BRAGA - Son 3 maçta 3 galibiyet büyük başarıdır dostlar. Hele dün gece geriden gelip öne geçmek ayrı bir başarı. “Devler Ligi’ne devam etmek bize yakışır” diyen Fatih hoca kötü biten 45 dakikanın filmini iyi çekmiş olacak ki değişiklikleri sonuç getirdi. Ama biz maçı başından sona doğru yazalım.

Kim ne derse desin hatta maç öncesi yayında ne demiş olsak da, ilk yarıdaki futbolu gördükten sonra canlı skordan Manchester United - Cluj maçına odaklandım. “Haydi Rooney, haydi be Manu” dedim. Bu kadar kötü bir Melo takımı ancak bu kadar alt üst eder, sabote eder diyerek izledim durdum maçı. Dakika 14; Melo - Dany ortak top kaybı gol oluyordu. “Eyvah” dedik. Ama sanki gol “Geliyorum” demiş gibiydi. Mossoro 32’de golü atarken hazırlayıcısı yine Melo oldu. Bu kadar mı kötü ve yalan oynar bir adam yahu? Hamit de ona yakın fena oynayınca planlar alt üst oldu tabi. Kısaca ikisi bir Muslera kadar olamadılar yani. Braga rahattı ama bu onları daha keyifli oynamaya yöneltti. Adamlar parasızlıktan kırılıyor. Taraftar desen bitik. Cuma akşamı Porto ile kupa oynadılar yine aynı azlıkta taraftar varmış. Portekizliler hayranlıkla Galatasaray taraftarını izlerken bir ara Mossoro’nun golüne sevindiler. Her şey Galatasaray lehineyken gol yemek terse döndürdü. Manu berabere hadi bir gol diye beklerken ‘Golcü’ 58. dakikada işini yaptı ama diğer tarafta da Cluj golü atınca Fatih hoca Amrabat - Aydın derken ardından Umut’u da sahaya sürüp son 20 dakikada galibiyet istedi. 79’da Aydın ile de istediğini almış oldu. Sonrası idare makamı olmalıydı ve öyle de oldu. Buna tam anlamı ile “Kendin pişir kendin ye” derler. Galatasaray, devlerin son 16’sı içinde şubat ayına taşıdı bizleri. Haydi hayırlısı..