç yıl da Eczacılar Vakfı Yönetim Kurulu Başkanlığı ve altı dönem Türk Eczacılar Birliği Yüksek Haysiyet Divanı üyeliği yapmıştır. Bu arada 2011 yılında Eczacı Dergisi İlaç ve Eczacılık Sektörü Başarı Ödülü ona verilmiş, Eczacı Levent Kamacık Örgütsel Eczacılık Çalışma Dalı’nda da yılın eczacısı seçilerek “Altın Havan”la onurlandırılmıştır. 

İlaç sıkıntısı başladığında, iktidarın yetkin ağızları, aranan ilaçların piyasada bulunamayışını eczacıların stok yapıp sonradan ederinden daha fazlasına satmalarına bağladılar. Uçkunkaya, bir konuşmamızda bu konunun ayrıntılarına inerek gerçeği dile getirdi: 

Sorarım size, aranan ilaçlar piyasaya sürülmezse eczacı onu nerede bulur da stok yapar?

Eczanelerin duvarlarına yazılan şu uyarıcı sözler gerçeği yansıtıyor: 

- Eczanede bulamadığınız ilaçların sorumlusu eczacınız değildir. 

- Ödenmeyen ilaçların ve artan fiyat farklarının sorumluluğu da eczacıda aranmamalı. 

- İnternet kanalıyla satılan ilaçlar sahtedir. Onları kullanıp sağlığınızı tehlikeye atmayın! 

İŞTE GERÇEK NEDEN

Uçkunkaya, ilaçtaki daralmayı, şu nedenlere bağlayarak açıklıyor: 

“Eczanelerimiz yıllardır ekonomik anlamda sıkıntılar yaşıyor. Covid-19 pandemisi ile birlikte daralma daha da arttı. 2009 yılından bu yana İlaç Fiyat Kararnamesi’nde eczacı lehine düzenleme yapılmamıştır. Bu kararname ile 2018 yılında 1057 olan 4. ve 5. kademe ilaç sayısı, 2019 yılında 1304’e, 2020 yılında ise 1483’e çıkmıştır. Aynı dönemde bu ilaçların toplam cirolardan aldıkları pay ise 2018 yılında yüzde 27.78 iken 2019’da yüzde 31.63’e, 2020’de ise yüzde 35.85’e çıkmıştır. Bu grup ilaçlarda toplam kaybımız yüzde 4 ile yüzde 9 arasındadır.”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Atatürk Aydınlanması 3 Mayıs 2024
Kent Enstitüleri 26 Nisan 2024
Benlik arayışları 19 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları