Bir kemancı düştü yollara...

25 Haziran 2016 Cumartesi

Yurdumuzun ilk usta kemancısı olarak bilinen saray sanatçısı Kemanî Hızır Ağa’nın 1760 yılındaki ölümünden günümüze uzanan süreçte, özellikle Ayla Erduran ve Suna Kan kuşağının uluslararası değerini vurguladıktan sonra, izleyen kuşaktan üstün yetenekli üç kemancımız Tuncay Yılmaz (d.1966), Cihat Aşkın (d.1968) ve Orhan Ahıskal (d.1968) söz konusu olduğunda, Ahıskal’ın Türkiye’de yeterince tanınmadığı için biraz hakkı yendiğini düşünüyorum.

Bunun nedeni, onun yurtdışında birbirini izleyen başarılı konserler zinciri dolayısıyla yurda ancak 2005 yılında dönmesi, Türkiye’de adını bu tarihten sonra duyurabilmiş olmasıdır. Ama o, Ankara’ya yerleştikten sonra, Hikmet Şimşek Hocamızın yıllar önce Ankara’da ikinci konservatuvar olarak kurduğu Ankara Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nın çağdaş bir düzeye ulaşması yolunda çalışmalar yaparken bir yandan da keman sanatçısı yönüyle yoğun dinletiler programını Anadolu’da sürdürmüştür.

'Güzel bir ton’

Ahıskal, YÖK Yasası’yla Hacettepe Üniversitesi’ne bağlanmış olan Ankara Devlet Konservatuvarı’nı bitirdikten sonra, 1988’de bu üniversitenin Bilim ve Teşvik Ödülü’nü alarak öğrenimini İngiltere Manchester’daki Kraliyet Müzik Koleji’nde sürdürmüştür. Sheffield’dan Şili’ye, ABD’ye çeşitli solo ve oda müziği yarışmalarında ödüllerle onurlandırılan sanatçımız, 2002 yılında Amerika’daki Hartford Üniversitesi’nden “Müzik Sanatları Doktoru” akademik unvanını almıştır. 2016’da 6. Donizetti Ödülleri’nde “Yılın Yaylı Çalgı Yorumcusu” seçilen Ahıskal, 1990’da başlayan yurtdışı yıllarındaki konserleri öncesi, yurdumuzun çoksesli müzik alanındaki iki yüz yıllık geçmişini özetlemiş, bu arada ülkemizin kültürünü, tarihini, doğal güzelliklerini ve insanını tanıtmayı görev bilmiştir. Avrupa basını ise onun sanatını şu sözlerle övmüştür: “Olağanüstü bir müzikçi”, “Heyecan verici bir tutkuyla derin duyarlılığın doyurucu bileşimi”, “Güzel bir ton, olgun bir repertuvar ve stil anlayışı, kusursuz bir entonasyonla apayrı bir kemancı”...

Prof. Dr. Orhan Ahıskal, Türkiye’de bestecilerimizin hiç seslendirilmemiş, ya da ender seslendirilen eserlerini, 2014 yılından başlayarak yurdun çeşitli il ve ilçelerinde yorumlamaya girişmiştir. Keman, her yere kolaylıkla taşınabilir ve her yerde çalınabilir olduğundan, sanatçımız, tek seslendirici için bestelenmiş keman eserlerine öncelik vermiştir. Bu konserlere başlarken tarihsel ve kuramsal yönden açıklamalar yapan Ahıskal, Anadolu’da gittiği çeşitli düzeydeki okullarda keman çalma sanatını örneklemiş, her kesimden farklı insanların ilgi gösterdiği bu projeye “Düştüm Yola” adını vermiştir.

Amatör anlayış

“Düştüm Yola”nın amacı, toplumun her kesiminden müzik dinleyicisi olan ya da olmayan insanlarımıza tam bir amatör anlayışla ulaşarak onları ileri bir müzik kültürüyle tanıştırmaktır. Bu kadarı, her gerçek müzikçinin görevidir zaten. Ama, mayıs ayında Ahıskal’ın Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Konser Salonu’nda verdiği, dinleyiciyi olağanüstü duygulara götüren müthiş dinletisinde durum değişikti: Seksen yaşı geride bırakmış bir müzik yazarı olarak söyleyeyim ki, böylesine ilginç ve anlamlı bir dinletiye çok az tanık oldum. Ahıskal, o koca podyumda kemanıyla tek başınaydı, ama yaptığı müzikle podyumu dolduruyordu. Besbelli ki o, bizim pek tanımadığımız başka sularda yüzüyordu.

 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları