Buraya Nasıl Gelindi?

18 Ocak 2013 Cuma

Pariste öldürülen üç Kürt kadın aktivistin cenaze törenleri sırasında, korkulanların aksine, herhangi bir taşkınlık olmaması umut verici bir gelişme.\n

\n

Her şey geçip gittikten sonra konuşmak kolaydır. Ama dünkü cenaze törenlerinin Kürt sorununun çözümü yolundaki gelişmeleri baltalayacak olaylara yol açmasının mümkün ama pek de muhtemel olmadığını düşünmekteydim.\n

\n

Bunun nedeni, konuyla ilgili tarafların tümü değilse bile çok büyük kısmının görüşme sürecini içtenlikle desteklemesiydi.\n

\n

Ve bu kadar desteği sağlamış görüşme sürecinin daha başlarken baltalanması güçtü.\n

\n

İlgili taraflar, her türlü kışkırtmayı engellemek konusunda üstlerine düşeni yaptılar.\n

\n

Bütün bunlardan, engelsiz düz bir yola girildiği sonucuna varmak yanıltıcı olur.\n

\n

Müzakere yolu çetindir, büyük engellerle doludur. Süreç kolay geçmeyecek. Ama şu anda kimse müzakere sürecinden vazgeçme niyetinde değil.\n

\n

Çünkü bu noktaya, bazı gerçeklerin tüm taraflarca anlaşılıp özümsenmesi sonucunda gelinmiştir.\n

\n

Başka bir deyişle nelerin olacağının anlaşılmasından önce nelerin olamayacağı yaşanılarak görülmüş bulunmaktadır.\n

\n

Bu konuda en önemli gelişme, artık Kürt sorununun varlığının kabul edilmesi ve çözümünün konuşulmaya başlanmış olmasıdır.\n

\n

***\n

\n

Bir sorunun çözüm yoluna girebilmesinin önkoşulu varlığının kabul edilmesidir.\n

\n

Türkiyede de, artık yasal önlemler ve birlikçi söylemlerle Kürt sorunu olmadığını iddia etmenin bir anlamı olmadığı anlaşıldı.\n

\n

Kürt Türk birdir, aynı ırktanız, kardeşizgibi, kimlik taleplerini görmezden gelen yaklaşımlar ve bunun baskıyla, güç kullanılarak kabul ettirilmesinin mümkün olmadığı yaşayarak görülmüştür.\n

\n

Birbiriyle hem ilgili, iç içe, hem de birbirinden ayrı bir terör ve Kürt sorunu olduğu artık kavranmış, terörü çözerek, bütün sorunun üstesinden gelinemeyeceği, kaldı ki bu yolla yalnız terörün bile çözülemeyeceği artık yaşanarak anlaşılmıştır.\n

\n

PKKnin silahlı mücadele ile dize getirilmesinin sağlandığı zaman bile sorunun çözülmeyeceği, dağa katılımların sürdüğü ve o sürdükçe de çözümden söz edilemeyeceği görüldü.\n

\n

Kısacası görüldü ki, Kürtlerin isteklerine kulak vermeden, tek yanlı kestirimleri kuvvet kullanarak dayatma yoluyla çözüm mümkün değildir.\n

\n

Türk kamuoyu da resmi ideolojinin alanına sıkışıp kalmanın gerçekçi olmadığını, çözüme yetmeyeceğini, bunu dayatmayla sağlamanın da mümkün olmadığını gördü.\n

\n

***\n

\n

Kürt tarafı da, bağımsızlık taleplerinin ülke, bölge ve dünya gerçekleri ışığında gerçekçi olmadığını, federasyon veya demokratik özerklik gibi bağımsızlık nihai hedefi yolunda birer aşama olan taleplerin silah yoluyla kabul ettirilmeye çalışmanın sonuç vermeyeceğini gördü.\n

\n

Dağın gücü maksimalist hedefleri gerçekleştirmeye yetmedi, ayaklanma denendi, tutmadı, açlık grevleri gibi kitle eylemlerine başvuruldu olmadı. Sonunda şöyle bir durum çıktı ortaya:\n

\n

İki taraf da ne yeniliyor ne de tam olarak karşısındakini yenebiliyordu.\n

\n

O zaman, iki tarafa da yengi getirmeyecek bir savaşı devam ettirmenin anlamı yoktu ve barışı aramak daha doğru yoldu.\n

\n

Yenen yenilen tarafı olmayan savaşta tarafların bu yenmemişlik ve de yenilmemişlik konumları ise barışçı bir çözümün yolunda en büyük etkendir.\n

\n

Çünkü ne yenilmişliğin ezikliği ne de yenmişliğin böbürlenmesi içinde olmayacak olan taraflar, gerçekçi çözümlerin aranmasına elverişli konumda bulunmaktadırlar.\n

\n

Bu aşamada yapılması gereken ilk şey bu gerçeğin kamuoyu tarafından da kavranıp sindirilmesini sağlayacak yöntemleri ve dili geliştirmek; ancak ondan sonra birlikte çözüm arama iradesinin güçlendiğini görmek mümkün olacak.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları