CHP ve Önseçim – I

24 Ekim 2013 Perşembe
15 Ekim Salı günü, bu sütunda yayımlanan “Sarıgül
Atanırsa” başlıklı yazıyla igili olarak CHP Kocaeli İl
Başkanı Yalçın Kuşkan telefonla aradı, CHP’nin
önümüzdeki seçimlerdeki adaylarının bütün üyelerin
katılacağı önseçimlerle saptanması önerisine
katıldığını bildirdi.
Kuşkan, CHP’nin, Kocaeli’nin 12 ilçesinde 26
bin 800 üyesi olduğunu söyledi ve şimdiye dek 7
ilçede 18 bin 500 üyeyle önseçim kararı alındığını,
kendilerinin Gebze ile ilgili de başvuruları olduğunu,
onun da kabul edilmesi halinde, 22 bin 500 üyenin
katılımıyla 8 ilçede önseçim yapmayı başaracaklarını
belirtti. Ve son sözleri şunlar oldu:
- Adayların tüm üyelerin katılacağı önseçimle saptanmasını
doğru buluyorum.
Buna karşılık yılların gazete yöneticisi, CHP’yi
yakından bilen kadim dostum Naim Kılıç’tan bu
konuda kuşkularını dile getiren ilginç bir mektup
aldım, yayımlıyorum:
“15 Ekim Salı günkü ‘Sarıgül Atanırsa’ başlıklı yazıyı
okuyunca düşündüm...
Yazı bana göre CHP yönetimlerine uzatılan gerçek
bir dostun eliydi.
Yazınızı kısaltıp, alıntılamalıyım ki aklıma takılan
noktaları ve bana göre, gerçeklerle çatışan yanlarını
belirtebileyim:
‘Adaylar, mutlaka seçimle belirlenmeli.
Salt delegelerin katılacakları oylamaları kastetmiyorum.
Zira belediye başkanlarını yerel lordların ayak
oyunlarına terk etmemelidir.
Tüm üyelerin katılımıyla yapılacak seçim sonucunda
adayların saptanmasının bir başka yararı da böyle
bir girişimin örgütü derinleştirip dinamikleştirmesi
olacaktır. CHP’nin bu yerel seçimlerde buna çok
ihtiyacı var. Çünkü seçimlere geriden giriyor ve
elindeki tek koz örgütün tabandan dinamik katkısı,
hatta onu daha yukarılara çekecek coşkusu olacaktır.’
***
Sosyal demokrat bir parti ise CHP, böylesine demokrat
bir yapıya kavuşmalıdır.
CHP’nin delege yapısını güvenilir görmüyorsunuz,
ben de katılırım.
Yaşayarak tanık oldum ki CHP delege yapısı neyse
üye yapısı da aynen odur.
Delegeler nasıl masalarda belirleniyorsa, üyeler
de lordlarca masalarda belirleniyor.
M. Kırıkkanat’tan alıntıladığınız örnekten yola
çıkarak, hizipçiliğin yerleştiği illerimizde genel merkez
atamalarının vazgeçilmez olduğuna inanıyorum.
Bir televizyon tartışma programında, CHP yetkili
genel başkan yardımcısının duruma göre ilden
ile farklı uygulama kararında oldukları açıklamasını
gerçekçi buluyorum.
B. hizbinin hâlâ egemen olduğu başka bir ilimizden
örnekler vererek anlatayım.
Bir ilçenin CHP’li üye sayısı 250’den 500’e ulaşır
ve yeni üyelerin tümü sadece bir beldede yapılan
kayıtlarla oluşturulursa...
İlçe belediye başkanlıkları için başvurular sekize
ona yaklaşırsa...
Ve adaylar Gürsel Tekin’in yaptığı gibi değil de
rakiplerinin ne hırsızlığını, ne ahlaksızlığını kahvehanelerde
sergiliyorsa...
Yönetim kademesi ilçe başkanından genel başkanına
kadar, partinin disiplin hükümlerine göz yummak
zorunda kalıyorsa...
Bir büyükşehir belediye başkan adayı...
Demokratik seçim diye ortalığı ayağa kaldırmaya
çalışırken sandığa itibar edilmeyip, genel başkanlıkça
atama yapılırsa sokağa döküleceklerini açık
açık kahvelerde meyhanelerde bağıra çağıra ilan
edebiliyorsa...
Üstelik eski bir milletvekili ve benzer gerekçelerle
partiden uzaklaştırılmış olan bu adayın gerçek işinin
taşınmaz mallar üzerinde ticaret olduğu düşünüldüğünde...
Hayli zengin olduğu ve bol para yarışa girdiği
bilinirse...
Siyaset lordlarına güvenmektense, Kılıçdaroğlu’na
güvenir ve hatta teslim olurum.
***
Sarıgül hakkında dijital âlemde dolaşanlar doğru
mudur, değil midir?
Öğrenmeye çalışmam; yaptıkları nedir bilmiyorum;
Genel Başkan olmak hedefiymiş, ona da karışmam,
korkmam da...
Baykal tipi hizipçiliğin girdiği örgüte herkes girer,
ama demokrasi asla giremez.
Belki yararı olur umuduyla. Dostça saygılarımla...”
Aziz dostum Naim Kılıç’a üzerinde düşünülmesi
gereken mektubu için teşekkür edip, söylediklerini
yarın birlikte ele alıp, irdeleyelim isterseniz


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları