Bir Fırsat Daha Kaçtı

27 Aralık 2012 Perşembe

\n

\n

- Türkiyede Kürtler var, ben de Kürt’üm.\n

\n

Bir zamanlar bu sözleri söyleyen Bakan sonradan 2.5 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.\n

\n

Aradan geçen zaman içinde, Türkiyede Kürtlerin var olduğu gerçeğini söylemek artık vatana ihanet olmaktan çıkıp bir bedahete (besbelli, apaçık olma) dönüşmüştür.\n

\n

Türkiyede Kürtler var, ben de Kürt’ümdediği için 2.5 yıl hapis cezasına çarptırılan eski Bakan Şerafettin Elçiyi, önceki gün, daha söyleyecek sözünün olduğu bir dönemde kaybettik.\n

\n

Kendisine Tanrıdan rahmet, kederli ailesine baş sağlığı dilerim.\n

\n

Şerafettin Elçiyi Emil Galip Sandalcı aracılığıyla tanıdığımda, Türkiyenin Kürt sorununa yaklaşımı bugünkünden çok farklıydı.\n

\n

O zaman resmi ideolojide Kürt yok, yalnızca Türk vardı. Bakanlık koltuğunda oturan birinin o sırada Kürt olduğunu söylemesi bile daha sonra hapse girmesine yetiyordu.\n

\n

Bu yüzden de sorun bir türlü tam olarak ele alınıp tartışılamıyor ve çözülemiyordu.\n

\n

***\n

\n

Artık, Kürtlerin varlığını da kabul ediyoruz, kimliklerine sahip çıkmalarını da...\n

\n

Ama sorun yine etraflı biçimde ortaya konup tartışılamıyor ve çözülemiyor...\n

\n

Çözümün olamaması sorunun, yalnızca terör yanıyla sınırlı kalmayıp bütün yönleriyle ortaya konamaması, demokrasi yokluğundan dört başı mamur biçimde tartışılamamasından kaynaklanıyor.\n

\n

Tabii burada çözümden söz ederken iki tarafın bir arada yaşama iradesinin var olduğu ve yaşama geçtiği bir çözümü kastediyoruz. Yoksa ayrılık tabanına dayalı çözümler her zaman için vardır, ama bunlar iki taraf için de daha maliyetli ve acıdır. \n

\n

Bir arada yaşama iradesinin varlığından yola çıkan ve ona dayanan çözümler, artık Kürt kimliği tüm kamuoyu tarafından tanınıp içe sindirilmesine karşın yine de güçtür ve gittikçe daha da güçleşmektedir.\n

\n

Bu çözüme inanan, şiddeti dışlayan Şerafettin Elçi güçlüğü şu sözlerle açıklıyordu:\n

\n

Çözüm için son şans bizim nesil. Mutlaka benim neslimin görmesi gerekiyor. Çünkü gelecek nesille bu sorunu çözmek mümkün değil. Benim yaşıtlarım öyle ya da böyle Türklerle beraber yaşayageldik. Ama savaşın içinde doğan, Türk dediğin zaman yalnızca hayatını zorlaştıran jandarmayı, polisi anlayan bir nesil var. İçi kin ve hınç dolu bir nesildir bu. Onun için devlet bizim nesille çözmeye çalışmalı.”\n

\n

***\n

\n

Olayın bugün gelip kilitlendiği noktada durmasının nedeni, şimdiye kadar nice fırsatın kaçırılması, kimsenin soruna açık yüreklilik ve soğukkanlılıkla yaklaşacak cesareti gösterememiş, konuyu yalnız terör yönüyle değil, tümüyle ele alıp tanımlayacak bir berraklığa ulaşamamış olmasıdır.\n

\n

Bütün bu söylediklerimizin gerçekleşmesi zorunluydu, ama kolay değildi.\n

\n

Ne var ki, kolay değildiyerek sorunun üzerine gitmekten kaçınmak da anlamsız. Çünkü geciktikçe işler daha da zorlaşıyor.\n

\n

Tabii bütün bunları belirtirken, bir noktayı da görmezden gelmemek gerek. Uzlaşma tek yönlü bir eylem değil, iki tarafın rızasını gerektirir.\n

\n

Uluslararası koşullar ile Merhum Elçinin yukarıda dile getirdiği toplumsal olgu, uzlaşmayı gittikçe daha da güçleştirirken çözüm zorunluluğu da kapıya dayanıyor.\n

\n

2013, hem içeride hem de dışarıda kaçınılmaz değişikliklere gebe görünüyor.\n

\n

Bu durumda, terör ile mücadele, siyaset ile müzakerederken, ne terörle mücadeleyi ne de siyaset ile müzakereyi becerebilen tutumlar çıkmazı derinleştirecektir.\n

\n

İktidarın bir an önce, Kürt politikasını oluşturup anlatması zorunlu. Bunun için de her şeyden önce bu politikanın ne olması gerektiğini kendisinin anlaması gerek.\n

\n

Şerafettin Elçinin kaybıyla bir fırsat kaçtı. Kaçırılacak çok fırsat da kalmadı artık.\n

\n

\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları