Ayağına kurşun sıkmak

30 Temmuz 2015 Perşembe

Çözüm süreci denen ne idüğü belirsiz, gerçekte sadece savaşmama hali olan durum sona erdi, çatışmalar yeniden başladı. Aslında başka türlü olması da beklenemezdi. Erdoğan AKP’si, ne çözüm yolunda daha fazla ilerlemeyi ne de gerçek barışı sağlayabilirdi. Savaşmama halleri de yapıları itibarıyla, geçicidirler ve kaçınılmaz olarak ya yeniden çatışmaya dönüşür ya da barışa evrilme yoluna girerler. “Çözüm süreci” Tayyip Bey’in isteği üzerine yeniden çatışmaya dönüşle kapandı.
Yazık oldu. Çünkü 7 Haziran seçimlerinde HDP’nin, dışarıdan verilmiş ödünç oyların da katkısıyla barajı aşması, Kürt sorununun çözümünde siyaset yoluyla sonuç alınabileceğini kanıtlamıştı.
Ama bu yolda ilerlemeyi Tayyip Bey de istemedi, Kürt hareketinin silahlı kanadı da.
Her iki taraf da siyasi çözümü baltalamak için elinden geleni yaptı. Başarılı oldu da.
Oysa son 30 yılda yaşadıklarımız, silah yoluyla iki tarafın da amaçlarına varamayacaklarını kanıtlamıştı. İki tarafın da kazanamadığı bir savaş söz konusuydu.

***

Son yıllarda yaşananlar, barışçıl çözüme ikna olma konusunda toplumun da önemli mesafe aldığını gösterdi.
Ama Tayyip Bey, 7 Haziran oylamasındaki bozgunun esas nedenlerinin kendi baskıcı tutumu, dayanılmaz boyutlara ulaşmış tutkuları olduğunu görmeyip kaybının nedenini çözüm sürecine bağlayınca, MHP’ye kaptırdığı oyları geri alabilmek umuduyla savaş tamtamlarını çaldırmaya başlamıştır.
Hesap, çatışma ortamıyla şoven duyguları okşayıp erken seçimde bunları oya çevirerek AKP’nin Meclis’te yeniden, tek başına çoğunluğu kazanması ve kendisinin de “Başkan Baba”lık yolundaki yürüyüşüne devam etmesidir.
Tayyip Bey, savaş ve ülkede istikrarsızlık ortamını, seçim hesaplarının temeline oturturken kendi ayağına kurşun sıkmaktadır.
Her şeyden önce hesabın tutacağı kuşkuludur. Bir yandan etnik terör, bir yandan IŞİD ile mücadele, öte yandan ekonomik koşullar Türkiye’yi nereye varacağı belli olmayan çok vahim bir kriz ortamına sürükleyebilir. Bunda kimin altta kalacağı da belli olmaz.
Eğer hesap tutarsa o takdirde de kendi kendisine temizlenmesi güç durumu miras bırakmak gibi abes bir davranışın içine girmek söz konusudur.

***

Olayın PKK yanında da durum farklı değildir. Barışçı çözümü baltalamak ve siyasal müzakereler yolunun önünü tıkamak, gücünü silahtan alan tek varlık nedeni olarak onu görenlerin doğal davranış biçimidir.
Terörün her türlü mantığı dışlayan kör inadı, siyaset yoluyla, sonuç alınacağı kanıtlansa bile kendi yöntemlerinden vazgeçmez ve aksini savunanları da eski yandaşları bile olsa, ölümüne düşman bellerler.
Tarih bunun örnekleriyle doludur. En çarpıcılarından biri de bir zamanlar bütün İspanyol demokratlarının ve dünya kamuoyunun gözdesiyken zaman içinde her türlü desteğini yitiren ETA olmuştur.
Kürt hareketi içinde, şiddeti seçen silahlı kanat, silahla bir yerden öteye varamayacağı gerçeğini bir türlü anlamaz ise, ETA’nın akıbetine uğrayarak yalnız destek kaybetmekle kalmaz, kanlı eylemlerinin her türlü gerekçesini yitirir.
Bir zamanlar terör eylemlerini, haklı istemler meşruiyetine dayandırmış olanlar bu defa yalnızca fanatik bir cinayet örgütü konumuna düşmekten kurtulamazlar.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları