Bir İnsanı Öldürmek…

12 Ocak 2015 Pazartesi

“İnsan hayatı ölçüt olmaktan çıktığından bu yana artık hiçbir şeyin ölçütü kalmadı…”
Elias Canetti’nin “İnsanın Taşrası” başlıklı ve notlarını bir araya getiren kitaptan bir alıntı.
Kitabı dilimize çevirdiğim 2004 yılından bu yana, aklımdan neredeyse hiç çıkmayan notlardan biri.
“İnsanların dünyası” olmasıyla övündüğümüz bir dünyada, insan hayatının ona rasgele son verilecek kadar değersizleşmesi.
Her insan “biricik ve eşsiz”ken, ölenler/ öldürülenlerin birden fazla olduğu neredeyse her durumda hemen bir sayıyaindirgenivermesi. Öldürme eyleminin insanlık dışılığının sayısal ölçütlere vurulması.
Büyük bir patlama olmuş. Ama neyseki yalnızca bir ya da iki kişi ölmüş. Saldırıda neyse ki yalnızca bir kişi ölmüş.
İnsan öldürme’nin insanlık dışılığının, vahşiliğinin, anlamsızlığının sayısal ölçüte böylesine indirgenmişliği, sanki bütün cinayetleri ikiye katlamakta.
İnsanlık tarihinde insan hayatı ilk ne zaman bir ölçüt olmaktan çıkmıştı? Bu sorunun kesin yanıtının verilebilmiş olduğunu sanmıyorum. Ama şurası kesin: Her birimizin, tek tek hepimizin insanlığımızdan utanmamıza yetecek kadar uzun bir zamandan beri bu böyle.
Evet, böyle!
Yani üzülüyoruz, ama utandığımız artık -çoktandır- pek söylenemez. Hem, utanmanın yerini çoktandır ölenlerin sınıflandırılması almadı mı?
Hayatta kalanlarda utanç duygusunu uyandırabilmesi için, öldürmenin sadece öldürme olması çoktandır yetmiyor. Bir “utanma sicili” düzenleyebilmek için bazı soruların cevaplandırılması da gerekiyor.
Kaç kişiydiler?
Hangi ırktandılar?
Hangi mezheptendiler?
Hangi etnik kökendendiler?
Hangi siyasi görüştendiler?
Hayır.
Geride kalanların suçluluk duymaları, insanlıklarından utanmaları, ölenlerin arkasından kendilerinde yaşama hakkını bulma açısından zorlanmaları için, öldürülmüş olmak tek başına yetmiyor.
Öldürülen yalnızca bir, iki kişi ise, kayda değer bile sayılmadığı da oluyor.
“…uyumayın artık, çünkü Macbeth uykuyu öldürdü!”
Gece vakti, uykusunda öldürülen için Shakespeare’in kaleminden dökülen bu dize, artık çok geride kaldı. Çünkü artık öldürülenler için uykuların kaçmasının şartlara bağlandığı bir dünyada yaşanmakta. Hâlâ insanların olduğu çok tartışmalı bir dünyada!
 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları