Adnan Binyazar

Komet!

30 Eylül 2022 Cuma

1960 yılında Çorum İlköğretmen Okulu’nda öğretmendim. Sonradan, ad alarak “kuyruklu yıldız” anlamına gelen Komet’i benimseyen Gürkan Coşkun, ilkokul müdürü Kadir Coşkun’un İstanbul Güzel Sanatlar Okulu’nda okuyan oğluydu. Tatilde ailesini görmeye gelmişti. 

Varlık dergisinde yazılarım yayımlanıyordu. Öğrencileri kitaba yöneltiyor, okuma günleri de düzenliyordum. Gürkan bunları duymuş olmalı ki tanışmak üzere okula geldi. Özgün buluşları şiir sanan şairler türemişti. Gürkan, şiir yazdığını da söyledi, hemen okumaya geçti: “Pisi pisi gel Ali...” diye başlayınca onu bu akıma kapılanlardan sanmış, ilkokul kitaplarındaki “Pisi pisi gel pisi, var mı senin gibisi” dizelerini çağrıştıran şiirine gülmüştüm. O da katılmıştı gülüşüme. 

ANILAR

Ölüm, ardında anılar bırakıyor. Komet’in ölümünü gazetede okuyunca o günkü coşkulu görüntüsü canlandı gözümün önünde. Elimi telefona atıp aynı yaşta olduğu yakın arkadaşı Atilla Lâçin’e ulaştım. O da duymuştu öldüğünü. Gençlik günlerini anımsayarak başından geçen olayları anlattı: 

“Bir gün işten eve gidiyordum. Arkadaşlarımızla birlikte bahçeli bir kahvede elinde çay bardağı, bir şeyler anlatırken gördüm Gürkan’ı. Beni yanlarına çağırdı. Masanın üstündeki kâğıdı aldı, bir şeyler çizdi. Bir iki kalem oynattıktan sonra ‘Al, bu senin!’ diyerek bana uzattı. Resme bakınca kendimi aynada görmüş gibi oldum.”

Bir süre susup kaldıktan sonra, gülerek başka birine geçti:  

“Bir gün evine gitmiştim. Evin en büyük odasını atölye yapmış, duvarları resimlerle donatmıştı. Öbür eşyalar ortada darma dağınıktı. Söndürdüğü sigara izmaritlerini yere atmıştı. Şaşkınca sağa sola bakarken ‘Annen baban bunları görmüyor mu?’ diye sordum. Birden köpürdü, bambaşka bir Gürkan oldu. ‘Burası benim çalışma ortamım, istediğim gibi yaşarım. Ben izin vermedikçe de kimse içeriye bir adım atamaz!’ dedi öfkelenerek.”

KENDİNİ YAŞADI

Çorum insanı duygusunu içinde barındırır, dışarıya taşıranına az rastlanır. Sanatının özgünlüğü, Komet’i içine sığmayan davranışlara sürüklemiş olmalı. Öylesine ataktı.  

Bir gün Komet’le Atillalara gitmiştik. Ev halkının arasında birden
ayağa fırlayarak gösteriye başladı. Bedeniyle öyle biçimlere giriyordu ki yaşlısından gencine herkes gülmekten katılmıştı.

O günden sonra ona bir yerde rastlamadım. Yurtdışı bağlantılarımdan dolayı sergilerini de göremedim. İnternetteki resimlerine baktığımda, nedense hep Salvador Dali resimleri geliyordu gözümün önüne. 

Burada Komet’in sanatsal portresini çizmeyi resmin yetkin kişisi Bedri Baykam’a bırakalım:  

“Türk aydınlanması çok değerli bir ismini maalesef kaybetti. Komet, tabii ki en başta resimleri, sonra da şiirleri, kitapları, düşünceleri, yaşam felsefesi ve kahkahaları ile silinmez izler bıraktı. Ülkemiz dışında, Paris’in derin sanat yaşamını da 45 yıldır etkilemiş, çok değerli bir büyük sanatçıdan söz ediyoruz.”

ÖLÜMÜ YAŞADI... 

Yaşamını genellikle İstanbul’la Paris’te sürdürdü. Türkiye’de on beş, Paris’te dokuz, Viyana, Salzburg, Lozan ve Brüksel’de ise birer kişisel sergi açtı; uluslararası sergilere katıldı. Resimleri ise Lozan Kanton Müzesi, Viyana Modern Sanatlar Müzesi, Kopenhag Grafik Sanatlar Müzesi, Paris Modern Sanatlar Müzesi ve İstanbul Modern gibi müzelerde yer almış. 

Öğretmen eşi Zeynep Bayramoğlu’nun, temmuzun 17’sinde Beyoğlu Cihangir’deki evlerinin 5’inci katından düşerek yaşamını yitirdiğini duymuştum. Dün de gazetede Komet’in kanserden öldüğünü okudum. 

Her sanatçı gibi ardında aydınlıklar bırakarak göçüp gitti Komet. Yeri aydınlık olsun...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Atatürk Aydınlanması 3 Mayıs 2024
Kent Enstitüleri 26 Nisan 2024
Benlik arayışları 19 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları