Fazıl Say Davası Ve Türkiye'nin İmajı

23 Nisan 2013 Salı

- Fazıl Say piyano çalmaktan mahkûm olmadı.

\n

İyi ki Sayın Bekir Bozdağ yukarıdaki zekâ dolu açıklamayı yaptı da gerçeği öğrendik.
Peki, ne yüzden mahkûm oldu Fazıl Say?
Ünlü sanatçımız halkın bir kısmının benimsediği dini değerleri aşağıladığı için, TCK 216. maddesinden dolayı on ay hapis cezasına mahkûm oldu.
Doğrusu bu mahkûmiyetin gerekçesini anlamak da zordur.
Gerçi her ne kadar Say’ın Twitter’den geçtiği
“Bilmem fark ettiniz mi, nerede yavşak, adi, magazinci şaklaban varsa hepsi Allahçı. Bu bir paradoks mu?” tümcesi, şoke edici olsa bile metni dikkatle okuyunca görüyorsunuz ki, amaç “Allahçılar”ın böyle olduklarını söylemek değil. Nitekim biraz aşağıda şunları söylüyor:
“Hem dilinden Allah kelimesini düşürmeyeceksin, inanmış bir Müslüman olduğunu söyleyeceksin, hem de bununla bağdaşmayan sözler söyleyip işler yapacaksın!
Bu bir paradoks değil mi?”
Görülüyor ki, adi yavşak, magazinci, şaklaban olarak nitelenen davranışların
“Allahçılar”a has olduğu gibi iddia yok. Tam tersine bu tür davranışlarla Müslümanlık bağdaştırılmıyor, bir arada bulunması paradoks olarak niteleniyor.
Kısacası, ben Fazıl Say’ın fiilinin TCK 216’ya da uymadığını düşünüyorum.

\n

***

\n

Bir daha altını çizerek belirteyim, içime sindiremediğim yalnızca TCK 216 değil. Kimi yargıçların elinde kolaylıkla her yana çekilebilecek olan bu maddeye zaten karşıyım ama burada vurgulamak istediğim, Fazıl Say’ın fiilinin o maddeye bile uymadığıdır.
Ama yine de
“Bu karar Türkiye’ye yakışmadı, bu karar yüzünden Türkiye’nin imajı bozuldu” demiyorum.
Tam tersine diyorum ki:
- Bu karar tam da Türkiye’nin yapısını yansıtmaktadır ve ülkemize yakışmıştır.
Gerçekten Türkiye buluttan nem kapan, hoşgörüsüz, saplantılı insanların çoğunlukta olduğu, bireysel tahammülsüzlüğün toplumsal hale dönüştüğü ve mahkeme kararlarına kadar yansıdığı bir ülkedir.
Hrant Dink’i düşünün!
Yazdıklarını zorlayarak kendisini Türklüğe hakaretten mahkûm etmedik mi?
Daha sonra Trabzon’dan Ankara’ya, oradan İstanbul’a, devletiyle, güvenliğiyle öldürülmesini elimiz kolu bağlı, seyretmedik mi?
Görülen davası sırasında özel yetkili mahkemenin olayda örgüt bağlantısı olduğunu ama bulup kanıtlayamadıklarını söylediğine tanık olmadık mı?
Türkiye, delil niteliği, gerçekliği bile kuşku götüren belgelerle kendi Genelkurmay Başkanı’nı terörist diye içeri tıkan bir ülke değil mi?

\n

***

\n

Türkiye kırktan fazla gazetecinin hapiste olduğu bir ülke değil mi?
Türk olduğu halde yıllarca Fransa’da yaşadığından ülkesinin özelliklerini bilmediği için, bedava eğitim istemek, yasal gösteriye katılmak gibi fiillerinden dolayı genç kızlarını tutuklayıp hapis cezasına mahkûm eden bir ülke değil miyiz?
Türkiye’de
“özel yetkili ağır ceza mahkemeleri” yok mu?
Türkiye’de bunların kararıyla tutuklanan gazeteciler yazarlar, avukatlar, rektörler bulunmuyor mu?
Tahammülsüzlük, toplumsal ve de rejimsel özelliklerimizden biri değil mi?
Şimdi söyler misiniz, bu durumda karar Türkiye’ye yakışıyor mu, yakışmıyor mu?
Dünya çapında piyanistini düşüncesi için 10 ay hapse mahkûm eden ülke imajı yanıltıcı mı, yoksa gerçeği mi yansıtıyor?
- Dünya bizi tanımıyor.
Sık sık böyle yakınırız.
Yani sanırız ki, aslında biz çok iyiyiz, tahammüllüyüz, dünya gerçek yüzümüzü görse bizi sevecek.
Acaba gerçekten öyle mi?
Sanmıyorum.
Tam tersine sanırım ki, sanatçısını düşüncesinden dolayı hapse mahkûm eden ülke imajı üstümüze cuk oturuyor; gerçek yüzümüz bu kararda ayniyle yansıyor.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları